19 Eylül 2015 Cumartesi

Tünel

Eskiden cezaevlerinden kaçmak için kazılan tünelleri duyardık. Bosna Savaşı yıllarında Sırp askerlerinin kuşatması altındaki Bosna'nın başkenti Saraybosna'ya ulaşım amacıyla açılan tüneli sıkça duyduk. Bosna-Hersek Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanı, kendisini her zaman rahmet ile andığım Aliya İzzetbegoviç bile Saraybosna'ya gitmek için bu tüneli kullanıyordu.



Saraybosna'daki Umut Tüneli
Saraybosna'daki Umut Tüneli Girişi (Bugün müze olarak kullanılmaktadır)


İlerleyen yıllarda  İsrail'in Gazze'ye uyguladığı ambargoyu delmek için Filistin'lilerin Gazze ile Mısır'ın Kuzey Sina bölgesi arasında açtıkları tüneller haber olmaya başladı.

Gazze'deki Filistinlilerin dünyaya açılan tek kapısı olan bu tüneller Gazzeliler için hayati öneme sahip. Bu tünellerden neler geçirilmiyor ki. Gıda maddeleri, ilaç, yakıt, her türlü tüketim maddeleri, canlı hayvan, inşaat malzemeleri. Hatta otomobil bile bu tünellerden Gazze'ye geçiriliyor. Bu tüneller ortalama 700-1500m uzunluğunda. Bir tünelin açılmasının maliyeti 70,000 dolar civarında. Tünellerin Filistin tarafından 1200 civarında girişi var. Bu tüneller karşı tarafta 350-400 civarında tünelle noktalanıyor. Bu tüneller birkaç aile tarafından kontrol ediliyor. Bu tüneller aynı zamanda birileri için büyük bir kazanç kapısı. Örnek vermek gerekirse bu tünellerden bir otomobilin Gazze'ye geçirilmesi için ödenen ücret 500 dolar civarında. 2011 yılında bu tünellerden 13,000 araç Gazze'ye geçirilmiş. Tünellerde yılda 200 civarında Filistinli ölüyor. Hamas'ın gelirlerinin %10-15'i bu tünellerden elde ediliyor. Tünellerin günlük geliri 170,000 dolardan fazla.









Bu tüneller Saraybosna'da olduğu gibi Gazze'de de müslümanların nefes almasını sağlıyor. İsrail bu tünelleri imha etmek için saldırılar yapıyor. İsrail'in yaptığında hayret edecek birşey yok. Ama Mısır'ın yeni diktatörü de bu tünelleri kapatmaya çalışıyor. Bugünkü basında Mısır'ın bu tünellere deniz suyu doldurmaya başladığı haberleri yer alıyor. Ben diyecek bir söz bulamıyorum.

Gazze tünellerinden birini tesbit eden İsaril askeri

Milli Gazete 19 Eylül 2015

15 Eylül 2015 Salı

Dağlıca Türküsü



Sana sıkılan kurşun
Ciğerime saplanır
Bilmem bu acı nasıl
Yüreğimde saklanır

Can verdiğin bayrağın
Tabutuna sarılmış
Sana yüce yaradan
Cennetten yer ayırmış

Şehidim rahat uyu
Biz bekleriz vatanı
Bu millet affeder mi
Sana kurşun atanı

Can verdiğin bayrağın
Tabutuna sarılmış
Sana yüce yaradan
Cennetten yer ayırmış

Melekler seni bekler
Hasretle gökyüzünde
Sen her şeye değersin
Milletin gözünde

Can verdiğin bayrağın
Tabutuna sarılmış
Sana yüce yaradan
Cennetten yer ayırmış

(1)  Jandarma Genel Komutanlığı Bandosu'nun  Dağlıca’da terör örgütü PKK’nın saldırısıyla şehit olan 16 asker için yazdığı türküdür.

12 Eylül 2015 Cumartesi

Vinçler Altında İbadet

Dün Kabe'de Mekke'yi Amerika'nın Manhattan bölgesine çevirme projesinde çalışan vinçlerden birisi yıkıldı ve ilk bilgilere göre 100 den fazla hacı adayı hayatını kaybetti. Bu sayının birkaç misli hacı adayı da yaralandı.


Manhattan (New York)

Mekke
 
Bugünkü gazetelerde Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'in "Bu büyük ibadetin vinçlerin gölgesinden kurtulması, İslam dünyası olarak temennimiz" şeklinde bir demecini gördüm.

Bu kutsal mekanlar İslam aleminin ortak değerlerdir. Bu mekanlarda Suudi yönetiminin rant için keyfi uygulamalarına izin verilemez verilmemelidir. Ancak İslam alemi ve Türkiye maalesef bu konuda çok sessiz. Batının en lüks markaları Kutsal Kabe'nin dibindeki Zemzem Tower'daki mağazalarda müşteri bekliyor. Mekke'nin bu durumu kalbimi sızlatıyor. Daha önce de yazdım (1).  Mekke ve Kabe'deki bu çirkinlik abidesi yapılaşmalar bir an önce durdurulmalı. Dünkü vinç hacıların üzerine düşmüş. Bu şekilde devam ederse başka bir vinçde Kutsal Kabe'nin üzerine düşüp yıkımına sebep olabilir ve hiç bir müslüman yarın büyük hesap gününde Allah'ın (cc) huzurunda Kabe'yi yıkmanın veya buna seyirci kalmanın hesabını veremez.

Sayın Görmez, İslam aleminde en büyük müslüman ülkelerden birinin Diyanet İşleri Başkanı olarak bu konuda şimdiye kadar bir uyarıda bulundu mu acaba merak ediyorum. Sahiden bu yapılaşmayı eğer İsrail yapmış olsaydı İslam alemindeki tepkiler nasıl olurdu acaba. İsrail'in Kudüs'te yaptığı çalışmalarda sesini çıkaran İslam alemi, çok daha kötüsünü Kutsal Mekke ve Medine'de yapan Suudilere neden sessiz kalıyor? Bu da sorumu şimdi dediğinizi duyar gibiyim. Suudiler baş tacımız (!)

(1) http://zaferzog.blogspot.com.tr/2014/02/mekke-ve-kabe.html