26 Eylül 2023 Salı

Tahir Minareci Adını Duydunuz mu?

Yaşı benim gibi ileri olanlar bilirler gençlik yıllarımızda kasetler ve plaklar vardı müzik dinlemek için. Plaklar pahalı olduğu için kasetler daha yaygındı ve genellikle insanlar ulaşılabiyordu. Ayrıca kasetlerin korsanını yapmakta mümkündü. CD teknolojisi müzik dünyasına girince meraklıları dışında kaset ve plaklar gözden düştü. 

Son yıllarda plak tekrar popüler olmaya başladı. Plaklara olan bu ilgi yavaş yavaş kasetlere de dönmeye başladı. Tabi bunda en büyük etken plak fiyatlarının özellikle dönem plakların fiyatlarının anormal artması. Kasetlere olan ilgi kaset fiyatlarını da yükselme trendine soktu. Ayrıca kasetlerin hepsi dönem. Yeni üretim yok. Geçen hafta sonu Bursa'da Nilüfer Agora kapalı pazar yerinde her ayın üçüncü pazar günü düzenlenen Antika Pazarında  bir kaset için 750 TL istendiğini duydum. Daha birkaç yıl öncesi kasetler 2, 5, 10 TL gibi fiyatlara satılıyordu. Şimdilerde 40-50 TL civarında. Bende plak fiyatlarındaki artış karşısında kasetlere yöneldim. Bence kasetler eğer kayıt iyi ise, nem ve ısıdan korunmuş ise plaktan çok daha iyi olabilir.

Sizde kasetlere ilgili iseniz kasetler üzerinde bu logo olanına hiç rastladınız mı? Bu kasetler Minareci adı ile bilinen Tahir Minareci tarafından yayınlandı.

Tahir Minareci, 1923 doğumluydu. 30 lu yaşlarda İstanbul'da deri kösele toptancılığı yaptı. 1960 ihtilalinden sonra işini kaybetti. Binlerce Türk gibi 1964'de çoluğu çocuğu toplayıp Sirkeci Garı’ndan trene bindi ve gurbetin yolunu tuttu. Münih’e yerleşti. Çeşitli işlere girip çıktı. Ama bir türlü yaptığı o işleri sevemedi.

Derken bir konu dikkatini çekti. Almanya’da yaşayan gurbetçilerimiz müziğe hasretti. Ve onlara Türkiye’de yapılan plakları, kasetleri sunacak, Almanya’da yeni sanatçıların yeni hatta ilk kasetlerini çıkartacak bir firma yoktu.

Münih’teki Türk işyerlerinin yoğun olduğu Bayer ve Goethe Caddesi üzerindeki kaset ve plak satan dükkânların sayısı her geçen gün artıyordu. Bu dükkânların sahipleri Türkiye’den arabalar dolusu kaset ve plak getiriyor, ancak çok kısa zamanda hepsi tükeniyordu.

Türkiye’de çıkan kasetlerin Almanya’ya getirilmesinin zahmetli ve pahalı bir iş olduğu fark edince Türkiye’deki sanatçılarla anlaşarak onların kasetlerini Almanya’da basmaya ve satmaya karar verdi.

Türk’ün yaptığı müziği gurbetçinin ayağına getirecekti. Ve Minareci adını verdiği  şirketini kurdu. Onu Uzelli ve Türkola şirketleri izledi. Türkola’nın kurucusu ise fabrika işçisi olarak gelen kadın bir işçimizdi. O da altı çocuklu Malatya'lı bir ailenin kızı olan Yüksel Özkasap'tı.

Yaz tatillerinde Türkiye’ye geldiklerinde, ilk iş olarak Unkapanı’ndaki plakçılar çarşısına koşarak yeni kasetleri toplayan gurbetçiler, artık Türkiye ile aynı anda çıkan tüm kasetlere sahip olabiliyorlardı.

Türk Müziği, Halk Müziği, Arabesk, Türk Pop Müziği.. Ne ararsanız vardı. Çok kısa sürede binlerce çeşit kaset; vatan hasreti, aşk acısı, sevda çeken gurbetçilerimize ulaşmaya başlamıştı.

Minareci; kısa bir sürede Almanya’nın hatta Avrupa’nın en büyük müzik kuruluşlarından biri olup çıktı. Hatta hatta İbrahim Tatlıses, Zeki Müren, Ferdi Tayfur, Orhan Gencebay, Yunus Bülbül, Müslüm Gürses, Emel Sayın, Kibariye, Hakkı Bulut, Gülden Karaböcek ve daha birçok ünlü sanatçının kasetlerini Türkiye’de çıkmadan önce Avrupa’da yaşayan gurbetçilerimize ulaştırmaya başlamıştı Tahir Minareci.


 

Video kasetler piyasaya çokmaya başlayınca video kaset işine de girdi. Başkaları bir VHS veya betamax filmi 100 Mark’a satarken Minareci 3 filmi 110 Mark’a verirdi. Sırf gurbetçi kardeşlerimiz vatan hasretlerini gidermek için sevinsin ve karşı tarafa fazla para ödemesin diye.


 

Böylesine insan, adam gibi adamdı. Münih’in efsanevi iş adamı Tahir Minareci, 3 Ocak 2014 Cuma günü 91 yaşında hayata gözlerini yumdu. Uzun süredir hastalıklarla savaşan ve Münih’te yaşamını yitiren Minareci için Münih’in Pasing semtindeki DİTİB Hacı Bayram Camisi’nde cenaze namazı kılındı.

1964’de Münih’e gelen Minareci 1969’da ilk Türkçe müzik ve 1980’de de video kasetlerini çıkarmıştı. Bugün meşhur olan pek çok sanatçının ilk kasetleri Minareci etiketi ile yayınlanmıştı. Türk işyerlerinin yoğun olduğu tren garı yakınlarındaki Bayer ve Goethe caddesi üzerindeki Export-Import mağazaları çok ünlüydü.





 

 

25 Eylül 2023 Pazartesi

Plak Diğer Ses Formatlarını Geride Bırakır mı ?

 

Gerçek müzik hayranları, en sevdikleri albümleri ve parçaları dinlerken mümkün olan en iyi ses kalitesini elde etmek isterler; bu nedenle çoğu zaman bütçelerini de zorlayarak mümkün olan en iyi ses sistemini kurmaya çalışırlar. Ancak yüksek kaliteli ses, kullandığınız hoparlörlerin, hifi cihazların ötesine geçer. İster en son mobil uygulamalar üzerinden müzik dinlemeyi tercih edin, ister CD çalarınıza, kasetçalarınıza, pikabınıza, makaralı teybinize güvenin, müziğin kaydedildiği medya formatı (kaset, plak, makara band, dijital ortam gibi) önemlidir.

Her medya formatının güçlü ve zayıf yönleri vardır. Birçok plak tutkunu, en sevdiğiniz şarkıları tüm ihtişamıyla yakalamak istiyorsanız, - özellikle de rock, folk ve R&B (Rhythm and blues) 'nin en parlak döneminden kalma eski müzikleri - size bir  pikap önerecektir. Bu her zaman doğru mudur?

Plakların diğer formatlara göre avantajlı olduğu yer

Plaklarda bir yeniden diriliş görmemizin bir nedeni var - ve bu sadece koleksiyonlarına eklemek için sanatçıların dönem baskısı LP'lerini kapan plak avcıları değil. Evet, plakların son zamanlardaki popülaritesinde kesinlikle duyusal bir unsur var; dijital ortamdaki parçaları karıştırmak yerine o plağı elinizde tutmanın daha iyi olduğu hissi. Ancak burada bundan çok daha fazlası var. 50'li, 60'lı, 70'li ve hatta 80'li yılların pek çok popüler müziği plak formatları göz önünde bulundurularak kaydedildi.

Buna karşılık, çoğu dijital ortam, dosya boyutunu en aza indirecek şekilde sıkıştırılır, böylece çeşitli cihazlara düzgün bir şekilde sığar ve iletişim ağları arasında kolayca iletilebilir. Yayın hizmetleri, ses sıkıştırma teknolojisi olmadan uygulanamaz.

