Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı (Meal) D.İ.B. Yayınları Dördüncü Baskı Yayın No:90, Ankara, 1979
Abese Suresi
"1-2. Yanına kör bir kimse geldi diye Peygamber yüzünü asıp çevirdi."
*
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Kuran Portalı İnternet sitesinden;
Abese Suresi
"1-2. Kendisine o âmâ geldi diye Peygamber yüzünü ekşitti ve öteye döndü."
*
Kuran-ı Kerim ve Yüce Meali, Elmalılı Hamdi Yazır, Hazırlayan ve Notlandıran Dücane Cündioğlu, Merve Yayınları 1997.
Abese Suresi
"1-2. Ekşidi ve döndü; çünkü ona âmâ geldi.
3-4. Ne bilirsin o belki temizlenecek veya öğüt belleyecek de o öğüt kendine fayda verecek?!"
Şimdi de konuyu daha ayrıntılı açıklayan İslam aleminde meşhur bazı tefsirlere bakalım.
Beydavi Tefsiri 5. Cilt, Tercüme Doç. Dr. Abdülvehhab Öztürk, Kahraman Yayınları, İstanbul, 2011
Abese Suresi
"1- Yüzünü ekşitti ve arkasını döndü,
2- Kendisine kör geldi diye.
3- Ne biliyorsun, belki o arınacak?
4- Yahut öğüt alacak da öğüt ona fayda verecek.
1;...4- "Yüzünü ekşitti ve arkasını döndü, kendisine kör geldi diye". Rivayete göre İbn Ümmi Mektum, Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem'e geldi, yanında da Kureyş'in ileri gelenleri vardı. Onları İslam'a davet ediyordu. Ya Resulullah, Allah'ın sana öğrettiklerinden bana da öğret, dedi ve bunu birkaç kere tekrar etti. Onun toplulukla meşgul olduğunu bilmedi. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem onun konuşmasından ve sözünü kesmesinden hoşlanmadı ve ondan yüzünü döndü. Ayet bunun üzerine indi. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem ona ikram eder ve onu gördüğü zaman: Hoşgeldin, Allah'ın bana hitap etmesine sebep olan kişi, derdi. Onu Medine'de yerine iki defa vekil bıraktı."
*
İbn Kesir Büyük Kuran Tefsiri, Tercüme Doç. Dr. Abdülvehhab Öztürk, Kahraman Yayınları, İstanbul, 2010
Abese Suresi
"1- Yüzünü ekşitti ve arkasını döndü,
2- Kendisine kör geldi diye.
3- Ne biliyorsun, belki o arınacak?
4- Yahut öğüt alacak da öğüt ona fayda verecek.
Birçok müfessirin anlattığına göre Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Kureyş'in büyüklerinden biri ile konuşuyordu, onun Müslüman olması için umutlanmıştı. Tam onunla konuşurken ve ona hitap ederken birden İbn Ümmi Mektum çıkageldi. Buda eskiden müslüman olanlardan idi. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem'e birşeyler sormaya ve ısrar etmeye başladı. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem de o an için gitmesini istedi ki hidayetini beklediği o kimse ile rahat konuşsun. Bunun için İbn Ümmi Mektum'a karşı yüzünü ekşitti, ondan yüz çevirip ötesine döndü. Bunu üzerine Allah Teala "yüzünü ekşitti ve arkasını döndü, kendisine kör geldi diye. ne biliyorsuni belki o arınacak?" ayetlerini indirdi."
Tefsir'de bundan sonra bu konudaki rivayetler sıralanıyor.
*
Hadislerle Kuran-ı Kerim Tefsiri Ed-Dürrü'l-Mensur fi't-Tefsir bi'l-Mesur, Celaleddin es-Suyuti Cilt 15, Ocak Yayınları, İstanbul, Kasım 2012
"Yüzünü ekşitti ve geri döndü. Âmânın kendisine gelmesinden ötürü. Ne bilirsin, belki de o arınacak. yahut öğüt alacak da o öğüt ona fayda verecek."
Tirmizi, İbnu'l-Münzir, İbn Hibban, Hakim ve İbn Merduye, Hz. Aişe'den bildirir: Abese Suresi âmâ olan İbn Ümmü Mektum hakkında nazil oldu. İbn Ümmü Mektum, Resulullah'a (sallallahu aleyhi ve sellem) gelip: "Ya Resulullah! Bana irşatta bulun" demeye başladı. Resulullah'ın (sallallahu aleyhi ve sellem) de o an yanında müşriklerin ileri gelenlerinden biri vardı. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) yüzünü ondan çeviriyor ve müşrikle ilgilenip:"Bu söylediklerimde kötü bir şey varmı?" diye soruyordu. Müşrik olan da. "Hayır! Görmüyorum" diye karşılık veriyordu. İşte bu sure bunun üzerine nazil oldu."
*
Elmalılı Hak Dini Kur'an Dili 8. Cilt, M. Hamdi Yazır, Diyanet İşleri Reisliği tarafından 1936 yılında bastırılan eserin 1971 yılında yapılan orjinal 3. Baskısı
Abese Suresi
"1. Ekşidi ve döndü.
2. Çünkü O'na â'mâ geldi.
3. Ne bilirsin o belki temizlenecek.
4. Veya öğüt belliyecek de o öğüt kendine faide verecek?
Sebeb-i nüzulü. Buhari'de buna dair bir rivayet zikredilmemiştir. Tirmizi'de, Hazreti Aişe'den şöyle mervidir: Abesa ve tevella, â'mâ İbn Ümmi Mektum hakkında nazil oldu. Resullullah'a gelmişti. "Ya Resullullah beni irşad buyur" deyip duruyordu. Resullullah'ın yanında ise, müşriklerin büyüklerinden birisi vardı. Resullullah a'madan i'raz ediyor, diğerine ikbal buyuruyor ve "söyleyeceğinde bir beis görüyormusun?" diyordu. "hayır" deniliyordu, bunun hakkında inzal buyuruldu."
Yukarıda belirttiğim meal, ve tesirlerden Abese Suresi'nin 1 ve 2. ayetlerinde öznenin (yani eylemi gerçekleştiren kişinin) Peygamber Efendimiz olduğu anlaşılıyor.
Şimdi size bir mealde aynı ayetlere verilen manayı aktarmak istiyorum.
Hayat Kitabı Kur'an Gerekçeli Meal-Tefsir, Mustafa İslamoğlu, Düşün Yayıncılık, Mayıs 2010 Sahife 1221 (Bakınız Ek: Resim 1, 2 ve 3):
80/ ABESE SURESİ
"1 O (KİBİRLİ ADAM) surat astı ve sırtını dönüp uzaklaştı, 2 yanına âmâ geldi diye...(1)"
Görüldüğü gibi Peygamber Efendimiz "O (KİBİRLİ ADAM)" diye belirtilmiş ve özellikle de büyük harflerle yazılmıştır. Yukarıda belirttiğim sahih islam kaynaklarının hepsinde bu olayda eylemi gerçekleştiren kişi, yani yüzünü ekşiten ve geri dönen kişi Peygamber Efendimiz olarak belirtilirken bu şahıs ayetin mealinde Peygamber Efendimizi işaret edecek şekilde "O (KİBİRLİ ADAM)" diye belirtmiştir. Kastedilen kişi Peygamber Efendimizdir ve O'na kibirli sıfatı yakıştırılmaktadır.
Bu zat bu meal-tefsir'de bir dipnota yer vermiş. Dipnota geçmeden önce iki konuyu belirtelim. Bu meal-tefsir'in önceki baskılarında bu dipnot yok. İkinci husus bu şahsın "Üç Muhammed" adlı eserinde 255. sayfada bu ayetlerden bahsederek bu ayetlerde eylemi yapan kişinin Peygamber Efendimiz olduğunu belirtmektedir. Şimdi sonradan ilave ettiği bir çeşit "kıvırma" olan dipnota bakalım. Bu dipnotta;
1 Veya: "O (Peygamber) surat astı ve sırtını dönüp uzaklaştı, yanına âmâ geldi diye..." diye O kişinin Peygamber Efendimiz olduğunu belirtmekte sonra müteakip 3 ve 4. ayetlerin okunuşundan hareketle ilk iki ayetin öznelerinin değiştiğini, bu ilk iki ayetin Velid b. Muğire ve/veya Ubey b. Ka'b hakkında olduğunu belirtmektedir.
Şimdi eylemi gerçekleştirenler olarak belirttiği kişiler kimdir ona bakalım.
İslamoğlu'nun 1 ve 2. ayetlerde eylemi gerçekleştiren kişi olarak bahsettiği Velid b. Mugire ünlü İslâm kahramanı ve komutanı Halid bin Velid'in babasıdır. Peygamber Efendimizin dâvetine uymadığı gibi, Peygamber Efendimizi sihir yapmakla suçlamıştır. Sahip olduğu evlât ve servetiyle gurura kapılmış, kendisi dururken, Hazreti Muhammed'e (sallallahu aleyhi ve sellem) peygamberliğin verilmesini hazmedemeyerek böbürlenmiştir. İsmi Peygamber Efendimize (sallallahu aleyhi ve sellem) yönelik bir saldırıyla ilgili olarak da kaynaklarda yeralmaktadır. 622 yılında ve Hicret'ten birkaç ay önce, farkında olmadan ve dikkatsizlikle bastığı zehirli bir okla yaralanmış ve bu yaranın etkisiyle Mekke'de ömüştür.
İslamoğlu'nun 1 ve 2. ayetlerde eylemi gerçekleştiren kişi olarak bahsettiği Ubey b. Ka'b ise sahabedendir. Peygamberimizin vahiy katibidir. İkinci Akabe biatında Peygamberimize (sallallahu aleyhi ve sellem) biat eden yetmiş kişiden birisidir. Medineli olup Hazrec kabilesinin Neccâr ogullari kolundandir. Abese 1 ve 2. ayetler bütün kaynakların ittifaki ile Mekki'dir. Yani Mekke döneminde inmiştir. Bu şahıs ise Medinelidir.
Görüldüğü gibi bu şahısların bu ayetlerle bir ilgisi yoktur. Bu konuda hiçbir kaynak yoktur.
Şimdi kibir konusuna bakalım.
Allah Resulunun (sallallahu aleyhi ve sellem) haşa kibirli olması söz konusu olabilir mi? Kur'an-ı Kerim'den (Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Kuran Portalı İnternet sitesinden);
4. Sure (Nisâ Suresi), 36. Ayet
Allah'a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, elinizin altındakilere iyilik edin. Şüphesiz, Allah kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez.
7. Sure (A'râf Suresi), 36. Ayet
Âyetlerimizi yalanlayanlar ve onlara uymayı kibirlerine yediremeyenlere gelince işte onlar cehennemliklerdir. Onlar orada ebedi kalacaklardır.
7. Sure (A'râf Suresi), 40. Ayet
Âyetlerimizi yalanlayanlar ve o âyetlere uymayı kibirlerine yediremeyenler var ya, onlara göklerin kapıları açılmaz. Onlar, deve iğne deliğinden geçinceye kadar cennete de giremezler! Biz suçluları işte böyle cezalandırırız.
31. Sure (Lokmân Suresi), 18. Ayet
"Küçümseyerek surat asıp insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme! Çünkü Allah hiçbir kibirleneni, övüngeni sevmez."
40. Sure (Mü'min Suresi), 60. Ayet
Rabbiniz şöyle dedi: "Bana dua edin, duânıza cevap vereyim. Bana kulluk etmeyi kibirlerine yediremeyenler aşağılanmış bir halde cehenneme gireceklerdir."
Görüldüğü gibi yukarıda zikrettiğim ve daha birçok ayette kibir kötülenmiş, Allah'ın (cc) kibirlenenleri sevmediği belirtilmiş, cehennemlik oldukları belirtilmiştir. Şimdi "Habibullah" yani "Allah'ın Sevgilisi" olan Peygamber Efendimizin (sallallahu aleyhi ve sellem) kibirli olması düşünülebilir mi?
Bu haddini bilmez zat, Allah Resulune O (KİBİRLİ ADAM) deme cüretini göstermektedir. Dipnotlardaki açıklamalarını destekleyen herhangi bir kaynak yoktur. Kafir ve Peygamberimizin (sallallahu aleyhi ve sellem) düşmanı Velid b. Muğire ile Peygamberimizin (sallallahu aleyhi ve sellem) vahiy katibi Sahabe Ubey b. Ka'b'ı yanyana koymakta herşeyi birbirine karıştırmaktadır. Hadislere yok sayan, değersizleştiren görüşlerden sonra sıra galiba Allah Resulu Peygamber Efendimize (sallallahu aleyhi ve sellem) gelmiştir. Mustafa İslamoğlu ismini lütfen aklınıza not edin. Onun hakkında dikkatli olun.
Allah (cc), bizler için din olarak seçtiği (Maide Suresi 3. Ayet) İslam'ın ve Peygamber Efendimizin gizli ve açık bütün düşmanlarını kahretsin.
EKLER:
Resim 1
Resim 2
Resim 3
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder