Sabahları radyoda TRT Türkü'de türkü dinlemiyi seviyorum. Artık gençlerimiz türkü dinlemese de benim yaşıtlarım ve bizden öncekiler türkü ile büyüdü, türkü ile hüzünlendi ve türkü ile sevindi. Bazı arkadaşlarımın türkü deyince gözlerinin içi güler. TRT Türkü'de türkülerin yöresi, kim tarafından derlendiği gibi bilgilerde veriliyor. Güzel bir şey. Bu yolda emek vermiş insanlara bir saygı. Günümüzde dinlediğimiz türkülerin abartmıyorum neredeyse yarısı Muzaffer Sarısözen tarafından derlenmiş. Gesi bağları, Allı durnam, Bülbül havalanmış, Arpa ektim, İzmir'in kavakları, Taşa verdim yanımı ve daha birçok türkümüzü bizlere kazandıran Muzaffer Sarısözen.

Muzaffer Sarısözen 1899 yılı Sivas doğumlu. Babası, Şeyh Hüseyin Hüsnü Efendi, annesi Zeliha Hanım. Mekteb-i İptidâî'i (ilkokul) bitirdikten sonra Sivas Sultânâsi tâli' kısmına (İdâdî'ye) kaydolan Sarısözen, 7 Aralık 1922'de mezun olur. Son sınıfta Çanakkale Savaşı'nda görev almak için ayrılıp tekrar döndüğü var tarihi kayıtlarda. Ayrıca kayıtlarda Sivas Sanayi Mektebi (Sanatlar Okulu)'nde Baş Muid (Yardımcı Öğretmen) , Muallim Mektebinde (Öğretmen Okulu) Türkçe Muallimi (Öğretmeni), Sivas Lisesinde Musiki Okuducusu (Öğretmeni) olarak görev yaptığı da var.
1926 yılı Ağustos'unda, İstanbul Konservatuvarı adına tetkik seyahati için Sivas'a giden İstanbul Konservatuarı Müdürü Yusuf Ziya (Demirci) Bey'in, dönemin Valisi Hilmi Bey'den ricası ve talebi sonucu, Sivas Vilâyeti Umum Meclisi ve Maarif Vekâleti'nin onayı ile Keman Şubesi'nde eğitim almak üzere 31 Ağustos 1927 tarihinde İstanbul Konservatuvarı'na gönderilir. İki sene süreyle resmi program yanında bazı özel derslere aralıksız devam ederek, orta devreyi başarıyla tamamlar ve 14 Mart 1929 tarihinde mezun olur. Musiki Muallimlik Ehliyetnâmesi almaya hak kazanan Sarısözen, bu eğitiminin ardından Sivas Lisesi'ndeki görevine geri döner.
Sivas'ta görev yaptığı okullarda, Türkçe ve Musiki dersleri yanında ihtiyaç durumuna göre; Tarih, Coğrafya, Tabiat ve Fransızca dersleri de verir. Ekim 1933'den itibaren Sivas Lisesi'nde Müdür Muavinliği görevini yapar.
İstanbul Konservatuarı'nda eğitim aldığı yıllarda bir konferansını dinlediği Ahmet Kutsi Tecer'in 1930 yılı Eylül ayında Sivas Lisesi'ne atanması, Muzaffer Sarısözen'in hayatında bir dönüm noktası olur. Ahmet Kutsi Tecer ile kısa zamanda dost olur. İki dost 1931 yılında "Halk Şairlerini Koruma Derneği"ni kurar. Dernek çatısı altında ülkemizde ilk defa "Halk Şâirleri Bayramı"nı düzenlerler ve Âşık Veysel [Şatıroğlu] dahil 15 âşığın / halk sanatkârının tanınmasına ve Sivas çevresi âşıklık geleneğinin gün yüzüne çıkartılmasına imkan sağlarlar.
1930'lu yıllarda bazı gazete ve dergilerde halaylarla ilgili yazılar yazar. Sivas’ta öğretmenliği sırasındaki çabalarından dolayı Milli Eğitim Bakanlığı yetkililerince 1938 yılında Ankara Musiki Muallim Mektebi (Ankara Devlet Konservatuarı) folklor arşivine atanır ve Ankara Devlet Konservatuvarı'nın kuruluş günlerinde planlanan derleme gezilerini gerçekleştirecek heyet üyeleri arasına dâhil edilir.
1937-1951 yılları arasında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Türkiye’nin birçok yöresinde yapılan derleme çalışmalarının çoğuna katılır. Muzaffer Sarısözen’in Türkiye’deki folklora katkısı, türkü ve oyun havalarının derleme ve notaya alınmasından başka, Türkiye düzeyinde yaygınlaştırılması, tanıtılması konusunda olmuştur. Türkü derleme çalışmaları, Muzaffer Sarısözen'in ömrünün son günlerine kadar sürdürdüğü ve adeta uhrevi bir vazife edindiği hizmetlerden biridir.
Muzaffer Sarısözen, ömrünün son gününe kadar Ankara Devlet Konservatuvarı kadrosunda görev yapmış; Konservatuvar'da "Folklor Arşivi Şefliği" yanında, bilhassa Kompozisyon bölümü öğrencilerine "Musiki Folkloru", "Halk Musikisi Tarihi" ve "Milli Oyunlar" dersleri de vermiştir.
