29 Haziran 2024 Cumartesi

ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi Terörü Önleyemedi

ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi ile terörün ne alakası var mı diyorsunuz? Anlatalım.

Önce 1980 yıllarda dünyadaki gelir dağılımına bakalım. Dünyadaki bütün geliri bir pastaya benzetirsek, 1980’lerin başında dünyanın en zengin %20’si  bu pastanın %87’ni, 2nci dünya olarak adlandırabileceğimiz ikinci gruptakiler ki bunlar dünya nüfusunun %30’u teşkil ediyordu, pastanın %11’ini, geri kalan 3ncü dünya yani en fakir %50 ise pastanın %2 ni yiyordu.

Emperyalist batı ülkeleri yani pastanın %87’i tüketen dünya nüfusunun % 20’sini teşkil eden ülkeler dediler ki bu durum böyle devam etmez. Biz pastanın büyük bir kısmını tüketiyoruz. Dünya’da anarşi, husursuzluk ve terör olur. Buna bir çözüm bulalım. Biz pastadaki payımızın bir kısmından vazgeçelim, bu kısmı diğer gruplara verelim, diğer gruptakilerin de pastadaki paylarını arttıralım. Bunun üzerine kendi paylarının %8’sini diğer gruplara vererek 2010 yılına kadar kendilerinin pastadaki payını %80’ne düşürerek 2nci dünyanın payını %15’e, 3ncü dünyanın payını da %5’e çıkarmaya karar verdiler. Bu durumda 2nci dünya ülkelerinin payı %36 oranında, 3ncü dünya ülkelerinin payıda %150 oranında artmış olacaktı.

Bu sonuç ancak 2nci ve 3ncü dünya ülkelerinin daha fazla ürün ve hizmet üretmesi ile sağlanabilirdi. Bu amaca yönelik olarak mesela otomobil batı ülkelerinden Türkiye ve Hindistan gibi ülkelere, bu ülkelerdeki tekstil üretimi de Mısır ve Pakistan gibi ülkelere kaydırıldı. Ülkemizdeki otomobildeki üretim artışının neden olduğunu, tekstilcilerin neden isteyerek olmasa da Mısır’a gitmek zorunda kaldıklarını sanıyordunuz? Bugün içinde bulunduğumuz ekonomik kriz nedeniyle son yılları dikkate almazsak son 20- 25 yılda ülkemiz insanı gelirlerindeki bu artışını gördü.


Emperyalist ülkeler bu kararlarını uygularken dediler ki; tamam bu üretimleri bu ülkelere kaydıracağız ama bu ülkelerin ürettiği otomobile biz bineceğiz, ürettikleri tekstil ürünlerini biz kullanacağız, ürettikleri gıda maddelerini biz  tüketeceğiz. O nedenle bu ülkeler bu ürünleri üretsin ama bu ürünler kaliteli olsun, insan sağlığına zararlı olmasın dediler. Ayrıca biz bugüne kadar çevreyi oldukça katlettik. Bizde bu dünyada yaşıyoruz, aynı havayı soluyoruz, aynı suları kullanıyoruz, aynı denize giriyoruz. Bu ülkeler üretim yaparken çevreye de zarar vermesin. İşte buradan hareketle ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi, ISO 22000 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi, ISO 14000 Çevre Yönetim Sistemi standardları hazırlandı ve ülkelerin üretim yaparken bu standardlara uygun hareket etmeleri istendi. Böylece bu yönetim sistemleri hayatımıza girdi.

Ancak bugün gelinen noktada ISO 9001 Kalite Yönetim Sisteminin terörü önleyemediği görülmüyor mu? Tabi bu terör olayları da planın başka bir parçası değilse.

27 Haziran 2024 Perşembe

Hi-Fi Müzik Sistemi'nin En Önemli Parçası ve Nedenleri

Hi-Fi (High Fidelity) müzik sistemleri, orijinal kayda mümkün olduğunca yakın bir ses kalitesi elde etmeyi amaçlayan sistemlerdir. Bir hi-fi sistemi, yüksek kaliteli ses üretimi için bir araya getirilen çeşitli bileşenlerden oluşur. Bu bileşenler genellikle kaynak bileşeni, amplifikatör ve hoparlörleri içerir. Her bileşen önemli olmakla birlikte, kaynak bileşeni çoğunlukla en kritik parça olarak kabul edilir. İzninizle kaynak bileşeninin neden bu kadar önemli olduğu ve genel performansı nasıl etkilediğine bakalım.

Kaynak Bileşeni Nedir?

Bir hi-fi sistemindeki kaynak bileşeni, ses sinyalini sağlayan cihazdır. Bu, bir plak çalar, kasetçalar, makaralı teyp, CD çalar, dijital müzik akışı cihazı veya yüksek çözünürlüklü bir ses oynatıcı olabilir. Kaynak bileşeninin ana işlevi, ses içeriğini okuyup, amplifikasyon ve hoparlörler aracılığıyla yeniden üretilmek üzere elektrik sinyaline dönüştürmektir.

Kaynak Bileşeni Neden Kritik?

1. Ses Sinyalinin Başlangıç Kalitesi:
    - Kaynak bileşeni, ses sinyalinin başlangıç kalitesini belirler. Sinyal, kaynağında bozulmuşsa, ne kadar iyi bir amplifikatör veya hoparlör kullanırsanız kullanın, orijinal sadakate ulaşamaz. Yüksek kaliteli bir kaynak, ses sinyalinin en baştan itibaren mümkün olduğunca doğru ve detaylı olmasını sağlar.



2. Doğruluk ve Detay:
    - Yüksek kaliteli kaynak bileşenleri, ses verilerini büyük bir hassasiyetle okur. Örneğin, yüksek kaliteli bir plak çalar, plak yüzeyindeki paraziti en aza indirir ve plak üzerindeki oyukları hassas bir şekilde takip eder. Aynı şekilde, üst düzey bir CD çalar, dijital bilgileri doğru bir şekilde okur. Yüksek çözünürlüklü dijital oynatıcılar, standart çözünürlüklü kaynaklara göre daha iyi ses kalitesi sunar.

3. Yüksek Çözünürlüklü Ses ile Uyumluluk:
    - Modern hi-fi meraklıları, daha fazla detay ve geniş dinamik aralık sunan yüksek çözünürlüklü ses formatlarını tercih ederler. Yüksek çözünürlüklü ses dosyaları, potansiyellerini tam olarak gerçekleştirmek için uyumlu kaynak bileşenlerine ihtiyaç duyar. Yeterli bir dijital müzik akışı cihazı veya DAC (dijitalden analoga çevirici), bu yüksek çözünürlüklü dosyaları işleyebilir ve daha etkileyici bir dinleme deneyimi sağlar.

4. Gürültü ve Bozulma:
    - Kaliteli kaynak bileşenleri, gürültü ve bozulmayı en aza indirmek için tasarlanmıştır. Kötü tasarlanmış kaynaklar, istenmeyen bozulmalar ekleyebilir, bu da dinleme deneyimini kötüleştirir. Üst düzey kaynaklar, temiz bir sinyal yolu sağlamak ve ses kalitesini korumak için daha iyi malzemeler ve daha gelişmiş teknolojiler kullanır.

5. İşlevsellik ve Özellikler:
    - Modern kaynak bileşenleri, dinleme deneyimini geliştiren gelişmiş özelliklerle birlikte gelir. Bu özellikler arasında çeşitli dosya formatları desteği, kablosuz akış yetenekleri ve yüksek kaliteli DAC'lar bulunabilir. Bu özellikler, kullanım kolaylığını ve ses kalitesini önemli ölçüde artırabilir, bu da kaynak bileşenini çok yönlü ve hayati bir parça haline getirir.

Diğer Bileşenlerle Karşılaştırma

Kaynak bileşeninin kritik olduğunu kabul etmekle birlikte, diğer bileşenlerin rollerini de göz ardı etmemek gerekir:

- Amplifikatör: Amplifikatör, kaynak bileşeninden gelen ses sinyalini hoparlörleri sürmeye uygun bir seviyeye yükseltir. İyi bir amplifikatör, sesi temiz ve güçlü bir şekilde yükseltmeli, ses üzerinde renklenme yapmamalıdır.
- Hoparlörler: Hoparlörler, hi-fi sistemindeki son çıkış aşamasıdır. Elektrik sinyalini ses dalgalarına çevirirler. Yüksek kaliteli hoparlörler, ses sinyalini doğru bir şekilde yeniden üreterek tatmin edici bir dinleme deneyimi sunar.

-Ses kabloları: Gerek kaynak bileşeninden amplifikatöre, gerekse amplifikatörden hoparlörlere bağlantı için kullanılan ses kablolarıda çok önemlidir.

