Yaşı benim gibi ileri olanlar bilirler gençlik yıllarımızda kasetler ve plaklar vardı müzik dinlemek için. Plaklar pahalı olduğu için kasetler daha yaygındı ve genellikle insanlar ulaşılabiyordu. Ayrıca kasetlerin korsanını yapmakta mümkündü. CD teknolojisi müzik dünyasına girince meraklıları dışında kaset ve plaklar gözden düştü.
Son yıllarda plak tekrar popüler olmaya başladı. Plaklara olan bu ilgi yavaş yavaş kasetlere de dönmeye başladı. Tabi bunda en büyük etken plak fiyatlarının özellikle dönem plakların fiyatlarının anormal artması. Kasetlere olan ilgi kaset fiyatlarını da yükselme trendine soktu. Ayrıca kasetlerin hepsi dönem. Yeni üretim yok. Geçen hafta sonu Bursa'da Nilüfer Agora kapalı pazar yerinde her ayın üçüncü pazar günü düzenlenen Antika Pazarında bir kaset için 750 TL istendiğini duydum. Daha birkaç yıl öncesi kasetler 2, 5, 10 TL gibi fiyatlara satılıyordu. Şimdilerde 40-50 TL civarında. Bende plak fiyatlarındaki artış karşısında kasetlere yöneldim. Bence kasetler eğer kayıt iyi ise, nem ve ısıdan korunmuş ise plaktan çok daha iyi olabilir.
Sizde kasetlere ilgili iseniz kasetler üzerinde bu logo olanına hiç rastladınız mı? Bu kasetler Minareci adı ile bilinen Tahir Minareci tarafından yayınlandı.Tahir Minareci, 1923 doğumluydu. 30 lu yaşlarda İstanbul'da deri kösele toptancılığı yaptı. 1960 ihtilalinden sonra işini kaybetti. Binlerce Türk gibi 1964'de çoluğu çocuğu toplayıp Sirkeci Garı’ndan trene bindi ve gurbetin yolunu tuttu. Münih’e yerleşti. Çeşitli işlere girip çıktı. Ama bir türlü yaptığı o işleri sevemedi.
Derken bir konu dikkatini çekti. Almanya’da yaşayan gurbetçilerimiz müziğe hasretti. Ve onlara Türkiye’de yapılan plakları, kasetleri sunacak, Almanya’da yeni sanatçıların yeni hatta ilk kasetlerini çıkartacak bir firma yoktu.
Münih’teki Türk işyerlerinin yoğun olduğu Bayer ve Goethe Caddesi üzerindeki kaset ve plak satan dükkânların sayısı her geçen gün artıyordu. Bu dükkânların sahipleri Türkiye’den arabalar dolusu kaset ve plak getiriyor, ancak çok kısa zamanda hepsi tükeniyordu.
Türkiye’de çıkan kasetlerin Almanya’ya getirilmesinin zahmetli ve pahalı bir iş olduğu fark edince Türkiye’deki sanatçılarla anlaşarak onların kasetlerini Almanya’da basmaya ve satmaya karar verdi.
Türk’ün yaptığı müziği gurbetçinin ayağına getirecekti. Ve Minareci adını verdiği şirketini kurdu. Onu Uzelli ve Türkola şirketleri izledi. Türkola’nın kurucusu ise fabrika işçisi olarak gelen kadın bir işçimizdi. O da altı çocuklu Malatya'lı bir ailenin kızı olan Yüksel Özkasap'tı.
Yaz tatillerinde Türkiye’ye geldiklerinde, ilk iş olarak Unkapanı’ndaki plakçılar çarşısına koşarak yeni kasetleri toplayan gurbetçiler, artık Türkiye ile aynı anda çıkan tüm kasetlere sahip olabiliyorlardı.
Türk Müziği, Halk Müziği, Arabesk, Türk Pop Müziği.. Ne ararsanız vardı. Çok kısa sürede binlerce çeşit kaset; vatan hasreti, aşk acısı, sevda çeken gurbetçilerimize ulaşmaya başlamıştı.
Minareci; kısa bir sürede Almanya’nın hatta Avrupa’nın en büyük müzik kuruluşlarından biri olup çıktı. Hatta hatta İbrahim Tatlıses, Zeki Müren, Ferdi Tayfur, Orhan Gencebay, Yunus Bülbül, Müslüm Gürses, Emel Sayın, Kibariye, Hakkı Bulut, Gülden Karaböcek ve daha birçok ünlü sanatçının kasetlerini Türkiye’de çıkmadan önce Avrupa’da yaşayan gurbetçilerimize ulaştırmaya başlamıştı Tahir Minareci.
Video kasetler piyasaya çokmaya başlayınca video kaset işine de girdi. Başkaları bir VHS veya betamax filmi 100 Mark’a satarken Minareci 3 filmi 110 Mark’a verirdi. Sırf gurbetçi kardeşlerimiz vatan hasretlerini gidermek için sevinsin ve karşı tarafa fazla para ödemesin diye.
Böylesine insan, adam gibi adamdı. Münih’in efsanevi iş adamı Tahir Minareci, 3 Ocak 2014 Cuma günü 91 yaşında hayata gözlerini yumdu. Uzun süredir hastalıklarla savaşan ve Münih’te yaşamını yitiren Minareci için Münih’in Pasing semtindeki DİTİB Hacı Bayram Camisi’nde cenaze namazı kılındı.
1964’de Münih’e gelen Minareci 1969’da ilk Türkçe müzik ve 1980’de de video kasetlerini çıkarmıştı. Bugün meşhur olan pek çok sanatçının ilk kasetleri Minareci etiketi ile yayınlanmıştı. Türk işyerlerinin yoğun olduğu tren garı yakınlarındaki Bayer ve Goethe caddesi üzerindeki Export-Import mağazaları çok ünlüydü.