1940 yılından sonra zamanla artan Halk Müziği yayınları 1941 yılının sonlarına doğru Sarısözen yönetiminde “Biz Türkü Öğreniyoruz” ve “Yurttan Sesler” adı altında Klasik Türk Müziği korosundan ayrılarak yayınlarını sürdürmeye başlamıştır. Bu topluluk elemanlarının sayıları gün geçtikçe artmış, böylece Türkiye Radyolarının ilk “Yurttan Sesler Korosu”, Muzaffer Sarısözen’in öncülüğünde resmen kurulmuştur.
Yurttan Sesler sanatçılarının genel repertuvarı, ülkenin dört bir köşesinden derlenmiş, çoğunluğu anonim ve âşık tarzı eserlerdir. Öğretmen ve şef Muzaffer Sarısözen, bilhassa Ankara Devlet Konservatuvarı adına gerçekleştirilen derleme gezilerinde toplanan eserlerden notasını yazdıklarını öğrencileri ile paylaşarak, onlara öğretir. Yurttan Sesler sanatçılarının ilk günlerdeki repertuvarını, büyük ölçüde Muzaffer Sarısözen'in notaya aldığı ve talebelerine öğrettiği bu eserler oluşturur.
Muzaffer Sarısözen’in 1941 yılında yayımladığı “Seçme Köy Türküleri” adlı kitap Türkiye’de az sayıda yapılan halk müziğine ilişkin basılı yayınların en önemlilerindendir. Sarısözen daha sonra, 1952 yılında “Yurttan Sesler”, 1962 yılında “Türk Halk Musikisi Usulleri” adlı kitablarını yayımlamıştır.
Sarısözen'in halk oyunlarının yaşatılmasındaki desteği de çok önemlidir. 1949-50 yıllarında İtalya ve İspanya’da yapılan halk oyunları şenliklerine Türkiye’den ilk kez halk oyunları ekipleri Sarısözen’in başkanlığında gönderilmiş ve büyük başarı sağlamıştır. 1952 yılında bir bankanın kurduğu halk oyunlarını yayma ve yaşatma kurumunda da önemli görevlerde bulunmuştur.
Özellikle halk müziğine ilişkin görüşlerini çeşitli dergi ve gazetelerde yayımlayıp, genç kuşağı halk müziğinin derlenmesi, araştırılması ve tanıtılması konusunda özendirmeye çalışmıştır.
Halk ezgilerini notaya alarak onların profesyonel müzisyenlerce seslendirilmelerine imkân tanımıştır. Bu bağlamda, radyo sanatçılarına öğretmek amacıyla, Ankara Devlet Konservatuvarı arşivindenki 1000'i aşkın ezgi başta olmak üzere, kendi özel derlemeleri ve bazı piyasa plâklarından yazdıkları ile birlikte, 2000'e yakın halk musikisi eserini notaya almıştır.
Muzaffer Sarısözen, bugün sesini ve sazını dinlediğimiz birçok sanatçının öğretmeni olup, ilk Ankara’ya gelişinde Ankara Devlet Konservatuarı Folklor Arşivi’ndeki görevi sırasındayken başlattığı tarih ve halk oyunları öğretmenliğini uzun yıllar sürdürerek, pek çok öğrencinin bu alanda yetişmesini sağlamıştır.
1951 yılında Türk Halk Müziğinin en değerli ses sanatçılarından Neriman Altındağ ile evlenen Muzaffer Sarısözen, geçirdiği bir ameliyat sonrası sağlığına kavuşamamış ve 3 Ocak 1963 Perşembe günü Ankara'da vefat etmiştir. Cenazesi, 4 Ocak Cuma günü büyük bir törenle Ankara'da Cebeci Asri Mezarlığı'na defnedilmiştir. Allah (cc) rahmet etsin. Mekanı Cennet olsun.
Muzaffer Sarısözen'in derlediği türkülerin sinema filmlerinde de kullanıldığını belirterek sözlerimi burada bitirip sizleri Kayseri yöresine ait Muzaffer Sarısözen'in Ahmet Gazi Ayhan'dan derlediği ve notaya aldığı "Gesi bağlarında dolanıyorum" türküsü ile başbaşa bırakıyorum. Ama sözlerle yetinmeyip Gesi bağları türküsünü bir yerlerden bulup dinlemeyi ihmal etmeyin.
Gesi Bağlarında Dolanıyorum
(Of) Gesi Bağları'nda Dolanıyorum
Yitirdiğim Yarimi Aman Aranıyorum
Bir Çift Selamına Güveniyorum
Gel Otur Yanıma Hallerimi Söyleyim
Halimden Bilmiyor Ben O Yari Neyleyim
(Of) Gesi Bağları'ndan Gelsin Geçilsin
Kurulsun Masalar Rakı Konyak İçilsin
Herkes Sevdiğini Alsın Seçilsin
Atma Anam Atma Şu Dağların Ardına
Kimseler Yanmasın Anam Yansın Derdime
(Of) Gesi Bağları'nda Üç Top Gülüm Var
Hey Allah'tan Korkmaz Sana Bana Ölüm Var
Ölüm Varsa Şu Dünyada Zulüm Var
Gel Otur Yanıma Hallerimi Söyleyim
Halimden Bilmiyor Ben O Yari Neyleyim