Sonuç

Sonuç olarak, bir hi-fi sistemindeki her bileşen, yüksek kaliteli ses üretiminde önemli bir rol oynar. Ancak, kaynak bileşeni en kritik parça olarak kabul edilir. Ses sinyalinin başlangıç noktası olan kaynak bileşeni, sinyalin doğru, detaylı ve gürültüden arındırılmış olmasını sağlar. Bu nedenle, bir audiophile için en önemli yatırım, kaliteli bir kaynak bileşeni seçmektir. Bu, müziğin en saf ve en keyifli formda deneyimlenmesini sağlar. Bitirirken yorumlarınızın yazma konusunda teşvik edici olacağını belirtmek isterim. Müzikli güzel günler dilerim.

22 Haziran 2024 Cumartesi

Kaset Bantların Zamansız Çekiciliği: Bir Genel Bakış

Bir zamanlar müzik dağıtımı ve kişisel ses kaydı için baskın bir ortam olan kaset bantlar, ses teknolojisinin tarihinde özel bir yere sahiptir. Dijital formatların büyük ölçüde yerini almasına rağmen, kaset bantlar, müzik meraklıları ve koleksiyoncular arasında nostaljik bir yeniden doğuş yaşamaktadır. Bu makale, kaset bantların tarihini, çalışma prensiplerini, avantajlarını ve kalıcı çekiciliğini incelemektedir.

Kısa Bir Tarihçe

Kaset bantlar, 1963 yılında Philips tarafından tanıtıldı. İlk başta dikte ve taşınabilir ses kaydı için tasarlanan bu bantlar, kısa sürede müzik endüstrisinde devrim yarattı. 1970'ler ve 1980'ler boyunca, kasetler, taşınabilirlikleri ve uygun fiyatları sayesinde ticari müzik yayınları ve kişisel kayıtlar için birincil format haline geldi.

Kaset Bantlar Nasıl Çalışır?

 

Bir kaset bant, plastik bir kılıf içine yerleştirilmiş manyetik banttan oluşur. Manyetik bant, ses sinyallerini manyetik desenlere dönüştürerek sesi kaydeder ve bir teyp çalar tarafından okunup çalınabilir. İki ana bileşeni şunlardır:

1. Manyetik Bant: Üzerinde manyetik partiküller bulunan ince bir plastik şerit. Ses, bant üzerine bir dizi küçük manyetize alanlar şeklinde kaydedilir.
2. Kaset Kılıfı: Bandı koruyan ve oynatma veya kayıt sırasında bandın bir makaradan diğerine sarılmasını sağlayan mekanizmaları içeren plastik muhafaza.

Kaset Bantların Avantajları

1. Taşınabilirlik: Kaset bantlar kompakt ve dayanıklıdır, bu da onları taşımayı ve saklamayı kolay hale getirir.
2. Uygun Fiyatlılık: Altın çağlarında kasetler, plak veya CD'lere göre daha ucuzdu. Ancak bu durum günümüzde değişmiş gibi gözükmektedir. Ülkedeki eknomik durum ve kaset bantların tekrar popüler hale gelmesi ve kolleksiyonerler tarafında toplanması kaset fiyalarını da etkiledi. 
3. Kayıt Edilebilirlik: Kullanıcılar kolayca ses kaydedebilir ve yeniden kaydedebilir, bu da kasetleri mixtape oluşturma, radyo yayınlarını kaydetme veya kişisel dikte için ideal hale getirir.
4. Fiziksel Etkileşim: Kasetleri el ile kullanma, mixtape oluşturma ve oynatma, geri sarma veya ileri sarma gibi fiziksel etkileşimler, dijital formatların eksik olduğu benzersiz bir kullanıcı deneyimi sunar.

Kaset Bantların Dezavantajları

1. Ses Kalitesi: Zamanla iyileşmiş olsa da, kaset bantlar genellikle CD'ler ve dijital formatlara göre daha düşük ses kalitesine sahiptir. Bant hışırtısı (dip ses/ beyaz ses) ve tekrar tekrar oynatma sırasında sinyal bozulması yaygın sorunlardır.
2. Dayanıklılık: Manyetik bant yıpranabilir, uzayabilir veya kırılabilir, bu da ses kalitesinin bozulmasına veya tamamen kaybolmasına yol açabilir.
3. Sınırlı Kapasite: Kaset bantlar genellikle 90 dakikaya kadar kayıt yapabilir, bu da geniş müzik koleksiyonları için birden fazla bant gerektirir.
4. Manuel İşlem: Dijital formatların aksine, kasetler taraf değiştirme, geri sarma veya ileri sarma gibi manuel işlemler gerektirir, bu da zahmetli olabilir.

Nostaljik Yeniden Doğuş

Son yıllarda, kaset bantlar koleksiyoncular ve nostalji arayışındaki kişiler arasında yeniden popülerlik kazandı. Bu canlanmayı birkaç faktör etkilemektedir:

1. Nostalji: Kaset bantlarla büyüyen birçok kişi kendimi de bu grupta sayabilirim, formatın duygusal değeri ve anılarını canlandırdığı için onu yeniden keşfetmekten hoşlanıyor.
2. Analog Sıcaklığı: Bazı ses meraklıları, dijital formatlara göre daha sıcak ve otantik olarak tanımladıkları analog ses kalitesini tercih ediyor.
3. Koleksiyonculuk: Çağdaş sanatçılar tarafından sınırlı sayıda kaset yayınları ve klasik albümlerin yeniden basımları, koleksiyoncular ve müzik meraklılarına hitap ediyor.
4. Kendin Yap (DIY/ Do-It-Yourself) Kültürü: Kayıt yapmanın ve mixtape oluşturmanın kolaylığı, DIY kültürü ve bağımsız müzik sahneleri ile uyumlu.

Son Söz

Bir zamanlar müzik endüstrisinin temel taşı olan kaset bantlar, ses tarihine silinmez bir iz bıraktı. Taşınabilirlikleri, uygun fiyatları ve kayıt edilebilirlikleri ile on yıllar boyunca sevilen bir format haline geldiler. Teknik sınırlamalarına rağmen, kasetlerin çekiciliği dokunsal, etkileşimli doğalarında ve uyandırdıkları nostaljide yatmaktadır. Nostaljik bir geri dönüş yaşarken, kaset bantlar, geçmişin analog dünyası ile günümüzün dijital dünyası arasındaki benzersiz etkileşim yollarını hatırlatmaktadır.


17 Haziran 2024 Pazartesi

Pikap (Vinyl Player): Çeşitleri ve Bileşenleri

Pikap yada plak çalar (Vinyl player), müzik dinleme deneyimini fiziksel ve nostaljik bir şekilde sunan bir cihazdır. Analog ses teknolojisinin bir ürünü olan pikap, müzikseverler arasında hala büyük bir popülariteye sahiptir. Bu makalede, pikap çeşitlerini ve bileşenlerini inceleyerek, pikaplar hakkında daha derinlemesine bilgi edinmeye çalışacağız.

Pikap Çeşitleri

Pikaplar, teknolojilerine ve kullanım amaçlarına göre farklı çeşitlere ayrılabilir. Başlıca pikap çeşitleri şunlardır:


1. Manuel Pikaplar:

  • Kullanıcının iğneyi plağın üzerine yerleştirmesi ve plağı başlatması gerekir.
  • Daha fazla kontrol sağlar ve ses kalitesinde genellikle daha iyidir.
  • Müzikseverler arasında daha popülerdir çünkü işlemin her aşamasında kullanıcı etkileşimi gerektirir.

2. Otomatik Pikaplar:

  • İğneyi otomatik olarak plağın üzerine yerleştirir ve çalmayı başlatır.
  • Kullanımı kolaydır ve daha az kullanıcı müdahalesi gerektirir.
  • Özellikle yeni başlayanlar ve kolaylık arayan kullanıcılar için uygundur.
Technics SL 1200 Mk2

3. Yarı Otomatik Pikaplar:

  • Kullanıcının iğneyi manuel olarak plağın üzerine yerleştirmesi gerekir, ancak çalma sonunda iğneyi otomatik olarak kaldırır.
  • Hem manuel kontrol hem de otomatik işlevsellik sunar.

4. DJ Pikapları:

  • DJ'ler için özel olarak tasarlanmış pikaplardır.
  • Sağlam yapı, yüksek torklu motorlar ve hassas hız kontrolü gibi özellikler içerir.
  • Plakları karıştırmak için uygundur.

Pikaplarn Bileşenleri

Bir pikap, müziği doğru bir şekilde çalmak için bir araya gelen birkaç temel bileşenden oluşur. Bu bileşenler şunlardır:

1. Tabla (Platter):

  • Pikabın ana platformudur.
  • Plak buraya yerleştirilir ve tabla döndükçe plak çalınır.
  • Tabla, doğru hızda ve sabit bir şekilde dönmelidir.

2. Motor:

  • Tablayı döndüren bileşendir.
  • İki ana motor türü vardır: kayış tahrikli (belt drive) ve doğrudan tahrikli (direct drive).
  • Kayış Tahrikli Motor: Tabla, motor tarafından döndürülen bir kayışla tahrik edilir. Titreşimleri azaltır ve genellikle daha iyi ses kalitesi sağlar.
  • Doğrudan Tahrikli Motor: Motor, doğrudan tablayı döndürür. Hızlı başlama ve durma süreleri sağlar, bu nedenle DJ'ler tarafından tercih edilir.

3. Ton kolu (Tonearm):

  • İğneyi plağın üzerine yerleştiren ve takip eden bileşendir.
  • Plak üzerinde hareket eden koldur. Genellikle düz veya S şeklindedir.
  • Ton kolunun hafif olması ve plaktaki titreşimi azaltabilmesi gerekir. Genellikle bir tür alaşımdan veya alüminyumdan yapılır.
  • Ton kol, hassas ve dengeli olmalıdır, böylece iğne plağın oluklarını doğru bir şekilde takip edebilir.

4. İğne (Stylus):

  • Plağın oluklarındaki ses dalgalarını okuyan küçük, hassas bir bileşendir.
  • Genellikle elmas veya safir uçlu bir iğne kullanılır. 
  • İğne, kartuşa bağlanan ve plağın oyukları içinde kayan parçadır. Kaydıkça titreşimleri kartuşa gönderir ve bu titreşimleri sonunda elektrik sinyallerine dönüştürür.
  • İğne genellikle eliptik veya küreseldir. Müzikçaların en çok kullanılan parçalarından biridir ve çabuk yıpranarak sık sık değiştirilmesini gerektirir. Aşınmış bir iğnenin kullanılması ses kalitesini bozabilir.

5. Kartuş (Cartridge):

  • İğne tarafından okunan mekanik titreşimleri elektrik sinyallerine dönüştüren bileşendir. Bundan sonra sinyaller amplifikatöre ve sonunda hoparlöre gönderilir
  • Kartuş, ton kolun ucuna monte edilir ve ses kalitesinde önemli bir rol oynar.
  • Kartuş, pikabın ses kalitesini doğrudan etkileyen ana parçasıdır. Yeni başlayanlar genellikle bunu plağın üzerinden geçen parça olarak algılarlar. Aslında kartuş, iğneyi içinde barındırır

6. Plak Matı:

  • Tabla üzerine yerleştirilen ve plağı tutan ince bir materyaldir.
  • Plak matı, titreşimleri azaltır ve daha temiz bir ses sağlar.

7. Pre-amplifikatör:

  • İğneden gelen zayıf sinyalleri güçlendirerek, amplifikatöre veya hoparlörlere uygun hale getirir.
  • Bazı modern plak çalarlar, dahili bir pre-amplifikatör içerirken, bazıları harici bir pre-amplifikatör gerektirir.

 
Pikabın en önemli parçalarını buraya kadar açıkladım. Bu kısımda yukarıda belirtmediğim pikaplarda bulunan diğer bazı parçaları şekil üzerinden açıklayalım.


1. Tabla (Platter)
2. Plak matı (Slipmat)
3. Karşı ağırlık (Counterweight): Karşı ağırlık, kolun sonunda ayarlanabilir bir ağırlıktır. İğnenin izleme kuvvetinin ayarlanmasına yardımcı olur. Doğru miktarda izleme kuvvetine sahip olmak ses kalitesi açısından önemlidir. Karşı ağırlık çok ağır ayarlanırsa iğne kaydı atlayabilir. Ancak çok hafif bir değere ayarlanırsa izleme kuvveti daha fazla olur ve plak zarar görebilir. İhtiyaç duyulan doğru kuvvet miktarını ölçmek için  Stylus Kuvvet Ölçer'i kullanabilirsiniz .
4. Kaymayı önleyici (Anti-skate): Kaymayı önleyici, döner tablanın üzerinde bulunan bir kadrandır. Plak dönerken, kuvvet nedeniyle iğne mile (plakın merkezine) doğru çekilir. Kaymayı önleyici kadran, iğneyi oluğun ortasında tutmaya yardımcı olur, aksi takdirde ses bir hoparlörde diğerine göre daha yumuşak olacaktır. Düzgün ayarlanmazsa bir taraftaki oluklar diğerine göre daha hızlı aşınır.
5. İşaret kolu (Cue lever): İşaret kolu iğneyi plaktan yerleştirmek ve çıkarmak için kullanılır. Dikey olarak hareket eder ve dikkatli kullanılmalıdır.
6. Tone kolu (Tone arm)
7. Perde kontrolü (Pitch Control): Pitch kontrolü tablanın dönüş hızına ince ayar yapmak için kullanılır. +/- seçenekleri vardır ve yüzdesel olarak mevcuttur.
8. Kaide (Plinth): Kaide, vinil oynatıcının tabanıdır. Dönen motordan gelen titreşimi sönümlemek için ağır olacak şekilde tasarlanmıştır.
9. Kafa kabuğu (Headshell): Başlık, kolun ucunda kartuşun monte edildiği kısımdır. Kartuşu ve iğneyi kola bağlamak için kullanılır.
10. Flaş ışığı/ Kalem aydınlatıcı/ İşaret lambası (Strobe Light / Stylus Illuminator / Cueing lamp): Flaş ışığının temel amacı, loş ışıkta iğneyi işaret etmeye yardımcı olmaktır. Karanlık ve loş ışıklı odalarda çalan DJ'ler için genellikle faydalıdır. Bu genellikle en az kullanılan özelliklerden biridir.
11. Merkez mil (Center Spindle): Merkez mil, tablanın ortasındaki çıkıntılı kısımdır. Çalma sırasında plağı tutmak için kullanılır ve kaymasını önler.
12. Başlat/ Durdur (Start/Stop): Tabağın dönmesini başlatan ve durduran düğme.
13. Hız seçici (Speed selector): Hız seçici, tabağın dönüş hızını dakikadaki devir cinsinden belirler. Genellikle 33 rpm veya 45 rpm ve bazen 78 rpm'dir. Genellikle 7 inçlik plaklar 45 rpm'de, 12 inçlik plaklar ise 33 ⅓ rpm'de çalınır.
13. 45 rpm adaptörü (45 rpm adaptor): Bu bölüm 7 inç veya 45 rpm plakları çalarken kullanılır. Kayıttaki delik milden daha büyük olduğundan mile yerleştirilmesi gerekir.
15. Güç Açma / Kapama (Power On/Off): Oynatıcıyı açmak/kapatmak için güç düğmesi.

Sonuç

Pikap , müziği analog bir formatta dinlemenin benzersiz bir yolunu sunar. Manuel, otomatik, yarı otomatik ve DJ pikaplar gibi farklı çeşitleri, kullanıcıların ihtiyaçlarına ve tercihlerine göre çeşitlilik gösterir. Tabla, motor, ton kolu, iğne, kartuş, plak matı ve pre-amplifikatör gibi bileşenler, pikabın doğru ve yüksek kaliteli bir şekilde çalışmasını sağlar. Pikapların bu bileşenleri ve çeşitleri hakkında bilgi sahibi olarak, kendinize en uygun pikabı seçebilir ve müziğin keyfini en iyi şekilde çıkarabilirsiniz.


14 Haziran 2024 Cuma

Amatör Telsizcilik: Telsiz İletişiminin Dünyasını Keşfetmek

Her ne kadar çok fazla zaman ayırmasam da bugün size bir başka hobimden amatör telsizcilikten bahsedeceğim.

Amatör telsiz, İngilizce adıyla "ham radio", bireylerin dünya genelindeki diğer insanlarla iletişim kurmasını, radyo teknolojileriyle deneyler yapmasını ve acil durum iletişim hizmetleri sağlamasını mümkün kılan büyüleyici ve çok yönlü bir hobidir. Lisanslı amatör telsiz operatörleri, sıkça "amatör" olarak adlandırılır ve düzenleyici otoriteler tarafından ayrılmış belirli radyo frekanslarını kullanarak sinyaller gönderip alırlar. Bu makalede, amatör telsizin tarihini, bileşenlerini, faydalarını ve topluluk yönlerini inceleyeceğiz.

Amatör Telsizcilik Tarihi

Amatör telsiz (ülkemizde amatör radyo olarak da adlandırılır) , 20. yüzyılın başlarına kadar uzanan zengin bir tarihe sahiptir. "Ham" terimi, başlangıçta profesyonel telgraf operatörleri tarafından amatör telsiz meraklılarını tanımlamak için alaycı bir şekilde kullanılmıştır. Ancak, amatörler bu terimi benimsemiş ve zamanla olumsuz anlamını yitirmiştir. 1912 yılında, Amerika Birleşik Devletleri'nde çıkarılan Radyo Yasası, tüm radyo operatörlerinin lisans almasını gerektirdi ve amatör telsizi resmileştirdi. On yıllar boyunca, amatör telsiz teknolojik gelişmelerle birlikte evrildi; Mors kodundan sesli iletişime ve dijital modlara kadar genişledi.

