4 Nisan 2016 Pazartesi

T.C.G. DUMLU DENİZALTI GEMİSİ BURDA BATTI. ANAHTAR İLE ETİKETLİ KAPAĞI AÇ. TELEFON İÇERİDEDİR. TELEFONUN DÜĞMESİNE BASARAK KONUŞ. TELEFONLA KONUŞAMAZSAN EN YAKIN LİMANA HABER VER. BOTUNU ŞAMADIRAYA BAĞLAMA.

ABD'de inşa edildi. 23 Nisan 1944'de “Blower” adı verilerek denize indirildi. İlk görevinde kaza geçirdi. 1950'de Marshall yardımı kapsamında Türk Deniz Kuvvetlerine verildi ve adı “Dumlupınar” oldu. 16 Kasım 1950'da Türk Deniz Kuvvetlerine teslim edildi. Çanakkale Boğazında 4 Nisan 1953'de meydana gelen kazada 78  mürettebatına mezar oldu.



NATO'nun “Mavi Deniz” (Blue Sea) tatbikatı 3 Nisan 1953 günü sona erer. Dumlupınar denizaltısı diğer donanma gemileriyle Gölcük'e dönmek üzere Çanakkale Boğazına girer.


Gece sat 02:10 denizaltının güvertesinde bulunan Üsteğmen Hasan Yumuk “Sancak 15” emrini verir. Kısa bir süre sonra Gemi Komutanı Yüzbaşı Şerif Çelebioğlu “Komuta bende! İskele alabanda! Tam yol tornistan” emrini verir. Dumlupınar denizaltısı Çanakkale Boğazının en dar ve kavisli noktalarından Nara Burnu civarında İsveç kuru yük gemisi Naboland ile karşı karşıya gelmiştir. Birkaç dakika sonra Dumlupınar denizaltısı Nobaland ile korkunç bir şekilde çarpışır.

Naboland denizaltının gövdesinde derin bir yara açar ve denizaltıyı sürükler. Çarpışmanın etkisiyle, Dumlupınar’ın köprü üstünde bulanan seyir personeli denize savrulur.

Çarpışma sırasında güvertede bulunan 8 denizciden, 2 gözcü er Naboland’ın pervanesine kapılarak, 1 astsubay ise boğularak şehit olur. Sadece 5 kişi kurtarılır. 86 mürettebatın geri kalanıysa, Dumlupınar’la ağır ağır boğazın karanlık sularına gömülür. Kaza esnasında denizaltında bulunan 86 personelden 22'si kıç torpido dairesinde mahsur kalır. Mahsur kalan bu 22 denizci “battı şamadırasını” bırakır. Battı şamandırası gün ağarınca balıkçı tekneleri tarafından görülür. Battı şamandırası üzerinde şu yazı vardır:

“T.C.G. DUMLU DENİZALTI GEMİSİ BURDA BATTI.  ANAHTAR İLE ETİKETLİ KAPAĞI AÇ. TELEFON İÇERİDEDİR. TELEFONUN DÜĞMESİNE BASARAK KONUŞ. TELEFONLA KONUŞAMAZSAN EN YAKIN LİMANA HABER VER. BOTUNU ŞAMADIRAYA BAĞLAMA.”

Daha önce denize düşen 5 denizciyi kurtaran 10 Numaralı Gümrük Motoru derhal şamandıranın yanına gelir. Gümrük Motorunun ikinci çarkçısı Selim Yoludüz, şamandıradaki ahizeyi kaldırır ve "Alo" diyerek cevap bekler. Denizaltıdan cevap veren Astsubay Selami Özben; elektriğin kesik olduğunu, geminin sancak tarafına 15 derece yatık olduğunu, kıç torpido dairesinde 22 kişi olduklarını bildirir. Selim Yoludüz, “Kurtaran” gemisinin geleceğini söyler. Saat 11:00 sularında Kurtaran olay yerine gelir. Üç gün çalışmalar durmaksızın sürer. Fakat boğazdaki şiddetli akıntı nedeniyle çalışmalar sonuçsuz kalır. Çalışmalar sırasında denizaltının “battı şamandırası” kopar ve Dumlupınar ile irtibat kesilir. Artık denizaltıdakiler için umutlar kesilir. Umutlar kesilince kıyıya toplanan binlerce Çanakkale'li dualarla ve gözyaşalarıyla Dumlupınar'daki denizcilerimizi ebediyete uğurlar. Milli Savunma Bakanlığı 7 Nisan 1953 sabahı yaptığı duyuruda 22 denizciden umut kesildiğini açıklar. Olay bütün yurtta derin üzüntüye neden olur.

Faciadan sağ olarak çarpışma esnasında güvertede olan ve denize düşen Denizaltı Komutanı Kıdemli Yüzbaşı Sabri Çelebioğlu, Üsteğmen Kemal Ünver ve Üsteğmen Hasan Yumuk,  Seyir Assubayları Hüseyin Akış, Hüseyin İnkaya kurtulur.

Denizaltıdan sadece astsubay Ulvi Erhezar’ çıkmaya çalışır. Cesedi bulunur . Ciğerleri parçalanmıştır.

Üsteğmen Hasan Yumuk ile Gemi Komutanı Yüzbaşı Sabri Çelebioğlu arasındaki ihtilaf, dalğıçların sadece Pendik önlerinde bu tür kurtarmalar için eğitim almış olması, akıntının olduğu derin sularda kurtarma için eğitim almamış olmaları, Kurtaran gemisinin bölgeye gelen kumandanları almak için zaman harcaması gibi birçok konu kazadaki ihmaller olarak sonradan tartışılacaktır.

Kaza İsveç ile Türkiye arasında diplomatik krize neden olur. Nobaland kaptanı hiç de hoş olmayan muameleye tabi tutulur. Komünist olmakla ve bilinçli olarak Dumlupınar'ı batırmakla suçlanır. Yargılanır, ağır hapis ve ağır para cezasına çarptırılır. Dumlupınar Komutanı Yüzbaşı Sabri Çelebioğlu'da uzun yıllar süren yargılamalar sonunda hapis cezasına mahkum olur.

Noboland'ın da kaderi Dumlupınar ile aynı olur.  İki defa adı değiştirilen şilep  Nyland ve Broriver adını alır. 1956'da geçirdiği kazayı atlatsa da 1968'de yanar ve batar.

Bugüne kadar Türk Deniz Kuvvetleri'ne alınan denizaltılardan  üçünün kaderleri aynı olur. Farklı yıllarda, farklı modellerde, farklı tersanelerde inşa edilmiş olsalar da,  onları ortak kılan özellikleri kötü kaderleri ve hepsinin adının “Dumlupınar” olmasıdır.

İtalyan yapımı olan “Birinci Dumlupınar” denizaltısı Türk Deniz Kuvvetlerine 1931 yılında katılır. Karadeniz’de yapılan tatbikattan dönerken dümeni arızalanır, Haydarpaşa’da bir gaz tankeri ile çarpışır. Kazada can kaybı yaşanmaz ancak denizaltı 1949 yılında hizmet dışı kalır.

İkinci Dumlupınar yazımıza konu olan Dumlupınar denizaltısıdır. Çanakkale'nin karanlık sularında batar.

ABD yapımı “USS Cayman” denizaltısı da tıpkı diğer iki denizaltı gibi 1972 yılında hizmete “Dumlupınar” adıyla başlar. Filodaki 4. yılından sonra, 1 Eylül 1976'da Çanakkale Boğazı'nda Sovyet bandıralı “Sızik Vavilov” gemisiyle çarpışır. Karaya oturan denizaltında can kaybı yaşanmaz ama havuzda bakım onarımı yapılırken çıkan yangında denizaltı ağır hasar alır.

Dumlupınar adlı bu üç denizaltının yaşadıklarından sonra Türk Deniz kuvvetleri bir daha hiçbir gemisine Dumlupınar adını koymamıştır.

Bu yıldönümünde Çanakkale boğazında yaşanan kazada batan Dumlupınar denizaltısında şehit olan bütün denizcilerimize Allah (cc) 'tan rahmet diliyorum.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder