Bu İranlıların Yemen'i ilk defa ele geçirmeleri mi? Hayır. İranlılar daha önce de Yemen'de idareyi ele geçirmişlerdi. Gelin tarihte bir yolculuk yapalım ve Çanakkale'den daha çok şehit verdiğimiz, türkülerimize konu olmuş Yemen'i biraz daha yakından tanıyalım.
Yemen Arabistan yarımadasının güney-batı köşesinde yer alan bölgedir. Batıdan Kızıldenize , güneyden Aden Körfezine bakan Yemen, coğrafi olarak bu iki denizi birbirine bağlayan dar ve stratejik boğaza hakim durumdadır.
Yemen arazisi Sera denen dağlık ve Tihane denen ovalık iki bölge ile Kızıldenizin doğu alt kıyı şeridi ile Aden Körfezinin güney batısındaki kıyıdan ibarettir. Sera bölgesi verimli ve yerleşime elverişli, Tihane bölgesi geniş kumlu yazın sıcak bir bölgedir ve bu bölgeye hemen hemen hiç yağmur yağmaz. Buna rağmen Yemen, Arabistan yarımadasının en verimli topraklarını içine alır. O nedenle "Yeşil Yemen" (Yemenü'l-hadra) diye anılır.
Eski kitaplarda Yemen genellikle "mutlu" anlamına gelen "Yemenü'l-meymun", "Arabia Felix" gibi sıfatlarla nitelendirilir. Fakat Yemen tarihine bakıldığında bu ülkenin pek de mutlu olmadığı görülür. Bu nedenle bu sıfatın Saba Melikesi Belkıs zamanı için geçerli olduğunu söyleyebiliriz.
Bu bölgeye Yemen denmesinin nedeni, Yemen'in Kabe'in "yemi"nde, yani sağında oluşundandır. Aynı şekilde Şam'a da Kabenin "şam"ında yani solunda olduğu için Şam denilmiştir. Ancak düşünüldüğünde Kabe'nin sağı veya solu tamamen izafi kavramlardır.
![]() |
| San'a eski şehir girişinde Bab el Yemen (Yemen Kapısı) |
![]() |
| Gökdelen şeklindeki yapıları nedeniyle "Çölün Manhattan'ı" denilen tarihi Şibam Şehri |
Eski devirlerde San'a, Saba ve Aden bölgelerinde ünlü büyük uygarlıklar olduğu bilinmektedir. Akik taşıda San'a için önemli bir ihraç maddesidir.
Kaynaklara göre Yemenlilerin aslı Hz. Nuh'un çocuklarından Sam'a çıkar. Bu ve diğer rivayetler Yemen tarihinin çok eskilere dayandığını gösterir. Himyer, Saba ve Kehlam bu topraklarda kurulmuş en eski ve ünlü devletler olarak tarihte yerlerini almıştır.
Yemenlilerin Babil'den geldiğini söyleyenlerde vardır. Babillilerin Yemen'i imar ettikleri ve parlak bir uygarlık inşa ettikleri söylenir.
Ülkemizde Tarsus'ta bulunduğu rivayet edilen Ashab-ı Kehf'in, Yemen'de bulunduğu rivayetleride vardır. Bugün Yemen'de Ashab-ı Kehf'e ait olduğuna inanılan bir magara mevcuttur.
Kuran-ı Kerim'in birçok ayetinde Yemen'den bahsedilir.34. Surenin Adı Seb'e Suresi'dir. Bu surede Seb'elilerin mutlu ve refah hayatlarından bahsedilir. Nankörlükleri nedeniyle Arim seline maruz kaldıkları anlatılır.
Kuran-ı Kerim Sebe Suresi:
15. Andolsun, Sebe' kavmi için oturduğu yerlerde büyük bir ibret vardır. Biri sağda, diğeri solda iki bahçeleri vardı. (Onlara:) Rabbinizin rızkından yeyin ve O'na şükredin. İşte güzel bir memleket ve çok bağışlayan bir Rab!
*Sebe’, Yemen’de büyük bir şehrin ve orada yaşayan kavmin ismidir. Bu şehir, Neml sûresinde (27/23-44) kendisinden söz edilen melike Belkıs’ın hükmettiği ülkenin başkenti idi. Kurucusu Sebe’ olduğu için, belde ve halkı onun adıyla anılmıştır.
16. Ama onlar yüz çevirdiler. Bu yüzden üzerlerine Arim selini gönderdik. Onların iki bahçesini, buruk yemişli, acı ılgınlı ve içinde biraz da sedir ağacı bulunan iki (harap) bahçeye çevirdik.
* Arim seli, Sebe’ kavmini cezalandırmak üzere meydana getirilen, şiddetli yağmurun sebep olduğu ve büyük göçlere yol açan bir sel felâketidir.
17. Nankörlük ettikleri için onları böyle cezalandırdık. Biz nankörden başkasını cezalandırır mıyız!
18. Onların yurdu ile, içlerini bereketlendirdiğimiz memleketler arasında, kolayca görünen nice kasabalar var ettik ve bunlar arasında yürümeyi konaklara ayırdık. Oralarda geceleri, gündüzleri korkusuzca gezin dolaşın, dedik.
*Yemen-Suriye yolu üzerinde birbirine yakın, kolayca bulunan ve konaklama ihtiyaçlarına cevap veren kasabalara işaret edilmiştir.
19. Bunun üzerine: Ey Rabbimiz! Aralarında yolculuk yaptığımız şehirlerin arasını uzaklaştır, dediler ve kendilerine yazık ettiler. Biz de onları, ibret kıssaları haline getirdik ve onları büsbütün parçaladık. Şüphesiz bunda, çok sabreden ve çok şükreden herkes için ibretler vardır.
20. Andolsun İblis, onlar hakkındaki tahminini doğruya çıkardı. İnanan bir zümrenin dışında hepsi ona uydular.
21. Halbuki şeytanın onlar üzerinde hiçbir nüfuzu yoktu. Ancak ahirete inananı, şüphe içinde kalandan ayırdedip bilelim diye (ona bu fırsatı verdik). Rabbin gerçekten her şeyi koruyandır.
Fil Suresinde Kabe'yi yıkmak için gelen ordu, Kureyş Suresindeki kışın yapılan ticaret seyahatine konu olan ülke, Büruc Suresindeki müminler ve onlara işkence uygulayanlar, Hz. Süleyman'ın çağdaşı Sebe Kraliçesi Kuran'ın Yemen ile ilgili konularından bazılarıdır.
Kuran-ı Kerim Fil Suresi:
Bismillâhirrahmânirrahîm
1. Rabbin fil sahiplerine neler etti, görmedin mi?
2. Onların kötü planlarını boşa çıkarmadı mı?
3. Onların üstüne sürü sürü kuşlar gönderdi.
4. O kuşlar, onların üzerlerine pişkin tuğladan yapılmış taşlar atıyordu.
5. Böylece Allah onları yenilip çiğnenmiş ekine çevirdi.
***
Kuran-ı Kerim Kureyş Suresi:
Bismillâhirrahmânirrahîm
1, 2, 3, 4. Kureyş'e kolaylaştırıldığı, evet, kış ve yaz seyahatleri onlara kolaylaştırıldığı için onlar, kendilerini açlıktan doyuran ve her çeşit korkudan emin kılan şu evin Rabbine kulluk etsinler.
* Kureyş kabilesi, bütün Araplarca kutsal sayılan Kâbe’nin gözetim ve bakımını üstlendikleri için bütün kabileler onlara saygı gösterirdi; bu sayede onlar yazın Tâif’in serin yaylalarına, kışın da Yemen’in ılık bölgelerine serbestçe giderlerdi. İşte bu, Allah’ın onlara bir ihsanı idi, çünkü bu şekilde serbest dolaşma sonunda büyük ölçüde ticaret yapıyorlar ve kazanç elde ediyorlardı.
***
Kuran-ı Kerim Büruc Suresi:
*Şems sûresinden sonra Mekke’de inmiştir; 22 âyettir. «Bürûc», burc kelimesinin çoğuludur. Sûrede burçları olan gökyüzüne, kıyamet gününe ve o güne tanıklık edecek olanlarla, yine o gün müşahede edilecek olaylara yemin edildikten sonra Yemen’de geçmiş bir olaya temas edilir: Yahudi Zûnuvas ve adamları, yahudiliği kabul etmeyen Necran hıristiyanlarını, Hendek içinde yakılmış bir ateşe atarak yakarlar ve yanmakta olan insanları seyrederler. Bu şekilde işkence ile yakılıp öldürülen kimseler inançları uğrunda ölmüşlerdir.
