25 Ağustos 2024 Pazar

Hoparlörler Hakkında Bilmeniz Gerekenler: Hoparlör Çeşitleri ve Aktif-Pasif Hoparlörler Arasındaki Farklar

Hoparlörler, sesin elektronik cihazlardan kulaklarımıza ulaşmasını sağlayan önemli bileşenlerdir. Müzik dinlemek, film izlemek veya oyun oynamak gibi aktivitelerde, kaliteli bir hoparlör deneyimi büyük fark yaratır. Hoparlörler çeşitli tiplerde gelir ve bunlar arasında en çok dikkat çeken ayrım, aktif ve pasif hoparlörler arasındadır. Bu makalede, hoparlör çeşitleri ve aktif ile pasif hoparlörler arasındaki farkları inceleyelim.

Hoparlör Çeşitleri

1. Kule Hoparlörler (Floorstanding Speakers, Tower Speakers): Kule hoparlörler, zeminde duran ve genellikle büyük boyutlu olan hoparlörlerdir. Bu hoparlörler, güçlü bass performansı ve geniş ses alanı sunar. Ev sinema sistemleri ve müzik severler için ideal bir seçenektir.

Wharfedale Diamond 12.3

2. Kitaplık Hoparlörler (Bookshelf Speakers): Kitaplık hoparlörler, adından da anlaşılacağı üzere, kitaplık veya raf gibi yerlerde kullanılabilecek boyutlarda tasarlanmıştır. Küçük boyutlarına rağmen, iyi bir ses kalitesi sunabilirler. Küçük ve orta büyüklükteki odalar için idealdir.


KEF LS50 Meta
 

3. Merkez Hoparlör (Center Channel Speaker): Merkez hoparlörler, özellikle ev sinema sistemlerinde kullanılır. Diyalogların net ve anlaşılır olması için tasarlanmıştır ve genellikle televizyonun hemen altına yerleştirilir.

Monitor Audio Silver C250 7G Center Channel Speaker

4. Surround Hoparlörler (Surround Speakers): Surround hoparlörler, sinema deneyimini evde yaşatmak için kullanılır. Odanın etrafına yerleştirilerek sesin izleyiciyi çevrelemesi sağlanır. Bu hoparlörler, film izlerken seslerin daha gerçekçi ve etkileyici bir şekilde duyulmasını sağlar.

5. Subwooferlar: Subwooferlar, düşük frekanslı sesleri, yani bassları üretmek için tasarlanmış özel hoparlörlerdir. Hem müzik dinlerken hem de film izlerken derin ve vurucu basslar elde etmek için kullanılırlar.

Aktif ve Pasif Hoparlörler Arasındaki Farklar

Hoparlörler, dahili bileşenlerine göre iki ana kategoriye ayrılır: aktif hoparlörler ve pasif hoparlörler.

Aktif Hoparlörler

Aktif hoparlörler, dahili bir amplifikatöre sahip olan hoparlörlerdir. Bu hoparlörler, ses sinyalini almak ve onu hoparlör sürücülerine iletmek için gerekli gücü sağlamak amacıyla dahili bir amplifikatör kullanır. Bu tür hoparlörlerde, amplifikatör hoparlörle entegre olduğu için, ek bir amplifikatöre ihtiyaç duyulmaz. Aktif hoparlörler genellikle DJ'ler, müzisyenler ve stüdyo kullanımı için tercih edilir çünkü tek bir cihazla ses üretimi sağlanır.

Pasif Hoparlörler
 

Pasif hoparlörler, ses sinyalini işlemek için harici bir amplifikatöre ihtiyaç duyan hoparlörlerdir. Bu hoparlörler sadece ses sinyalini alır ve sürücülere iletir. Ancak, bu işlemi gerçekleştirmek için harici bir amplifikatörden gelen güce ihtiyaç duyarlar. Pasif hoparlörler, ev sinema sistemlerinde ve müzik sistemlerinde yaygın olarak kullanılır. Bu tür hoparlörler, kullanıcıya amplifikatör seçimi konusunda esneklik sağlar ve sistemin kişiselleştirilmesine imkan tanır.

Aktif ve Pasif Hoparlörlerin Karşılaştırması

- Kullanım Kolaylığı: Aktif hoparlörler, dahili amplifikatörleri sayesinde tak-çalıştır özelliği sunar. Pasif hoparlörlerde ise, uygun bir amplifikatör bulmak ve bağlantı yapmak biraz daha fazla çaba gerektirir.
 