Türkiye'de 3222 Sayılı Telsiz Kanunu sebebiyle uzun yıllar amatör telsizcilik yasaklanmış, 1983 yılında yapılan yasal düzenleme ile amatör telsizcilik yasal bir statü kazanmıştır. Bu durum ülkemizde amatör telsizciliğin gelişmesine engel olmuştur.

Amatör Telsiz İstasyonunun Bileşenleri

Tipik bir amatör telsiz istasyonu birkaç anahtar bileşenden oluşur:

1. Verici/Alıcı (Transceiver): Hem verici hem de alıcı işlevini birleştiren ana cihazdır. Modern verici/alıcılar, birçok çalışma modu ve frekans bandı sunarak oldukça sofistike hale gelmiştir.



2. Anten: Sinyallerin gönderilip alınmasında kritik öneme sahiptir. Dipol, Yagi ve dikey antenler gibi çeşitli anten türleri bulunur. Anten seçimi, iletişim mesafesini ve kalitesini etkiler.
3. Güç Kaynağı: Verici/alıcı ve diğer ekipmanlara gerekli gücü sağlar. Taşınabilir operasyonlarda akü/ piller kullanılırken, ev istasyonlarında genellikle özel güç kaynakları bulunur.
4. Mikrofon ve Anahtar (Keyer): Sesli iletişim için mikrofon kullanılırken, Mors kodu operatörleri anahtar kullanır.
5. Tuner: Anten empedansını verici/alıcı ile eşleştirerek sinyal verimliliğini maksimize eder.

Çalışma Modları

Amatör radyo, çeşitli çalışma modları sunar:

- Ses (Phone): Operatörlerin birbirleriyle konuşmasına olanak tanıyan en yaygın moddur. AM, FM ve Tek Yan Bant (SSB) gibi modları içerir.
- Mors Kodu (CW): Mors kodu kullanarak çalışan bir moddur ve beceri ve pratik gerektirir. Basitliği ve etkinliği nedeniyle popülerliğini korur.
- Dijital Modlar: Verileri göndermek ve almak için bilgisayarlar kullanılır. Popüler dijital modlar arasında PSK31, RTTY ve FT8 bulunur.

Amatör Telsizin Faydaları

1. Acil Durum İletişimi: Amatör telsiz operatörleri, acil durum iletişiminde hayati bir rol oynar ve geleneksel sistemlerin çöktüğü durumlarda güvenilir bir iletişim aracı sağlarlar. Doğal afetler sırasında koordinasyon ve destek sunarlar.
2. Teknik Beceri Gelişimi: Amatör telsiz, elektronik, yayılma ve iletişim teknolojileri hakkında öğrenmeyi teşvik eder. Problem çözme becerilerini ve yenilikçiliği geliştirir.
3. Küresel Topluluk: Amatörler dünya çapında diğer insanlarla bağlantı kurabilir, kültürel değişimi ve anlayışı teşvik ederler. Yarışmalar, özel etkinlikler ve DXing (uzun mesafe iletişimi) heyecan katmaktadır.
4. Kamu Hizmeti: Birçok amatör, maratonlar, geçit törenleri ve diğer topluluk etkinliklerinde iletişim desteği sağlayarak kamu hizmetine katkıda bulunur.

Lisanslama ve Düzenlemeler

Amatör telsiz çalıştırmak için, bireylerin ülkelerinin düzenleyici otoritesinden lisans almaları gerekmektedir. Lisanslama süreci genellikle radyo teorisi, düzenlemeler ve çalışma uygulamaları hakkındaki bilgiyi test eden bir sınavı geçmeyi içerir. Amerika Birleşik Devletleri'nde, Federal İletişim Komisyonu (FCC), üç sınıfta lisans verir: Technician, General ve Amateur Extra; her biri amatör bantlarda giderek daha fazla ayrıcalık tanır.

Türkiye'de amatör telsiz lisansı Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü tarafından verilmektedir. Bunun için yılın belirli zamanlarında sınav açılır. 12 yaşından büyük adaylar, A/ B sınıfı veya C sınıfı amatör telsizcilik belgesinden biri için sınava girerler. Sınavda başarılı olanlara aldıklara puana göre A, B ve C Sınıfı amatör telsizcilik belgesi verilir. Sınav hakkında yarıntılı bilgi Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü'nün internet sitesinde alınabilir. Belge on yıl için geçerlidir. 

Sınavda başarılı olup belge almaya hak kazanan her amatör telsizciye Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü tarafından bütün dünyada geçerli, benzeri olmayan (unique) bir çağrı işareti verilir. Çağrı işareti üç bölümden oluşur. Benim çağrı işaretim TA3MZZ üzerinde açıklayayım. T Türkiye'nin kodudur. A Belge sınıfını gösterir. TA, TB, TC Türkiye'de bir amatör telsizcinin çağrı işaretini belirtir. 3 bölge numarasını belirtir. Türkiye 0-9 arasında 10 bölgeye ayrılmıştır. Bölge numarasından sonra gelen 1 ,2 veya 3 harften oluşan son ek amatör telsizciyi tanımlar. Çağrı işaretindeki son ek ile ilgili olarak amatör telsizci belgeyi aldıktan 5 yıl sonra iki, 10 yıl sonra tek harf alma hakkı tanır.

Amatör telsiz lisansına sahip olanlar belge sınıfına göre (A/B ve C) ilgili yönetmelik ile belirlenmiş radyo frekanslarında görüşme yapabilirler.

Amatör Radyo Topluluğu

Amatör radyo topluluğu canlı ve destekleyicidir; birçok kulüp, çevrimiçi forum ve etkinlik bulunmaktadır. Yerel kulüpler, yeni başlayanlara mentorluk (Mentor, daha az deneyimli veya gelişmiş bir kişi için danışman veya koç olarak hareket eden, daha deneyimli bir bakış açısıyla uzmanlık ve profesyonel bilgi sağlayan bir kişidir. ) , ekipman tavsiyeleri ve pratik sınavlar gibi kaynaklar sunar. Saha Günü (Field Day), amatörlerin taşınabilir istasyonlar kurarak acil durum operasyonlarını simüle ettiği ve hazırlık ve dostluğu teşvik ettiği büyük bir yıllık etkinliktir. Ülkemizde de amatör telsizciliği tanıtmak, yaygınlaştırmak, amatör telsizciler arasında dayanışmayı arttırmak için kurulmuş birçok amatör telsizcilik cemiyeti/ derneği/ kulübü vardır. Türkiye Radyo Amatörleri Cemiyeti bunlardan biridir.

Sonuç

Amatör telsizcilik, teknik bilgi, iletişim becerileri ve topluluk hizmetini bir araya getiren benzersiz ve tatmin edici bir hobidir. Yeni teknolojilerle deneme yapmak, dünya çapında iletişim kurmak veya acil durumlarda yardımcı olmak olsun, amatör telsiz operatörleri kablosuz iletişim dünyasına önemli katkılarda bulunmaktadır. Teknoloji gelişmeye devam ettikçe, amatör telsizcilik, her yaştan meraklı için dinamik ve kalıcı bir uğraş olmaya devam edecektir. Son söz olarak cep telefonları var telsize ne gerek var diyenlere deprem gibi büyük afet durumlarında cep telefonlarının çalışmadığını veya yetersiz kaldığını,  ama telsizlerin sadece bir güç kaynağı (power supply) örneğin bir araba aküsü ile kesintisiz çalıştığını söyleyebilirim.  73

Paragrafın sonundaki 73 bir yazım hatası değil. 73 en yaygın kullanılan bir tür amatör telsiz jargonudur.  73 “En iyi dileklerimle” ya da “saygılarımla” anlamına gelir.

Konu ile ilgili bazı linkler

Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü

Amatör Telsizcilik Sınav ve Belgelendirme Yönetmeliği



12 Haziran 2024 Çarşamba

Kayışlı mı ve Direkt Tahrikli Pikap mı?

Vinil plakların popülerliği son yıllarda yeniden artış gösterirken, pikapların da önemi bir kez daha gündeme gelmiştir. Pikaplar, plaklardaki müziği dinlemek için kullanılan cihazlardır ve temel olarak iki ana tahrik türü ile çalışırlar: kayışlı tahrik (belt drive) ve direkt tahrik (direct drive). Her iki tahrik türünün de kendine özgü avantajları ve dezavantajları vardır. İlginizi çekiyorsa yada yeni bir pikap almayı düşünüyorsanız kayışlı ve direkt tahrikli pikapların avantajları ve dezavantajlarını inceleyeceğiz.

Kayışlı Tahrikli Pikaplar

Kayışlı tahrikli pikaplar, motorun gücünü bir kayış aracılığıyla plak tablasına ileterek çalışır. Kayış, genellikle esnek bir malzemeden yapılmıştır ve titreşimleri ve motor gürültüsünü absorbe etme yeteneğine sahiptir.

Mark Levinson no.5105 Belt drive

Avantajları:

1. Daha Az Gürültü ve Titreşim: Kayış, motor titreşimlerini absorbe ederek plak tablasına geçmesini engeller. Bu da daha sessiz ve temiz bir ses elde edilmesini sağlar.
2. Uygun Maliyet: Kayışlı tahrikli pikaplar genellikle daha ucuzdur, bu da bütçesi sınırlı olan müzikseverler için iyi bir seçenek olmasını sağlar.
3. Kolay Bakım ve Onarım: Kayışın değiştirilmesi genellikle kolay ve ucuzdur, bu da kullanıcılar için pratik bir avantaj sağlar.

Dezavantajları:

1. Daha Az Tork: Kayışlı sistemlerde motor gücü doğrudan plak tablasına aktarılmaz, bu da başlangıç torkunun daha düşük olmasına neden olur. Bu durum, DJ'ler ve hızlı başlatma/durdurma gereksinimi olan kullanıcılar için dezavantaj oluşturabilir.
2. Kayışın Zamanla Aşınması: Kayışlar zamanla esner ve aşınır, bu da hız sapmalarına ve performans düşüklüğüne neden olabilir. Düzenli olarak değiştirilmesi gerekir.
3. Daha Az Stabilite: Kayışın esnekliği nedeniyle hız dalgalanmaları olabilir, bu da ses kalitesini olumsuz etkileyebilir.

Direkt Tahrikli Pikaplar

Direkt tahrikli pikaplar, motorun plak tablasına doğrudan bağlı olduğu sistemlerdir. Bu sistem, motor gücünün doğrudan plak tablasına aktarılmasını sağlar.

Technics SL1500C Direct drive

Avantajları:

1. Yüksek Tork: Direkt tahrikli sistemler yüksek başlangıç torkuna sahiptir, bu da plak tablasının hızlı bir şekilde başlamasını ve durmasını sağlar. Bu özellik, DJ'ler için idealdir.
2. Daha Uzun Ömür: Kayışsız tasarımı nedeniyle, aşınabilecek ve düzenli olarak değiştirilmesi gereken parçalar yoktur. Bu da uzun ömürlü ve dayanıklı bir performans sunar.
3. Hız ve Stabilite: Motorun doğrudan bağlı olması, daha sabit bir hız ve daha az dalgalanma anlamına gelir. Bu da daha tutarlı bir ses kalitesi sağlar.

Dezavantajları:

1. Daha Fazla Gürültü ve Titreşim: Motor doğrudan plak tablasına bağlı olduğundan, motor titreşimleri ve gürültü doğrudan sese yansıyabilir. Bu da ses kalitesini olumsuz etkileyebilir.
2. Yüksek Maliyet: Direkt tahrikli pikaplar genellikle daha pahalıdır. Bu da bütçesi sınırlı olan kullanıcılar için dezavantaj olabilir.
3. Daha Karmaşık Yapı: Bu pikapların iç yapısı daha karmaşıktır ve bu da onarım ve bakım işlemlerini zorlaştırabilir.

Sonuç

Kayışlı ve direkt tahrikli pikaplar, farklı kullanıcı ihtiyaçlarına göre çeşitli avantajlar ve dezavantajlar sunar. Kayışlı tahrikli pikaplar daha az gürültü ve titreşim ile uygun maliyet sunarken, direkt tahrikli pikaplar yüksek tork, uzun ömür ve stabilite sağlar. Hangi tahrik türünün tercih edileceği, kullanıcının bütçesi, kullanım amacı ve ses kalitesi beklentilerine bağlıdır. Her iki tür de müzikseverlere benzersiz ve keyifli bir dinleme deneyimi sunar.

8 Haziran 2024 Cumartesi

Hi-Fi Müzik Sistemi ve Bileşenleri

Hi-Fi İngilizce High Fidelity kelimelerinden üretilmiş olup yüksek doğruluk/ sadakat demektir. Yüksek doğrulukla müzik dinleme deneyimi sunan Hi-Fi müzik sistemleri, müzikseverlerin vazgeçilmez tercihlerinden biridir. Hi-Fi sistemler, müziği orijinal kaydına olabildiğince yakın bir şekilde yeniden üreterek, en yüksek ses kalitesini sağlamayı amaçlar. Bu makalede, Hi-Fi müzik sistemlerinin temel bileşenlerini ve her bir bileşenin işlevini inceleyeceğiz.

1. Kaynak Cihazlar

Hi-Fi sistemlerde kullanılan kaynak cihazlar, müzik verilerini sağlayan bileşenlerdir. En yaygın kaynak cihazlar şunlardır:

- Makaralı teyp (Reel-to-Reel Tape):  Analog müziğin tartışmasız kralı olan bu cihazlar özellikle 1950'ler ve 1970'ler arasında çok popüler olmasına rağmen günümüzde sadece meraklıları tarafından kullanılmaktadır. Bunda cihazların fiyatları da büyük bir etkiye sahiptir.

Tascam Reel-to-reel tape


- Kasetçalar: Kasetçalarlar makaralı teyplerin popüler olduğu dönemde de pahalı olması ve kullanım pratikliği nedeniyle tercih edilmiştir. Günümüzde plaklar gibi yeniden popüler hala gelmeye başlamıştır. Yeni baskıları yoktur. Daha birkaç yıl önce birkaç liraya satılan kasetler artık 50-150 gibi fiyatlara satılmaktadır. Sıcak ve rutubetten uzak muhafa edilmiş olanlar hala analog müzik için tercih edilebilir.
 

Pioneer Kasetçalar

Sony Kaset

- CD Çalar: CD çalarlar, kompakt disklerdeki dijital müzik verilerini okuyarak, yüksek kaliteli ses sinyalleri üretir.
- Vinil Pikap (Turntable): Pikaplar, vinil plaklarda saklanan analog müzik verilerini okuyarak, müzikseverlere sıcak ve zengin bir ses deneyimi sunar.


- Dijital Müzik Çalar: Bu cihazlar, dijital müzik dosyalarını (örneğin, FLAC, WAV, MP3) oynatır. Bilgisayarlar, dijital medya oynatıcılar ve akış hizmetleri bu kategoriye girer.

Shanling Lettore M6 Ultra

2. Amplifikatör (Güçlendirici)

Amplifikatörler, zayıf ses sinyallerini güçlendirerek hoparlörlere iletilmesini sağlar. İki ana türü vardır:

- Entegre Amplifikatör: Hem ön amplifikatör (preamp) hem de güç amplifikatörünü (power amp) tek bir ünitede birleştirir. Kullanımı kolay ve kompakt bir çözümdür.
 

Revox Entegre Amplifatör


- Ayrık (Separate) Amplifikatör: Ön amplifikatör (preamp) ve güç amplifikatörü (power amp) ayrı cihazlar olarak bulunur. Bu, daha fazla esneklik ve potansiyel olarak daha yüksek ses kalitesi sağlar.

Pioneer Pre amplifatör
Pioneer Power amplifatör



 3. Hoparlörler

Hoparlörler, ses sinyallerini fiziksel ses dalgalarına dönüştürür. Kaliteli hoparlörler, Hi-Fi sistemin en kritik bileşenlerinden biridir. Hoparlörler, genellikle aşağıdaki türlere ayrılır:

- Kitaplık (Bookshelf) Hoparlörler: Küçük ve kompakt hoparlörlerdir, genellikle daha küçük odalar için uygundur.


- Zemin (Floorstanding) Hoparlörler: Daha büyük ve güçlü hoparlörlerdir, geniş odalar için idealdir.

JBL L100 Classic


- Subwoofer (Türçe ne deniyor bilmiyorum): Düşük frekanslı sesleri (bas) üretir ve ana hoparlörlerle birlikte kullanılır.

4. Kablolar ve Bağlantılar

Kablo kablodur ne fark eder demeyin. Hi-Fi sistemde kullanılan kablolar ve bağlantılar, ses sinyalinin kalitesini doğrudan etkileyebilir. Yaygın olarak kullanılan kablolar şunlardır:

- Hoparlör Kabloları: Amplifikatörden hoparlörlere ses sinyallerini ileten kablolardır.

- Ara Bağlantı Kabloları (Interconnects): Kaynak cihazlar ile amplifikatör arasında ses sinyallerini taşır. RCA ve XLR kabloları en yaygın olanlarıdır.

5. Akustik Ayarlar ve Aksesuarlar


Hi-Fi sistemlerin performansını en üst düzeye çıkarmak için odanın akustiği ve bazı aksesuarlar önemlidir:

- Akustik Paneller: Odanın ses yalıtımını ve akustiğini iyileştirmek için kullanılan panellerdir.
- Hoparlör Standları ve İzolasyon Pedleri: Hoparlörlerin titreşimlerini azaltarak, daha temiz bir ses elde edilmesini sağlar.
- Power Conditioner: Elektrik şebekesindeki gürültü ve dalgalanmaları filtreleyerek, temiz bir güç kaynağı sağlar ve cihazların performansını artırır.

Sonuç

Hi-Fi müzik sistemleri, müziği en yüksek kalitede dinlemek isteyenler için ideal bir seçenektir. Kaynak cihazlar, amplifikatörler, hoparlörler ve diğer bileşenlerin her biri, ses kalitesini etkileyen önemli faktörlerdir. Bu bileşenlerin doğru bir şekilde seçilmesi ve uyumlu bir şekilde kullanılması, müzikseverlere benzersiz bir dinleme deneyimi sunar. Akustik ayarlar ve kaliteli bağlantı aksesuarları ile Hi-Fi sisteminizin performansını en üst düzeye çıkarabilirsiniz.

Güzel bir hi-fi müzik sisteminde güzel müzikler dinlediğiniz güzel günler dilerim.

6 Haziran 2024 Perşembe

Windows ve Linux İşletim Sistemlerinin Karşılaştırması

İşletim sistemi, bilgisayarın temel işlevlerini yöneten ve kullanıcı ile donanım arasında bir köprü görevi gören yazılımdır. Günümüzde en popüler iki işletim sistemi Windows ve Linux'tur. Aslında Linux yerine GNU/Linux tabirini kullanmak gerekir. Nedenini başka bir makalemde yazmıştım. Merak edenler oraya bakabilir. Diğer bir popüler işletim sistemi macOS olup sadece Mac bilgisayarlarda yüklenmiş olarak gelir. Her iki işletim sistemide yani Windows ve Linux kendine özgü özelliklere ve kullanıcı tabanlarına sahiptir. Ben bir Linux kullanıcısım. Bilgisayarımda günlük olarak Linux işletim sistemini kullanıyorum. Bu makalede, Windows ve Linux işletim sistemlerini karşılaştırmak ve her birinin avantajları ve dezavantajlarını özetlemek istiyorum. Bu makale tamamen son kullanıcıya yöneliktir.

Windows İşletim Sistemi

 

Windows, Microsoft tarafından geliştirilmiş ve dünya genelinde en yaygın kullanılan işletim sistemidir. İlk olarak 1985 yılında piyasaya sürülen Windows, kullanıcı dostu arayüzü ve geniş yazılım desteği ile bilinir.

Avantajları:

1. Kullanıcı Dostu Arayüz: Windows, kullanıcı dostu bir grafiksel arayüze sahiptir ve bilgisayar kullanma konusunda fazla deneyimi olmayan kullanıcılar için idealdir.
2. Geniş Yazılım Desteği: Windows, geniş bir yazılım ve oyun yelpazesine sahiptir. Birçok ticari yazılım ve oyun, yalnızca Windows üzerinde çalışacak şekilde geliştirilmiştir.
3. Donanım Uyumluluğu: Windows, geniş bir donanım yelpazesiyle uyumludur. Yeni donanımlar genellikle Windows desteği ile piyasaya sürülür.
4. Destek ve Güncellemeler: Microsoft, Windows için düzenli olarak güvenlik yamaları ve güncellemeler sağlar. Ayrıca, kullanıcılar için geniş bir destek ağı mevcuttur.

Dezavantajları:

1. Maliyet: Windows, ücretli bir işletim sistemidir. Lisans maliyetleri, özellikle işletmeler için yüksek olabilir.
2. Güvenlik: Windows, en yaygın kullanılan işletim sistemi olduğundan, zararlı yazılımlar ve virüsler için daha sık hedef alınır. Bu nedenle, güvenlik sorunları daha yaygın olabilir.
3. Kaynak Kullanımı: Windows, genellikle daha fazla sistem kaynağı tüketir. Bu, daha eski veya düşük donanımlı bilgisayarlarda performans sorunlarına yol açabilir.
4. Özelleştirme: Windows, Linux'a kıyasla daha az özelleştirilebilir. Kullanıcılar, işletim sisteminin derinlemesine yapılandırmasına sınırlı erişime sahiptir.

Linux İşletim Sistemi


 

 Linux, açık kaynak kodlu ve ücretsiz bir işletim sistemidir. İlk olarak 1991 yılında Linus Torvalds tarafından geliştirilen Linux, esnekliği ve güvenilirliği ile bilinir. Birçok farklı dağıtımı bulunur, bunlar arasında Ubuntu, Fedora, Mint ve Debian en popüler olanlarıdır. Dünyadaki ilk 10 süperbilgisayarların hepsi Linux işletim sistemi ile çalışmaktadır. Bu konudaki makaleye buradan ulaşabilirsiniz (İngilizce maalesef). Yine dünyadaki en güçlü 500 bilgisayarın %72.6 sı Linux ve Linux türevi işletim sistemleri ile çalışmaktadır (Kaynak link)

Avantajları:

1. Açık Kaynak ve Ücretsiz: Linux, açık kaynak kodludur ve ücretsiz olarak dağıtılır. Kullanıcılar, işletim sistemini ücretsiz olarak indirip kullanabilirler.
2. Güvenlik: Linux, güvenlik açısından daha sağlamdır. Açık kaynak yapısı sayesinde, güvenlik açıkları hızla tespit edilip düzeltilebilir. Ayrıca, Linux kullanıcıları genellikle zararlı yazılımlar ve virüsler için daha az hedef alınır veya hiç hedef alınmazlar. O nedenle virus programlarına ihityaç duymazlar. 

3. Özelleştirme: Linux, yüksek derecede özelleştirilebilir. Kullanıcılar, sistemin her yönünü kişiselleştirebilir ve ihtiyaçlarına göre uyarlayabilir.
4. Kaynak Kullanımı: Linux, genellikle daha az sistem kaynağı kullanır. Bu, daha eski veya düşük donanımlı bilgisayarlarda bile yüksek performans sağlar.
5. Geniş Topluluk Desteği: Linux kullanıcıları, geniş ve aktif bir topluluk tarafından desteklenir. Çeşitli forumlar, belgeler ve kılavuzlar sayesinde kullanıcılar, karşılaştıkları sorunları çözebilirler.

Dezavantajları:

1. Yazılım Uyumluluğu: Linux, bazı ticari yazılımlar ve oyunlar için sınırlı desteğe sahiptir. Özellikle profesyonel yazılım araçları ve popüler oyunlar genellikle Windows için geliştirilmiştir.
2. Kullanım Zorluğu: Linux, yeni kullanıcılar için daha karmaşık ve öğrenmesi zor olabilir. Özellikle terminal kullanımı ve komut satırı ile ilgili işlemler, deneyimsiz kullanıcılar için zorluk yaratabilir. Ancak yeni Linux sürümleri artık Windows kadar kolay kullanım imkanı sağlar. Neredeyse Windows'dan çok daha kolay kullanımı vardır.
3. Donanım Uyumluluğu: Bazı donanımlar, özellikle yeni veya nadir bulunan donanımlar, Linux ile uyumlu olmayabilir. Bu durumda sürücü desteği sınırlı olabilir.
4. Destek ve Güncellemeler: Linux dağıtımları genellikle topluluk tarafından desteklenir, bu da bazı kullanıcılar için resmi destek eksikliği anlamına gelebilir.

Özetle

Windows ve Linux, farklı kullanıcı ihtiyaçlarına yönelik çeşitli avantajlar ve dezavantajlar sunar. Windows, kullanıcı dostu arayüzü, geniş yazılım desteği ve donanım uyumluluğu ile öne çıkarken; Linux, güvenlik, özelleştirme ve düşük kaynak kullanımı ile dikkat çeker. Hangi işletim sisteminin tercih edileceği, kullanıcının ihtiyaçlarına, deneyim seviyesine ve bütçesine bağlıdır. Her iki işletim sistemi de kendi alanlarında güçlüdür ve kullanıcılarına farklı deneyimler sunar. Çok özel programlar kullanmıyorsanız, sadece Internet, email, ofis programları (yazım, hesap tablosu, sunu, grafik, fotoğraf düzenlemeleri gibi) kullanıyorsanız Linux sizin için en iyi ve bedava tercih olacaktır.

4 Haziran 2024 Salı

Analog ve Dijital Müzik: Avantajlar ve Dezavantajlar

Müzik endüstrisi, teknolojik gelişmelerle birlikte analogdan dijitale doğru büyük bir dönüşüm geçirdi. Her iki formatın da kendine has avantajları ve dezavantajları vardır. Bu makalede, analog ve dijital müziğin farklı yönlerini inceleyerek, hangi durumlarda hangi formatın daha uygun olduğunu anlamaya çalışacağız.

Analog Müzik

Analog müzik, ses dalgalarının fiziksel bir medyada (örneğin, vinil plaklar veya manyetik bantlar) sürekli dalgalar halinde kaydedildiği bir formattır. Bu format, sesin doğal ve kesintisiz bir şekilde kaydedilmesini sağlar.

Avantajları:

1. Ses Kalitesi: Analog kayıtlar, geniş dinamik aralığı ve doğal tonlarıyla bilinir. Bu nedenle, müzikte daha sıcak ve zengin bir ses deneyimi sunar.
2. Nostalji ve Fiziksel Deneyim: Vinil plaklar ve kasetler, fiziksel bir müzik dinleme deneyimi sunar. Plak koleksiyonları ve plak çalma ritüeli, birçok kişi için nostaljik bir değere sahiptir.
3. Sanatsal Değer: Albüm kapakları ve fiziksel medyanın kendisi, sanatsal bir değer taşır. Bu, özellikle sanatçılar ve koleksiyonerler için önemli bir faktördür.

Technics SL-1200

Dezavantajları:

1. Kırılganlık ve Bozulma: Analog medya, çizilmeye, yıpranmaya ve zamanla bozulmaya karşı hassastır. Bu da uzun vadede ses kalitesinin düşmesine neden olabilir.
2. Depolama ve Taşınabilirlik: Vinil plaklar ve kasetler, dijital dosyalara kıyasla daha fazla fiziksel alan kaplar ve taşınması daha zordur.
3. Maliyet: Analog ekipmanlar ve medyalar genellikle daha pahalıdır. Plak çalarlar, amplifikatörler ve plakların kendisi yüksek maliyetli olabilir. Son yıllarda plakların popüler hale gelmesiyle ülkemizde fiyatlar daha da artmıştır.

Dijital Müzik

Dijital müzik, ses dalgalarının dijital sinyallere dönüştürülerek sayısal veriler olarak kaydedildiği bir formattır. Bu format, CD'ler, MP3 dosyaları ve dijital akış hizmetleri gibi çeşitli medya ve platformlar aracılığıyla dağıtılır.

Avantajları:

1. Taşınabilirlik ve Depolama: Dijital müzik dosyaları, çok az fiziksel alan kaplar ve kolayca taşınabilir. Binlerce şarkı, küçük bir cihazda saklanabilir ve her yerde dinlenebilir.
2. Erişim ve Kolaylık: Dijital müzik, internet üzerinden hızlı ve kolay bir şekilde erişilebilir. Çevrimiçi müzik akış hizmetleri, milyonlarca şarkıyı anında dinleme imkanı sunar.
3. Kopyalama ve Paylaşım: Dijital dosyalar, kalite kaybı olmadan kolayca kopyalanabilir ve paylaşılabilir. Bu, müziğin dağıtımını ve erişimini büyük ölçüde kolaylaştırır.

Dezavantajları:

1. Ses Kalitesi: Dijital formatlarda, özellikle sıkıştırılmış dosya türlerinde (örneğin MP3), ses kalitesi kaybı yaşanabilir. Bu, bazı dinleyiciler için tatmin edici olmayabilir.
2. Fiziksel Deneyim Eksikliği: Dijital müzik, analog medyanın sunduğu fiziksel ve nostaljik deneyimi sunmaz. Albüm kapakları ve fiziksel medya koleksiyonları, dijital formatta mevcut değildir.
3. Teknolojik Bağımlılık: Dijital müzik, teknolojik cihazlara ve internet erişimine bağımlıdır. Bu, teknolojiye erişim olmadığı durumlarda müzik dinlemeyi zorlaştırabilir.

Son söz

Analog ve dijital müzik formatları, farklı ihtiyaç ve tercihlere hitap eder. Analog müzik, nostalji ve yüksek ses kalitesi arayanlar için ideal olabilirken, dijital müzik taşınabilirlik, erişim kolaylığı ve geniş müzik kütüphanesi sunar. Hangi formatın tercih edileceği, kullanıcıların kişisel zevkleri, yaşam tarzları ve müzik dinleme alışkanlıklarına ve elbette ekonomik durumuna bağlıdır. Her iki format da müziğin keyfini çıkarmak için farklı yollar sunar ve müziğin evrenselliğini ve çeşitliliğini kutlamamıza olanak tanır.

Müzikli eğer imkanınız varsa analog müzikli güzel günler dilerim.


3 Haziran 2024 Pazartesi

Fedora 40 Yayınlandı

 

The Fedora Project Fedora 40 sürümünün Workstation, Server, IoT, Cloud, CoreOS, Atomic Desktops, Fedora Spins ve Fedora Labs gibi birçok seçenek ile yayınlandığını duyurdu.

Masaüstü bilgisayarlar için tasarlanan Workstation sürümü GNOME 46 ile birlikte geliyor. Dosyalar uygulamasında iyileştirmeler, daha fazla erişilebilirlik, Ayarlar uygulaması ile diğer temel uygulamalarda daha iyi kullanılabilirlik de yenilikler arasında.

GNOME 46’nın yanı sıra Fedora Workstation 40 da performans iyileştirmeleri sunuyor.

Fedora 40 hakkında daha fazla bilgiyi bu linkte bulabilirsiniz.

Fedora 40 sürümünü bu linkten indirip bilgisayarınıza kurabilirsiniz.

Eğer Fedora 39 kullanıyorsanız sisteminizi Fedora 40 ‘a şu komutlar ile yükseltebilirsiniz. Öncelikle sisteminizdeki dosyalarınızın yedeğini (backup) unutmayın.

Öncelikle sisteminizdeki bütün paketlerin güncel olduğundan emin olmak için bu komutu çalıştırın.

sudo dnf upgrade –refresh

Daha sonra yükseltme için gereken plugin’i yüklemeniz gerek. Bu daha önceden yüklenmiş de olabilir.

sudo dnf install dnf-plugin-system-upgrade

Daha sonra herşey hazır olduğuna göre sisteminizi yükseltmeye başlayabilirsiniz.

sudo dnf system-upgrade download –releasever=40

Bu komut ile Fedora 40 için gerekli dosyalar bilgisayarınıza indirilecektir. Eğer bu komut sonunda bazı paketler ve gerekli dependencies (bunun Türkçe karşılığı nedir bilmiyorum ama bazı uygulamaların ihtiyaç duyduğu paketler şeklinde açıklayabilirim) nedeniyle hata mesajı alırsanız yukarıdaki komuta ‐‐allowerasing ilave edin. Bu yükseltmeyi engelleyen bu tür paketlerin silinmesini sağlar.

sudo dnf system-upgrade download –releasever=40 ‐‐allowerasing

Dosyaları indirme işlemi bittiği zaman sisteminiz yükseltme işlmeni başlatmak için

sudo dnf system-upgrade reboot

komutunu çalıştırın. Sisteminiz kapanıp açılacak ve Kernel (Çekirdek) seçim ekranı gelecek. Sistem önceki çekirdek ile açılacak ve sistem yükseltmesi başlayacak. Bu işlem biraz zaman alacaktır. O nedenle bilgisayara ihtiyaç duymadığınız bir zamanda yapmanızı tavsiye ederim.

Sonraki yazımızda diğer Linux dağıtımlarında durum nedir onlara bakalım.

Benimde güncel olarak kullandığım favori Linux dağıtımı (distro) Fedora ile özgür ve güzel günler.

Linux Mint

 

Linux Mint nedir?

Linux Mint, masaüstü ve dizüstü bilgisayarlar için bir işletim sistemidir. ‘Kutudan çıktığı gibi’ çalışacak şekilde tasarlanmıştır ve çoğu insanın ihtiyaç duyduğu uygulamalarla tam donanımlı olarak gelir. Özellikle Windows dünyasından Linux dünyasına geçiş yapacaklar için öncelikle tavsiye edeceğim Linux dağıtımıdır.

Web

Firefox ile Web’e göz atın, Youtube ve Netflix izleyin. Anında erişim için herhangi bir web sitesini masaüstü uygulamasına dönüştürün.

Verimlilik

LibreOffice’in eksiksiz ofis paketiyle kelime işlemciyi kullanın, sunumlar, çizimler, elektronik tablolar ve hatta veritabanları hazırlayın. PDF veya Microsoft Office belgelerinden kolayca içe veya dışa aktarın.