Bismillâhirrahmânirrahîm
1, 2, 3, 4, 5, 6, 7. Burçlara sahip gökyüzüne, geleceği bildirilmiş olan güne, (o günde) tanıklık edene ve edilene andolsun ki, ateşle dolu hendeğe atılanlar (yakılarak) öldürüldü. Onlar (yakanlar) da başlarına oturmuşlar, müminlere yapmakta oldukları işkenceyi seyrediyorlardı.
8, 9. Onlardan, sırf, göklerin ve yerin mülkü kendisine ait olan, azîz ve hamîd olan Allah'a iman ettikleri için intikam aldılar. Oysa ki Allah her şeyi görür.
***
Kuran-ı Kerim Neml Suresi:
22. Çok geçmeden (Hüdhüd) gelip: Ben, dedi, senin bilmediğin bir şeyi öğrendim. Sebe'den sana çok doğru (ve önemli) bir haber getirdim.
* Sebe’, Yemen’de dedelerinin ismiyle anılan bir kabilenin adıdır.
23. Gerçekten, onlara (Sebe'lilere) hükümdarlık eden, kendisine her şey verilmiş ve büyük bir tahtı olan bir kadınla karşılaştım.
Yemen'e önce Yahudilik gelmiş ise de Yahudiliğin ne zaman Yemen'e geldiği hakkında Yahudi kaynakları bilgi verememektedir. Sadece bazı kaynaklar Himyerlerin Yahudi olduklarını söylemektedir.
İslam kaynaklarında rivayetler daha değişiktir. Taberi Tarihinde, Yemen Kralı Tübban doğu seferi dönüşünde Medine'ye gelmiş yaptığı savaş sırasında, iki Yahudi bilgin kendisine bu şehri yıkmaktan vazgeçmesini, bunda başarılı olamayacağını, burasının son zamanlarda ortaya çıkacak bir peygamberin şehri olacağını söylemişler, bunun üzerine Tübban Medine'yi yıkmaktan vazgeçmiş, bu iki Yahudi bilgini beraber Yemen'e götürmüş ve kendisi de Yahudiliğe girmiştir. Böylece Yahudilik Yemen'de yayılmıştır.
Yine Taberi'de Yahudiliğe giren Tübban'ı Yemen halkının din değiştirdiği için Yemen'e sokmadığını, bunun üzerine ateşin hükmüne başvurulduğunu, putları ile ateşe yaklaşan Yemenlilerin korkup geri çekildiğini, iki Yahudi bilginin ise boyunlarına Tevrat nüshaları asılarak ateşe girdiklerini ve yanmadıklarını, bunu gören Yemenlilerinde Yahudiliğe girdikleri anlatılmaktadır.
Hıristiyanlığın Yemen'e ne zaman girdiği konusunda İslam kaynaklarında, "Feymiyun" adında zahid bir Hıristiyan tarafından tarafından Hıristiyanlığın Yemen'de yayıldığı yönünde rivayetler vardır.
Hırsitiyanlığın Yemen'e yerleşmesinden sonra Hıristiyan Habeşliler Yemen'e saldırıp Hiymer Kralını öldürmüşler, Yemeni ele geçiren Habeşliler Yemen'i gönderdikleri valilerle idare etmişlerdir.
Ebrehe bu Habeşi valilerin en meşhurlarındandır. Fil olayından sonra Habeşliler Yemen'de daha fazla hüküm sürememişler, İran Kisrasının gönderdiği büyük ordu ile Habeşlilerin idaresi ortadan kaldırılmış ve Yemen İran idaresine girmiştir. İranlıların bu idaresi İslamiyetin ortaya çıkışına kadar devam etmiştir.
İslamiyet'ten sonra Yemen'i bir başka makeleye bırakalım.
Not: Kuran-ı Kerim mealleri Türkiye Diyanet Vakfı tarafından yayınlanan mealden alınmıştır.




Hiç yorum yok:
Yorum Gönder