- Ses Kalitesi: Hem aktif hem de pasif hoparlörler yüksek kaliteli ses sunabilir. Ancak, pasif hoparlörler, doğru bir amplifikatörle kullanıldığında ses kalitesinde daha fazla esneklik ve kontrol sağlar.

- Taşınabilirlik: Aktif hoparlörler, dahili bileşenleri nedeniyle daha ağır olabilir. Pasif hoparlörler ise daha hafif ve taşınabilir olabilir, ancak harici bir amplifikatör taşımanız gerekir.

- Fiyat: Aktif hoparlörler, amplifikatörü dahil ettikleri için genellikle daha pahalıdır. Pasif hoparlörler ise başlangıçta daha ucuz olabilir, ancak bir amplifikatör maliyeti eklenince toplam maliyet artabilir.

Sonuç olarak, hoparlör seçimi yaparken ihtiyaçlarınızı, bütçenizi ve kullanacağınız ortamı göz önünde bulundurmanız önemlidir. Aktif hoparlörler daha basit ve entegre bir çözüm sunarken, pasif hoparlörler daha fazla özelleştirme ve potansiyel olarak daha yüksek ses kalitesi sunar. Hangi çeşit hoparlörü seçerseniz seçin, doğru hoparlör sistemi ile müzik ve ses deneyiminizi bir üst seviyeye taşıyabilirsiniz. Müzikli güzel günler dilerim.

23 Ağustos 2024 Cuma

Pikapların Ses Üretimi ve İğnenin Önemi

Pikaplar, müziği en saf haliyle dinlemenin popüler bir yolu olarak hâlâ pek çok kişi tarafından tercih edilmektedir. Plakların dönüşü ve iğnenin bu plaklar üzerinde gezinmesi sayesinde eşsiz bir ses deneyimi sunarlar. Bu makalede, pikapların ses üretim mekanizmasını ve iğnenin (stylus) bu süreçteki önemini inceleyelim.

Pikapların Ses Üretimi

Pikaplar, temel olarak üç ana bileşenden oluşur: tabla (plak döndürme mekanizması), iğne kolu (tonearm) ve iğne (stylus). Ses üretimi şu şekilde gerçekleşir:

1. Plak ve Kanallar: Pikapta çalınan plaklar, spiral şeklinde oluklar içerir. Bu oluklar, müziğin kayıt edildiği mikroskobik kanallardan oluşur. Kanalların içinde, müziğin çeşitli ses dalgalarını temsil eden fiziksel çukurlar ve çıkıntılar bulunur.



2. İğne ve İğne Kolu: İğne, genellikle elmas veya safirden yapılmış küçük bir uçtur ve iğne koluna bağlıdır. İğne kolu, plağın dönüş hızına uygun olarak hareket edebilecek şekilde tasarlanmıştır.

3. Sesin Üretilmesi: Pikap çalışmaya başladığında, plak tabla üzerinde döner. İğne, bu dönüş hareketi sırasında kanalların içinde ilerler. Plak üzerindeki kanalların fiziksel yapısı, iğnenin titreşmesine neden olur. Bu titreşimler, iğne kolunun içine yerleştirilmiş piezoelektrik (1) veya manyetik bir kartuş tarafından elektrik sinyallerine dönüştürülür.

4. Sesin Duyulması: Bu elektrik sinyalleri, pikapta yer alan bir amplifikatör aracılığıyla yükseltilir ve hoparlörlere iletilir. Hoparlörler, elektrik sinyallerini tekrar titreşimlere çevirerek havada ses dalgaları oluşturur ve böylece müzik duyulabilir hale gelir.

İğnenin Önemi

İğne, pikapların çalışmasında kritik bir öneme sahiptir. İşte iğnenin öneminin birkaç nedeni:

- Hassasiyet: İğnenin malzemesi ve şekli, plak yüzeyindeki en küçük detayları bile algılayabilmesini sağlar. Yüksek kaliteli bir iğne, daha net ve doğru bir ses üretimi için gereklidir.

- Aşınma ve Yıpranma: İğnenin düzgün çalışması, hem iğnenin hem de plağın aşınmasını en aza indirir. Yanlış veya aşınmış bir iğne, plaklara zarar verebilir ve ses kalitesini düşürebilir.

- Değiştirilebilirlik: İğneler zamanla aşınır ve bu nedenle düzenli olarak değiştirilmelidir. İğnenin düzenli bakımı ve değiştirilmesi, pikabın ömrünü uzatır ve ses kalitesini korur.

Sonuç

Pikaplar, müziği plaklar üzerinden eşsiz bir şekilde sunan karmaşık cihazlardır. İğnenin rolü, bu süreçte oldukça kritik olup, ses kalitesini ve plakların korunmasını doğrudan etkiler. Kaliteli bir iğne seçimi ve bakımı, pikap deneyiminizi maksimum düzeye çıkarmanın anahtarıdır. Bu yüzden, pikap kullanıcılarının iğnelerini düzenli olarak kontrol etmeleri ve gerektiğinde değiştirmeleri önerilir.

(1) Piezoelektrik, belirli kristal ve seramik malzemelerin, mekanik stres veya baskıya maruz kaldığında elektriksel potansiyel (elektrik yükünün belirli bir konumda sahip olduğu elektriksel enerji seviyesi) üretme veya tersine, elektriksel gerilim altında mekanik değişiklikler yaşama yeteneği olarak tanımlanır.

(2) İğneler ile ilgili daha fazla bilgi için tıklayınız.

18 Ağustos 2024 Pazar

Pikap (Plakçalar) Hızı Nasıl Ölçülür?

Plakçalarlar, müzik dinlemenin nostaljik ve benzersiz bir yoludur. Ancak, bir plakçaların doğru hızda dönüp dönmediğini anlamak, kaliteli bir ses deneyimi için son derece önemlidir. Bu hız genellikle "devir" (RPM - revolutions per minute) olarak ifade edilir. Peki, plakçalar hızını nasıl ölçebiliriz?

Plakçalar Hızı Neden Önemlidir?

Plaklar, belirli hızlarda çalınmak üzere tasarlanmıştır. Yaygın olarak kullanılan hızlar şunlardır:
- 33 1/3 RPM: Uzun çalar (LP) plaklar için standart hızdır.
- 45 RPM: Tekli (single) plaklar için yaygın olan hızdır.
- 78 RPM: Daha eski, genellikle 1950'lerden önce üretilen plaklar için kullanılan hızdır.

Plakçalarınızın hızı, bu değerlerden herhangi birine uygun değilse, müzik ya çok yavaş ya da çok hızlı çalınacak, bu da ses kalitesini olumsuz etkileyecektir.

Hızı Ölçmek İçin Gerekenler

Plakçalarınızın hızını doğru bir şekilde ölçmek için birkaç yöntem vardır:

1. Stroboskop Disk Kullanımı:

   - Stroboskop disk, hız ölçümünde en yaygın kullanılan araçlardan biridir. Bu disk üzerinde, farklı hızlarda (33 1/3, 45, 78 RPM) eşleşen çizgiler bulunur.
   - Plak çalarınızın tablasına bu diski yerleştirin ve ışıklı bir kaynak (genellikle floresan ışık) altında döndürün.
   - Eğer çizgiler sabit kalıyorsa, plak çalarınız doğru hızda dönüyor demektir. Eğer hareket ediyorsa, hızı ayarlamanız gerekebilir.

2. Mobil Uygulamalar:

   - Günümüzde, plakçalar hızını ölçmek için akıllı telefon uygulamaları da mevcuttur.  Bu tür uygulamalara örnek ücretsiz olarak Android telefonlara Google Play'den indirebileceğiniz RPM Calculator programı verilebilir.
   - Uygulamayı başlatıp, telefonunuzu plakçalarınızın tablası üzerine yerleştirerek ,plak çalarınızı çalıştırarak doğru hızda olup olmadığını kolayca kontrol edebilirsiniz. Dikkat etmeniz gereken nokta plakların ağırlığını dikkate alarak telefonunuzun 180 gr dan daha ağır olmamasıdır.

3. Dijital Takometre:

   - Dijital takometre, özellikle daha teknik bir yaklaşım arayanlar için uygundur. Bu cihaz, plak çaların dönüş hızını lazer veya LED ışığı kullanarak ölçer.
   - Plak çalarınızın dönen tablasına takometreyi tutarak hızını tam olarak belirleyebilirsiniz.

Hız Ayarı Nasıl Yapılır?

Eğer plak çalarınızın hızı doğru değilse, genellikle cihazın altında bulunan hız ayar vidaları ile ince ayarlar yapabilirsiniz. Bazı modern plak çalarlar ise dijital hız kontrolü sunar, bu da ayarlama işlemini oldukça kolaylaştırır.

 

Strobe Ne İşe Yarar

Bundan önce iki kavramı açıklamak gerekir. Hız (speed) deyince  (33 1/3, 45, 78 RPM) anlaşılır. Ancak bir hızın ince ayarına ise pitch (Türkçe de ne denir bilmiyorum) kontrol denir.
 
Bazı plakçalarda hızın ince ayarını yapmaya yarayan strobe bulunur.  Strobe üzerindeki flaş ışığı sürekli söner yanar. En yaygın olanlar saniyede 100 (50Hz versiyonu) veya saniyede 120 kez (60Hz versiyonu) dir. Plakçaların tablası noktalar veya çizgilerle işaretlenmiştir. Bir flaş, geçerken her bir satırı aydınlatır. Hız doğru olduğunda işaretlerin hareketi flaş ışığı tarafından "dondurulur". Hızdaki hafif yanlışlık, işaretlerde ileri veya geriye doğru kademeli bir sapma olarak kendini gösterir. Plakçalar üzerindeki kontrollerden hız ayarlanabilir.
 

 

 Sonuç

Plakçalarınızın hızını doğru bir şekilde ayarlamak, müzik deneyiminizin kalitesini doğrudan etkiler. Yukarıda belirtilen yöntemlerle, plakçalarınızın doğru hızda çalışıp çalışmadığını kolayca kontrol edebilir ve gerektiğinde ayarlamalar yapabilirsiniz. Bu sayede, plaklarınızdaki her bir notanın tadını en iyi şekilde çıkarabilirsiniz.

Müzikli güzel günler dilerim.

13 Ağustos 2024 Salı

Hangi Pikap İğnesi?

Pikaplarda kullanılan iğnelerin (stylus) çeşitli tipleri vardır ve her birinin farklı avantajları ve dezavantajları bulunur. En yaygın iğne tipleri ve bunların artı ve eksileri nelerdir ona bakalım:

1. Konik (Spherical) İğne

En yaygın iğne çeşididir.  Genel amaçlı dinleme için uygundur ve giriş seviyesi pikaplarda bulunur.

Konik iğne (Conical stylus)

Avantajları:

 - Maliyet: Genellikle daha ucuzdur ve bu nedenle başlangıç seviyesi pikaplar için popüler bir seçimdir.
- Takılması Kolay: Basit bir montajı vardır, bu da bakımını kolaylaştırır.
- Kanal Takibi: Orta düzeyde bir kanal takibi sunar, plak yüzeyindeki temel detayları iyi bir şekilde takip eder.

Dezavantajları:

- Ses Kalitesi: Daha az detaylı ses üretir. Özellikle yüksek frekanslarda ayrıntıyı yakalama konusunda sınırlıdır.
- Aşınma: Plakların yüzeyine daha fazla baskı uygular ve bu nedenle plakların daha hızlı aşınmasına neden olabilir.

2. Eliptik (Elliptical) İğne

Eliptik iğnelerin ucu daha uzun bir şekle sahiptir. Bu uç daha iyi takip yeteneği sağlar ve seste  ayrıntı ve netlik sağlamasıyla bilinir. 

Bunlar genellikle orta ve üst düzey kartuşlarda bulunur ve bir servet harcamadan ses kalitesini kolayca artırabilirsiniz.



Avantajları:
- Ses Kalitesi: Daha hassas bir kanal takibi sunar, bu da daha detaylı ve doğru bir ses üretimi sağlar.
- Aşınma: Konik iğneye göre plak yüzeyine daha az baskı uygular, bu da plakların daha uzun ömürlü olmasını sağlar.

Dezavantajları:
- Fiyat: Konik iğnelere göre daha pahalıdır.
- Kurulum: Daha hassas bir kurulumu gerektirir, bu da montaj ve bakımını zorlaştırabilir.

3. Line Contact ve MicroLine (Microlinear) İğne

Microlinear iğne, mükemmel izleme ve yüksek frekans tepkisine olanak tanıyan dar bir temas yüzeyine sahiptir. MicroLine iğne ileri teknoloji kartuşlarda bulunur ve ses sinyalinin ayrıntılı ve doğru şekilde çoğaltılmasını sağlar.
 
Microline iğne

Hat temaslı iğne kayıt oluğu ile çok ince ve genişletilmiş bir temas alanı vardır ve bu da hassas takip sağlar. Hat temaslı iğne, üstün izleme ve doğruluk için genellikle üst düzey pikaplarda kullanılır.
 
Line contact iğne

 

Avantajları:
- Detay ve Hassasiyet: En yüksek hassasiyeti ve detaylı ses kalitesini sunarlar. Plak üzerindeki en ince detayları bile algılayabilirler.
- Aşınma: Daha geniş bir temas yüzeyine sahiptirler, bu da plakların daha az aşınmasını sağlar.

Dezavantajları:
- Fiyat: En pahalı iğne tipidir.
- Kurulum: Çok hassas bir montaj gerektirir. Yanlış bir montaj ses kalitesini düşürebilir ve plaklara zarar verebilir.

4. Shibata ve Stereohedron İğne

Shibata iğne çok dar, düz bir temas yüzeyine sahiptir. Hassasiyeti ve yüksek frekanslı bilgileri yeniden üretme yeteneği ile bilinir. Shibata iğne yüksek kaliteli pikaplarda kullanılır.

Shibata iğne (stylus)

Avantajları:
- Ses Kalitesi: Çok geniş bir temas yüzeyine sahiptirler, bu da hem düşük hem de yüksek frekanslarda üstün ses kalitesi sağlar.
- Aşınma: Plaklara karşı çok naziktir, bu da plakların ömrünü uzatır.

Dezavantajları:
- Fiyat: Line contact ve microline iğnelere benzer şekilde oldukça pahalıdırlar.
- Kurulum: Kurulumu ve bakımı çok hassas bir işlem gerektirir.

Sonuç

Pikap iğnelerinin seçiminde, elbette ilk önce bütçeniz, plaklarınızın durumu ve istediğiniz ses kalitesi gibi faktörler belirleyici olacaktır. Daha pahalı ve hassas iğneler, yüksek kaliteli ses ve daha az plak aşınması sağlarken, daha ucuz iğneler temel ihtiyaçları karşılar. Her iki durumda da, iğnenin düzenli bakım ve uygun bir şekilde değiştirilmesi, pikap deneyiminizi ve plaklarınızın ömrünü uzatacaktır. Müzikli özellikle plak gibi analog müzikli güzel günler dilerim.

11 Ağustos 2024 Pazar

Doğrudan Tahrikli Mi (Direct Drive), Kayış Tahrikli Mi (Belt Drive)?

Doğrudan Tahrikli ve Kayış Tahrikli Pikapların Avantajları ve Dezavantajları

Vinil plaklar, müzik tutkunları arasında hala büyük bir popülerlik ve takdir görüyor. Pikaplar, plaktaki sesleri mekanik olarak okumak için kullanılan cihazlardır ve genel olarak iki ana türde gelirler: doğrudan tahrikli (direct drive) ve kayış tahrikli (belt drive) pikaplar. Her iki türün de kendine özgü avantajları ve dezavantajları bulunmaktadır. İşte bu iki tür arasındaki farkları ve her birinin artı ve eksilerini inceleyelim.

Doğrudan Tahrikli Pikaplar

Avantajları:

1. Hızlı Başlatma ve Durdurma: Doğrudan tahrikli pikaplar, motorun doğrudan döner tabağa bağlı olması nedeniyle çok hızlı bir şekilde başlatılabilir ve durdurulabilir. Bu, özellikle DJ'ler için büyük bir avantajdır, çünkü miks yaparken plakların hızlı bir şekilde değiştirilmesi gerekmektedir.

2. Daha İyi Tork: Bu tür pikaplar, yüksek tork değerlerine sahiptir, bu da motorun hızını daha stabil hale getirir ve plak çalarken daha az kayma yaşanmasına neden olur.

3. Dayanıklılık: Motorların doğrudan bağlı olması, mekanik aşınma ve yıpranmayı azaltır, böylece pikap daha uzun ömürlü olur.

Technics SL-1200 Mk7


Dezavantajları:

1. Titreşim ve Gürültü: Motorun doğrudan döner tabağa bağlı olması nedeniyle, motor titreşimleri ve gürültü doğrudan plaklara iletilebilir, bu da ses kalitesini olumsuz etkileyebilir.

2. Yüksek Maliyet: Doğrudan tahrikli pikaplar genellikle daha pahalıdır çünkü daha karmaşık bir motor yapısına ve teknolojik bileşenlere sahiptir.

Kayış Tahrikli Pikaplar

Avantajları:

1. Daha Az Titreşim: Kayış tahrikli pikaplar, motor titreşimlerinin doğrudan döner tabağa iletilmesini engeller. Bu, ses kalitesini artırarak daha temiz ve saf bir ses üretir.

2. Daha Az Motor Gürültüsü: Motor gürültüsünün kayış tarafından absorbe edilmesi nedeniyle, kayış tahrikli pikaplar daha sessiz çalışır.

3. Daha Ucuz: Genellikle doğrudan tahrikli pikaplara göre daha basit bir yapıya sahip oldukları için maliyetleri daha düşüktür.


Dezavantajları:

1. Kayışın Aşınması: Zamanla kayışın esneme ve aşınma eğilimi vardır, bu da hız kararlılığını olumsuz etkileyebilir ve kayışın düzenli olarak değiştirilmesini gerektirebilir. Özellikle benim gibi vintage pikapları seviyorsanız bu cihazlara uygun kayış bulmak sorun olabilir.

2. Düşük Tork: Kayış tahrikli pikaplar, genellikle daha düşük tork değerlerine sahiptir, bu da hız değişimlerine daha hassas oldukları anlamına gelir.

3. Daha Yavaş Başlatma ve Durdurma: Bu pikaplar, kayışın döner tabağı harekete geçirmesi için daha fazla zamana ihtiyaç duyduğundan, başlatma ve durdurma süreleri daha uzundur.

Sonuç

Pikap seçimi yaparken, kullanıcıların kişisel tercihlerine ve ihtiyaçlarına göre karar vermeleri önemlidir. DJ'ler ve hızlı başlatma/durdurma isteyen kullanıcılar için doğrudan tahrikli pikaplar daha uygun olabilirken, evde daha kaliteli bir dinleme deneyimi arayanlar için kayış tahrikli pikaplar daha cazip bir seçenek olabilir. Her iki türün de ses kalitesi, dayanıklılık ve maliyet açısından dikkate alınması gereken önemli farklılıkları vardır. Müzikli güzel günler dilerim.

3 Ağustos 2024 Cumartesi

Hangi amplifikatör sınıfı en iyisidir? D Sınıfı amplifikatör teknolojisinin A ve AB Sınıfından farkı nedir?

Amplifikatör sınıfı nedir? Bir amplifikatörün güç ve sinyali birleştirme şekli onun sınıfını tanımlar. Hangi sınıfın en iyisi ihtiyaçlarınıza bağlıdır:

    A Sınıfı tasarım en az verimli olanıdır ancak en yüksek ses doğruluğuna sahiptir.
    B Sınıfı tasarım biraz daha verimlidir ancak bozulmalarla doludur.
    AB Sınıfı tasarım, güç verimliliği ve iyi ses sunar.
    D Sınıfı tasarım en yüksek verime ve en küçük ayak izine sahiptir. Bu, ses yükseltmenin modern harikasıdır.

Aşağıda her ne kadar araç amplifikatörü ele alınsa da amplifikatör tasarım ilkeleri tüm ses amplifikatörleri (araba, ev ve taşınabilir cihazlar) için aynıdır.

Amplifikatörün temelleri

Tipik olarak bir araba amplifikatörü, amplifikatöre gelen 12 volt DC gücünü alıp AC'ye çevirerek ve bir transformatör aracılığıyla voltajı artırarak çalışır. Daha sonra bu yüksek voltaj gücünü stereodan gelen ses sinyaliyle birleştirerek o zayıf giriş sinyalinin yüksek voltajlı, yüksek akımlı çıkış versiyonunu oluşturur.

Amplifikatör Sınıfı, güç ve sinyali birleştirmeye yönelik sistemdir. Amfi sınıfı, hangi tasarımın kullanıldığına bağlı olarak verimlilik ve ses doğruluğu açısından amfiden amfiye farklılık gösterir. Tüm tasarımlarda, her biri kendi başına küçük bir amplifikatör olan çıkış transistör kümeleri, amplifikatörün son çıkışını sağlamak için kolektif güçlerini bir araya getirir.

Isı düşmandır

Amplifikatörler her zaman tükettiklerinden daha az güç üretirler. Bir amplifikatörün verimliliği, ürettiğinin elektrik sisteminden çektiğine oranıdır. Hiçbir amplifikatör %100 verimli değildir, tam olarak çektiği gücü ortaya çıkarmaz, ayrıca bir amplifikatör de çektiğinden daha fazla güç üretemez. Çıkış terminallerine ulaşmayan güç, ısıya dönüşen boşa harcanan enerjidir. Çok fazla ısı amplifikatörün çıkış sinyaline ve dahili bileşenlerine zarar verecektir.

Farklı amplifikatör sınıfları farklı miktarlarda ısı üretir. Aşağıdaki her bir sınıf açıklamasında konuya değinilecektir.

Amplifikatör sınıfları — fark nedir?

Bir amplifikatör tasarlamanın farklı yolları vardır ve ısı düşmandır. Anladık. Şimdi amfi tasarımının farklı sınıflarından bahsedelim.

A Sınıfı amplifikatörler — yüksek kaliteli ısı kaynağı

A Sınıfı bir amplifikatörün çıkış transistörleri "sabit öngerilim" ile çalışır; bu, bir giriş sinyali olsa da olmasa da her zaman tam güçte çalıştıkları anlamına gelir. Sinyal olmadığında transistörlerin gücü ısıya dönüşür. Bir sinyal olduğunda hoparlör terminallerinin gücü kesilir. Ayrıca, her A Sınıfı çıkış transistörü, sinyalin AC dalga formunun hem negatif voltajını hem de pozitif voltaj kısımlarını yükselterek iş yükünü artırır ve daha fazla ısı üretir. A Sınıfı amplifikatörler genellikle %25 verimlilik seviyesinde çalışır. Bu, gücünün %75'inin ısıya dönüştüğü anlamına gelir.

En yüksek sadakat (hi-fi) amplifikatör sınıfı

Her çıkış katı transistörü her zaman açık olduğundan, sinyal akışını etkileyen açma, kapatma, ısınma veya soğutma döngüleri yoktur. Aslında transistörler bu koşul altında en doğrusal şekilde, distorsiyonsuz olarak çalışırlar. Ve herhangi bir anahtarlama olmadığından, indüklenmiş yüksek frekanslı girişim de olmaz. Saf A Sınıfı amplifikatörler nadirdir, pahalıdır ve araç ses sistemlerinde asla kullanılmaz. Bazen bunları ev ses sistemi ve gitar amfilerinde bulabilirsiniz.

B Sınıfı amplifikatörler — iki transistörlü çözüm

B Sınıfı amplifikatörler, buradaki tek transistörü "itme-çekme" düzeni olarak adlandırılan iki transistörle değiştirerek her çıkış aşamasının iş yükünü hafifletir. Bir transistör, sinyalin AC dalga formunun negatif voltaj kısımlarını güçlendirir, diğeri ise pozitif voltajla ilgilenir ve ardından ikisi, birleşik bir çıkışta birleştirilir. Her transistör zamanın yarısında açık, diğer yarısında kapalıdır. 

Düşük doğrulukla verimli

B Sınıfı amplifikatörler, A Sınıfı amplifikatörlerden çok daha verimlidir (%50 veya daha fazla), ancak iki transistör açılıp kapandıkça distorsiyon üretirler. Bu "çapraz distorsiyon" o kadar kötü ki, o nedenle herhangi bir üreticinin saf B Sınıfı tasarımlı bir amplifikatör sunması veya üretmesi nadirdir.

AB Sınıfı amplifikatörler — daha yüksek doğruluk ve verimlilik

AB Sınıfı bir amplifikatördeki itme-çekme çıkış transistör çiftinin her biri, zamanın yarısından fazlasında açıktır ve aniden açılıp kapanmazlar. Bu, amplifikatöre, sinyal düşük güçte olduğunda ve her iki transistör üzerinden iletildiğinde A Sınıfı amplifikatörün ve güç yüksek olduğunda B Sınıfı amplifikatörün özelliklerini verir. Her amplifikatör için, B Sınıfı tasarımın geçiş distorsiyonunu en aza indiren, her iki transistörün de akımı geçtiği süre olan optimum bir öngerilim akımı vardır.


AB Sınıfı amplifikatörler her yerde

Bu tasarımın sonucu, AB Sınıfı amplifikatörlerin, A Sınıfı amplifikatörlerden çok daha yüksek verime (yaklaşık %60'a kadar) ve B Sınıfı amplifikatörlerden çok daha az distorsiyona sahip olmasıdır. Çoğu ev sineması ve stereo amplifikatörü ile birçok araba amplifikatörü AB Sınıfıdır.

Son yıllara kadar, yüksek kaliteli, tam aralıklı amplifikasyon elde etmek için AB amplifikatörü kullanmak tek pratik seçimdi, ancak şimdi aynı derecede doğru olan D Sınıfı amplifikatörler üretiliyor. (Ancak A Sınıfı hala doğruluk açısından kazanandır.)

D Sınıfı amplifikatörler — verimliliğin popüler kralları

D Sınıfı amplifikatörler benzersiz bir şekilde çalışır. Yerleşik devre, çok yüksek frekanslı (genellikle 100K Hz'nin üzerinde) DC akımı darbeleri oluşturur. Her bir darbenin genişliği daha sonra giriş sinyali tarafından değiştirilir; darbe ne kadar geniş olursa sinyal de o kadar yüksek olur. Buna "darbe genişliği modülasyonu" veya PWM denir. Bu DC darbeleri, yüksek güçlü çıkışı oluşturan yükseltici çıkış transistörlerinden geçirilir. Analog sinyaller değil DC darbeleri aldıkları için MOSFET olarak da adlandırılan transistörler ya tam güçte ya da güç olmadan kapalıdır. Bu, transistörleri çalıştırmanın en verimli yoludur; bazı durumlarda %90'a kadar verimlidir. 

Verimli ... ve sorunsuz

Amplifikasyondan sonra, bir alçak geçiş filtresi çıkış sinyalini düzeltir, böylece amplifikatör güç darbeleri yerine sürekli bir analog güç çıkışı sağlar. Aynı zamanda yüksek frekanslı DC darbelerinin oluşturduğu paraziti de ortadan kaldırır. 

D dijital anlamına gelmez

Transistörleri hızlı bir şekilde açıp kapatarak sinyal oluşturmak, sıfırları ve birleri kullanan dijital işleme benzese de, D Sınıfı amplifikatörler dijital cihazlar değildir. Bazılarının dijital kontrol devreleri olabilir, ancak amplifikatör devreleri kesinlikle analog olacaktır.

D Sınıfı ilk tercih haline geldi

Piyasaya ilk çıktıklarında D Sınıfı amfiler, ürettikleri yüksek miktardaki gürültü nedeniyle yalnızca bas için kullanılıyordu. Ancak yıllar geçtikçe bu kesinlikle değişti.

Modern D Sınıfı amplifikatörler popülerdir çünkü daha küçüktürler, daha hafiftirler ve aynı miktarda güce sahip diğer sınıf amplifikatörlerden daha soğuk çalışırlar. Bir araca amfi takmanız veya konserler için yanınızda taşımanız gerektiğinde bunlar büyük avantajlardır. Hatta inanılmaz ses üretimi için ayarlanan üst düzey ev ses donanımlarında D Sınıfı amfileri bile bulabilirsiniz.

Küçük boyut, çok az ısı ve çok fazla güç. D Sınıfı eylemin olduğu yerdir.

Diğer amplifikatör sınıfları

Amplifikatör çıkış aşamalarında kullanılan, Class G, Class H, Rockford Fosgate'in Boosted Rail'i ve Alpine'ın Dynamic Peak Power gibi genellikle AB Sınıfı tasarımına yönelik geliştirmeler olan başka teknolojiler de vardır. Talep üzerine gücü daha verimli bir şekilde eklemek için genellikle amplifikatörün kendi güç kaynağını çeşitli şekillerde yönetirler. Tüm bu teknolojilerin hibrit kombinasyonları günümüzde üretilen birçok amplifikatörde bulunabilir.

Kafanız mı karıştı? Benim de karışmıştı. Özellikle teknik bir kişi değil sadece bir dinleyici iseniz kafanızın karışması normaldir. Ancak bu farklılıkların ne olduğunu bilmek güzeldir, böylece hangi amplifikatörün sizin için en iyi şekilde çalışacağı konusunda bilinçli kararlar verebilirsiniz.

Müzikli güzel günler dilerim.