İslam dünyasının kalbi Kâbe'nin 600 metre yakınında yükselen ve 30 kilometre mesafeden görülebilen, dünyanın en büyük saat kulesi Abraj el-Beyt ve Kâbe'nin etrafını çevreleyen lüks oteller ve alışveriş merkezlerinden kurulu gösterişli projeler bu yapılaşmanın sonucu.
Bu yapılaşma için 1781 yılında Osmanlılar tarafından Mekke'yi korumak için inşa edilen Ecyad Kalesi 2002 yılında yıkıldı. Bu yıkımdan nasibini alan yerler arasında umumi tuvaletlere yer açmak için yıkılan Peygamber'imizin eşi Hz. Hatice'nin evi, Hilton Oteli için yıkılan Peygamber'imizin büyük dostu ve halifelerinin birincisi Hz. Ebu Bekir'in evi, Kral'a ait saraylara bir tanesini daha ilave etmek için Hz. Peygamber'in torunlarının evleri var. Bunlar sadece kültürel miras olmakla kalmayıp dini açıdan da önemli sembolik değeri bulunan ama rant uğruna feda edilen sayısız mahalden ancak birkaçı.
Suudi rejiminin Vehhabi anlayışını payanda yaparak gerçekleştirdiği bu dev yapılaşmaya karşı dağlar bile dayanamıyor ve bir bir ortadan kayboluyorlar. Ecyad Kalesi yıkılırken tıraşlanarak dümdüz edilen üzerinde kurulduğu tepe bunlardan yalnızca biri.
Bir başka proje ise El Şamiye bölgesinde yükseliyor. Kabe'nin etrafını çevreleyen Mescid-i Haram'a 1 milyon 200 bin kişi için ibadet alanı sağlamak için yapılan ve 10 milyar dolarlık yatırım bedeli olan bu yapı kümesi de 400 bin metrekarelik bir cami eklentisi. Mescid-i Haram'ın Kuzey bölgesinde eklenti olarak yapılan bu ibadet alanının mal olduğu bedelse sadece 10 milyar dolarla sınırlı değil. Zira bu bölge şehrin en tarihi bölümü içerisinde yer alıyor ve ek kompleksin yapımı bu bölgedeki tarihi ve sembolik ne varsa yok edilmesi anlamına geliyor.
Dev projeler uğruna dini sembolik yerlerin tahrip edilmesi kesinlikle kazara olan bir şey değil tam tersine Suudi Arabistan rejimi tarafından resmen benimsenen Vehhabilik anlayışının bir sonucu.
Mekke'de devam eden ve tarihi sembolik ne kadar yapı ve mahal varsa dümdüz eden Mekke'yi bir tür Manhattan haline getiren bu yapılaşma bir başka açıdan İslam tarihinin bir müzesi olarak "Mekke'nin yok edilmesi" anlamına da geliyor. Son olarak Kabe'nin etrafını saran açık alanının genişleterek saatte 130 bin kişinin ziyaretini sağlamak üzere başlayan çalışmalarda Mimar Sinan tarafından tasarlanan kısımlar yok edeliyor ve Abbasi döneminden kalan sütunlar yıkılıyor. Bu yıkımın amacı Hac ve Umre ziyaretçilerinin artışıyla ihtiyaca cevap verme arayışı gibi görünse de , gerçekte Mekke'yi lüks bir ticaret merkezi haline getirme çalışmaları var.
İslam dini açısından en az Mekke kadar önemli olan Medine için de aynı tahribat söz konusu. Örneğin Hz. Muhammed'in vefatından sonra Müslümanların toplandığı ve ilk halifeyi seçtikleri Beni Saide Gölgeliği artık yok. Uhud Savaşı'na sahne olan Uhud Dağı yol genişletme çalışmalarının tehdidi altında dümdüz edileceği günü bekliyor. Hendek Savaşı sırasında Hz. Peygamber'in dua ettiği yerlerde kurulan yedi caminin yıkılması gerçekleştirilecek projelerin tehdidi altında. Dördüncü Halife Hz. Osman'ın Medinelilere su getirmek için satın aldığı su kuyuları unutulmaya terk edilmiş durumda. Kısacası Ümeyyeoğulları, Abbasiler, Fatımiler, Memluklar ve Osmanlılar dönemlerinde korunması uygun görülen İslam tarihine ait varlıkların hepsi bugün Medine'de de yok olma tehlikesi altında.
Bu anlamda Medine'yi tehdit eden projelerden biri ise Mescid-i Nebevi'nin genişletilmesi projesi. Temeli kral tarafından atılan proje bitirildiğinde Medine'nin de herhangi bir Batı şehrinden farklı olmayacağı tartışılıyor. Pek çoklarına göre tüm bu çalışmalar "Mekke ve Medine'yi İslami tarih ve kimliğinden koparıyor".
Ahmed, Buhârî, Müslim, Ebu Dâvûd, Tirmizî, Nesâî ve İbn Mâce'de Ebû Hureyre'den bildirilen bir hadiste Allah Resûlü Mekke fethinde Allah'a hamd ve sena ettikten sonra Mekke'nin kıyamete kadar haram kılındığını, ağacının kesilemeyeceğini ve avının ürkütüleyeceğini bildirmiştir. (Ahmed 12/183-7242, Buhari 112, Müslim 1355, Ebu Davud 2017, Tirmizi 1405, 2667, Nesai 5855, İbni Mace 2624). Ağacını, avını bıraktık Mekke'nin dağları ortadan kaldırılıyor Ya Rasullallah!
Şâfiî, el-Umm'da, İbn Cüreyc'den bildiriyor: Allah'ın Resûlü (sallallahu aleyhi vesellem) Kabe'yi gördüğünde ellerini kaldırır ve: " Allahım! Bu evin şerefini, saygınlığını, yüceliğini ve heybetini arttır. Hac ve umre yaparak evine hürmet ve ta'zimde bulunanların şerefini, sayğınlığını ve iyiliğini de arttır" diye dua ederdi.(Şafiî 2/169) (Ed-Dürrü'l-Mensûr fi't-Tefsîr bi'l-Me'sûr, Celâleddîn es-Suyûtî 1.Cilt Sahife 540, Ocak Yayıncılık,2012).
Allah'ın Resûlünden (sallallahu aleyhi vesellem) bildirilen bu ve daha birçok hadislere rağmen İslam Dünyasının Mekke ve Medine'de rant için yapılan bu Vahhabi yıkımına sessiz kalmasına ne demeli.
Notlar:
1. Konu hakkında The Independent gazetesinde 20 Şubat 2014 tarihinde yayımlanan yazı için tıklayınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder