25 Eylül 2016 Pazar

Ah yalan dünyada yalan dünyada

Neşet Ertaş

Yaşar Kemal'in deyişiyle "Bozkırın tezenesi", abdallık geleneğimizin son büyük temsilcisi, aramızdan ayrıdığından beri dört yıl geçmiş. Seni rahmetle anıyorum.


Hep sen mi ağladın hep sen mi yandın
Ben de gülemedim yalan dünyada
Sen beni gönlümce mutlu mu sandın
Ömrümü boş yere çalan dünyada

Ah yalan dünyada yalan dünyada
Yalandan yüzüme gülen dünyada

Sen ağladın canım ben ise yandım
Dünyayı gönlümce olacak sandım
Boş yere aldandım boş yere kandım
İrengi gözümde solan dünyada

Ah yalan dünyada yalan dünyada
Yalandan yüzüme gülen dünyada

Bilirim sevdiğim kusurun yoğdu
Sana karşı benim hayalim çoğdu
Felek bulut oldu üstüme yağdı
Yaşları gözüme dolan dünyada

Ah yalan dünyada yalan dünyada
Yalandan yüzüme gülen dünyada

Ne yemek ne içmek ne tadım kaldı
Garip bülbül gibi feryadım kaldı
Alamadım eyvah muradım kaldı
Ben gidip ellere kalan dünyada

Ah yalan dünyada yalan dünyada
Yalandan yüzüme gülen dünyada


9 Eylül 2016 Cuma

Buhara'dan Gelen Kılıç

Bugünlerde Türk Milleti bu son vatan toprağımızı bölmek isteyen emperyalist devletlere karşı  büyük bir savaş veriyor.  Sizleri günümüzden bu Anadolu topraklarındaki son Kurtuluş Savaşı günlerine götürmek istiyorum.

Osmanlı Devleti parçalanmış, Anadolu toprakları emperyalist devletler tarafından işgal edilmiş, Mustafa Kemal Paşa ve bir avuç arkadaşı ülkenin kurtuluşu için bu millete önderlik etmekte. Ancak para ve silah temini büyük problem. Bu günlerde Rusya'da Bolşevik Devrimi gerçekleşmiş. Mustafa Kemal, Sovyetlerle anlaşma yapmak ve yardım için Dışişleri Bakanı Yusuf Kemal Tengirşeh'i Moskova'ya gönderir. Moskova silah yardımı yapabileceklerini ancak maddi yardım yapamıyacaklarını söyler.

Bu sırada Buhara Halk Cumhuriyeti ilk Cumhurbaşkanı Osman Hoca (Osman Kocaoğlu 1878-1968) bu durumu haber alır ve  kendilerinin yardım yapabileceğini bildirir. Yardımı Anadolu'ya ulaştırmanın tek yolu Kazan-Moskova arasındaki demiryolu hattıdır. 100 milyon ruble altın demiryolu ile Moskova'ya gönderilir. Buhara Halk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Osman Hoca bu altınlarla birlikte 3 Kuran'ı Kerim ve 3 kılıç da gönderir. Ruslar bu altınlardan 10 milyon ruble altını Anadolu'ya gönderir. Gönderilen silahların bedeli olarakta 10 milyon ruble altın kabul edilirse yaklaşık 80 milyon ruble altına Ruslar el koyar ve Anadolu'ya göndermez. Buhara'nın bu durumdan hiç haberi olmaz. Bu yardım Anadolu'da Sovyet yardımı diye bilinir. Aslında yardım Buhara'daki kardeşlerimizin yardımıdır. Daha da öncesine gidersek Buhara'dan gelen bu altınlar Büyük Türk Hakanı Emir Timur'un altınlarıdır.

Türk Ordusu 26 Ağustos 1922 de başlayan Büyük Taarruz sonucunda Anadolu'yu işğal eden Yunan birliklerini önüne katarak 9 Eylül 1922 günü İzmir'e girer. İzmir'e ilk giren birlik Yarbay Ahmet Zeki Bey (Tümgeneral Zeki Soydemir) komutasındaki 2. Süvari Fırkası (Tümen)'dır. Ahmet Zeki Bey öncü olma görevini 2. Süvari Fırkası, Dördüncü Alay Komutan Yardımcısı Yüzbaşı Şerafeddin Bey'e verir. İzmir'in kurtulu ile ilgili belgesellerde gördüğümüz Hükümet Konağı'nın balkonuna çıkarak Türk bayrağını çeken Yüzbaşı Şerafeddin Bey'dir.

Mustafa Kemal Buhara Halk Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı Osman Hoca'nın gönderdiği 3 kılıçtan birisi olan "üçüncü kılıcı" İzmir'e ilk giren Dördüncü Alay Komutan Yardımcısı Yüzbaşı Şerafeddin Bey'e hediye eder.

Şerafeddin bey daha sonra Albay olarak emekli olduktan sonra İstanbul'a yerleşir. Şerafeddin bey 6 Kasım 1951'de vefat edince, eşi Siret Hanım, "üçüncü kılıcı" İzmir'de açılması planlanan İnkılap Müzesi'ne verilmek üzere İstanbul Valiliği'ne kendi eliyle götürüp teslim eder. Ancak kılıcı Siret hanımdan emanet alan dönemin yetkilileri kılıcı İnkılap Müzesine ulaştırmaz. Bugün kılıç nerededir bilinmez. Sadece kılıç mı bugün İzmir'in hiçbir yerinde Yüzbaşı Şerafeddin Bey ile ilgili en ufak bir bilgide yoktur.

Osman Hoca 1922 yılı sonuna kadar Buhara Halk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olarak görev yapar. Buhara'yı işgal eden Sovyetler'in çekilmesini ister. Rusların tepkisi üzerine 10 Nisan 1922'de Afganistan'a gider. Amacı altın karşılığı İngilizlerden silah almaktır. Ancak ingilizler Osman Hoca'ya silah vermezler. Aynı tarihlerde Enver Paşa'da Ruslar tarafından öldürülür. Buhara'ya dönerse öldürüleceğini öğrenen Osman Hoca daha sonra Eylül 1923 ayında Türkiye'ye gelir. Mustafa Kemal ile görüşür. Kendisine milletvekili maaşı bağlanır.

Osman Hoca İstanbul'da da boş durmaz. Yeni Türkistan dergisinde yazdığı yazılarda ve verdiği konferanslarda Sovyet Rusya'nın Türkistan'da uyguladığı sömürgeci politikaları eleştirir. Rusların baskılarına rağmen, Mustafa Kemal'in koruması altında olan Osman Hoca, yazılarına ve konferanslarına devam eder. Fakat Atatürk'ün ölümünün ardından Osman Hoca'nın arkasında duran kimse kalmaz. Ruslar istiyor diye Türkiye'den sürülür. Celal Bayar Başbakan'dır. 1939'da önce Polonya'ya, oradan da İran'a gitmek zorunda kalır. Acı ama gerçektir; kurtuluşuna gönderdiği altınlarıyla destek veren bu saygıdeğer insana Türkiye Cumhuriyeti, Rusların baskısı nedeniyle, sahip çıkmamıştır.

Ancak II. Dünya Savaşı sonrasında, 1945 yılında yeniden İstanbul'a dönen Buhara Halk Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanı Osman Hoca, 28 Temmuz 1968'de Hakk'ın rahmetine kavuşur ve Üsküdar'daki Özbekler Tekkesi'nin haziresinde toprağa verilir.

Yüzbaşı Şerafeddin Bey'e ve Buhara Halk Cumhuriyetinin ilk Cumhurbaşkanı Osman Hoca'ya tüm şehitlerimizle birlikte Allah (cc)'tan  rahmet diliyorum. Mekanları Cennet olsun.


(1) Bu kılıçlardan birisi Mustafa Kemal Paşa'ya, diğeri ise İsmet Paşa'ya hediye edilmiştir.