Ses dosyaları sıkıştırıldıklarında aslına uygunluğunu bir miktar hatta oldukça kaybeder, bu da dinleyicinin parça kaydedilirken titizlikle oluşturulan ses ayrıntılarını kaçırdığı anlamına gelir. Ortalama bir insan için bu büyük bir sorun olmayabilir ancak müzik severler için ses derinliğini kaybetmek kabul edilemez.

Plak sıcaklık sağlar, 'yüksek ses savaşından' kaçınır

Plak hayranları her zaman klasik plaklardan aldıkları "sıcaklıktan" bahseder. Bu nostaljik bir konuşma değildir, gerçek bir ses fenomeni plakta bulduğunuz orta aralıktaki ses,   kulaklarınız için daha hoş, daha sıcak bir ses sağlar. Bu özellikle Beatles, Led Zeppelin veya Pink Floyd gibi klasik rock sanatçılarını dinlerken fark edilir.

90'lı yıllarda müzik şirketleri, sanatçılarının mağazalarda duyulması için dişe diş mücadele ediyordu. Bu sadece şarkılarının mağaza ses sistemlerinde çalınması anlamına gelmiyordu, aynı zamanda onların öne çıkmasını, alışveriş yapanların dikkatini çekmesini ve çevredeki gürültüyü bastırmasını da sağlamak anlamına geliyordu. Bu "yüksek ses  savaşı", son dijital kayıtların daha yüksek ses seviyelerinde kaydedilmesiyle yıllar boyunca şiddetle devam etti. Desibelleri bu şekilde artırmak ses kalitesini zorluyor ve 2000'li yıllardan kalma dijital parçaları ve eski bir LP'yi arka arkaya dinlediğinizde bu hemen fark edilir. Şüphesiz plak kulağa daha iyi gelir.

Dijital medyanın kazandığı yer

Plakların dijitale karşı olduğu tartışmasında, plakların bazı durumlarda daha iyi ses çıkardığına dair önemli bir uyarı var, ancak hepsinde değil - özellikle yeni müziklerde. Hem plak hem de dijital formatta yayınlanan daha yeni albümlerin, ikisi arasında ses kalitesi açısından önemli bir fark gösterme olasılığı daha düşüktür. Parçalar dijital formatlar göz önünde bulundurularak kaydedilmekte ve üretilmekte ve ardından bir plak üzerine basılmaktadır. Bu durumlarda plak  üstünlüğünü kaybeder.

Ayrıca, eski şarkılarla arasındaki aslına uygunluk farkını tamamen ortadan kaldırmasa bile kapatan bazı dijital formatlar da mevcut; örneğin FLAC gibi. Dijital format   birçok alanda plak ritmine sahiptir :

  • Stereo ayırma
  • Daha düşük distorsiyon
  • Frekans tepkisi

Kolaylık açısından bakıldığında dijital öne çıkar. Akıllı telefonunuzdan veya mobil cihazınızdan müzik dinlemek, kayıtları çıkarıp diğer tarafı dinlemek için her üç veya dört şarkının üzerinden geçmekten çok daha kolay ve kullanışlıdır.

Bununla birlikte, plak her zaman tamamen kayıpsız bir format olacaktır, bu da tam olarak sanatçının amaçladığını duyacağınız anlamına gelir. Sonuçta bu çeşitli nüansları dengelemek ve dinleme deneyimi için neyin en önemli olduğuna karar vermek dinleyiciye kalmıştır.

En sevdiğiniz klasik sanatçıları duyulmaları gerektiği şekilde dinleme konusunda ciddiyseniz ve daha kapsayıcı bir dinleme deneyiminin tadını çıkarıyorsanız, gidilecek yol plaktır. Dijital medyanın LP'lerle ses kalitesi arasındaki farkı kapattığı inkar edilemez ve müzik ve MP3 akışının rahatlığı birçok müzik hayranı özellikle günümüz gençleri için belirleyici bir faktör olabilir.

Müzikle kalın ister plak ister dijital olarak.