Grafik Tasarım

Blender ile 3D olarak çalışın, Gimp’te resimler çizin veya düzenleyin, vektör grafikleri için Inkscape’i kullanın.

Multimedya

Müziğinizin keyfini çıkarın, TV ve film izleyin, podcast’leri, Spotify’ı ve çevrimiçi radyoyu dinleyin.

Oyun

Steam ile 7.800’den fazla oyuna erişin. Daha da fazlasını elde etmek için GOG’u yükleyin.

Neden Linux Mint’i seçmelisiniz?

Kullanımı kolay, hızlı ve rahat.

Donanımınıza hak ettiği işletim sistemini verin ve kendinizi evinizdeymiş gibi hissedin.

OOTB (Out Of The Box)

Her şey, herhangi bir yapılandırmaya veya ekstra uygulama yüklemeye gerek kalmadan “Kutudan Çıktığı Gibi” çalışır. Gitmeye hazır. Oldukça yapılandırılabilir olmasına rağmen, her şey varsayılan olarak güzel bir şekilde ayarlanmış ve ayarlanmıştır ve gereksiz sorular sorulmaz.

Kaya gibi sağlam

Merkezi yazılım güncellemeleri, sistem anlık görüntüleri, benzersiz Güncelleme Yöneticisi ve Linux mimarisinin sağlamlığı ile Linux Mint çok az bakım gerektirir. Çalışır, güvenlidir ve kırılmaz.

KISS (Keep It Simple, Stupid)

Kullanımı çok kolaydır. Sezgisel bir masaüstüne sahiptir ve KISS ilkelerini benimser. Herkes kendini hızla evinde hissedebilir ve Linux Mint’i kullanabilir. Kullanıcı deneyimi, iş akışı ve konfor çok önemlidir.

Ev kuralı

Bu sizin bilgisayarınız, sizin kurallarınız. Bu Linux Mint’te temel bir prensiptir. Veri toplamıyoruz, size karşı çalışmıyoruz. Patron sensin. İşletim sisteminiz yolunuza çıkmadan istediğinizi yapacak şekilde tasarlanmıştır.

Ücretsiz ve Açık Kaynak

Tamamen ücretsizdir ve bileşenlerinin neredeyse tamamı Açık Kaynaktır. Linux Mint devlerin omuzunda duruyor, Debian ve Ubuntu’yu temel alıyor.

Topluluk merkezli

Geliştirme ekibi ile topluluk arasında sıkı bir bağ ve harika bir ilişki vardır. Kullanıcılarımızla iletişim halindeyiz ve onların geri bildirimlerini Linux Mint’i geliştirmek için sürekli kullanıyoruz.

Linux Mint Seçenekleri

Linux Mint’in farklı çeşitleri mevcuttur. Aşağıdan bir sürüm seçin.

Cinnamon Sürümü

Şık, modern, yenilikçi
Linux Mint’in en popüler sürümü Cinnamon sürümüdür. Cinnamon öncelikle Linux Mint için ve Linux Mint tarafından geliştirilmiştir. Şık, güzel ve yeni özelliklerle dolu.

Xfce Sürümü

Hafif, basit, verimli
Xfce hafif bir masaüstü ortamıdır. Cinnamon kadar çok özelliği desteklemiyor ancak kaynak kullanımında daha hafif.

MATE Sürümü

Klasik, geleneksel
MATE klasik bir masaüstü ortamıdır. 2006 ve 2011 yılları arasında Linux Mint’in varsayılan masaüstü bilgisayarı olan GNOME 2’nin devamıdır.

Cinnamon Sürümü – “EDGE” ISO

En modern donanım desteği
Cinnamon sürümü için bir “EDGE” ISO görüntüsü de mevcuttur. Bu görüntü, en yeni donanım yonga setlerini destekleyebilmek için daha yeni bir çekirdekle birlikte gelir. Normal sürümleri başlatamıyorsanız bunun yerine “EDGE” ISO’yu denemenizi öneririz.

İndirme

Linux Mint Cinnamon sürümünü bu linkten indirip bilgisayarınıza kurabilirsiniz.

Diğer sürümleri bu linkten indirebilirsiniz.

Ubuntu Linux Desktop 24.04 LTS: Güçlü ve Kullanıcı Dostu

 

 

 

 

 

Ubuntu, Linux dünyasının en popüler dağıtımlarından biridir ve yeni sürümü 24.04 LTS (Uzun Vadeli Destek) ile tekrar sahneye çıktı. Bu sürüm, masaüstü kullanıcıları için birçok yenilik ve iyileştirme sunuyor. Ubuntu 24.04 LTS, güvenilirlik, performans ve kullanıcı deneyimi konusunda önemli adımlar atmış durumda. İşte bu yeni sürümün dikkat çeken özellikleri ve sunduğu yenilikler.

Kullanıcı Arayüzü ve Tasarım

Ubuntu 24.04 LTS, GNOME 44 masaüstü ortamı ile birlikte geliyor. Bu sürüm, daha modern ve akıcı bir kullanıcı deneyimi sunmak için yeniden tasarlanmış birçok bileşene sahip. Özellikle Ayarlar uygulamasında yapılan iyileştirmeler, kullanıcıların sistemlerini daha kolay yönetmelerine olanak tanıyor. Yeni ikonlar, tema seçenekleri ve genel görünüm, Ubuntu’yu estetik açıdan daha çekici hale getiriyor.

Performans ve Stabilite

Uzun Vadeli Destek sürümleri, özellikle kararlılık ve güvenilirlik üzerine odaklanır. Ubuntu 24.04 LTS de bu geleneği sürdürüyor. Sistem çekirdeği olarak Linux 6.1 kullanılıyor ve bu, daha iyi donanım desteği ve performans iyileştirmeleri sunuyor. Yeni sürüm, önceki LTS sürümlerine göre daha hızlı başlatma süreleri ve daha düşük bellek kullanımı ile dikkat çekiyor.

Yazılım ve Uygulamalar

Ubuntu 24.04 LTS, yazılım deposunu da güncelleyerek en yeni ve en stabil yazılımları sunuyor. LibreOffice 7.4, Firefox 110 ve Thunderbird 102 gibi popüler uygulamaların en yeni sürümleri, kullanıcıların ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde optimize edilmiştir. Ayrıca, Snap ve Flatpak desteği ile kullanıcılar, binlerce uygulamaya kolayca erişebiliyor.

Güvenlik

Güvenlik, Ubuntu’nun her zaman öncelikli konularından biri olmuştur. 24.04 LTS sürümünde de bu durum değişmiyor. Güncellenmiş güvenlik özellikleri ve düzenli olarak sağlanan güvenlik yamaları sayesinde kullanıcılar, sistemlerinin güvende olduğundan emin olabilirler. Ayrıca, yeni eklenen güvenlik modülleri ve geliştirilmiş parola yöneticisi, kullanıcıların kişisel bilgilerini koruma konusunda ek önlemler sunuyor.

Donanım Desteği

Yeni donanım teknolojilerini desteklemek, Ubuntu 24.04 LTS’nin en önemli özelliklerinden biridir. Wi-Fi 6, USB 4.0 ve yeni nesil grafik kartları gibi en yeni donanım bileşenleri için sağlanan destek, kullanıcıların en yeni teknolojilerden faydalanmalarını sağlar. Ayrıca, ARM tabanlı cihazlar için de daha iyi destek sunulmakta, böylece geniş bir cihaz yelpazesiyle uyumluluk sağlanmaktadır.

Topluluk ve Destek

Ubuntu, geniş ve aktif bir topluluğa sahiptir. Kullanıcılar, karşılaştıkları sorunları çözmek için topluluk forumlarından, IRC kanallarından ve sosyal medya gruplarından faydalanabilirler. Ayrıca, Canonical tarafından sağlanan profesyonel destek hizmetleri, özellikle kurumsal kullanıcılar için önemli bir avantaj sunar.

Sonuç

Ubuntu 24.04 LTS, hem yeni başlayanlar hem de deneyimli Linux kullanıcıları için mükemmel bir seçimdir. Modern arayüzü, üstün performansı ve geniş yazılım desteği ile kullanıcılarına güvenilir ve kullanıcı dostu bir deneyim sunar. Güvenlik ve donanım desteği konusundaki iyileştirmeler, Ubuntu’yu masaüstü kullanıcıları için en güçlü seçeneklerden biri haline getiriyor. Eğer stabil, güvenli ve kolay kullanımlı bir Linux dağıtımı arıyorsanız, Ubuntu 24.04 LTS’yi denemenizi kesinlikle öneririm.

Neden GNU/ Linux

GNU/ Linux işletim sistemini tercih etmek için belki yüzlerce neden sıralanabilir. Ancak ben bugün GNU/ Linux işletim sistemini tercih etmeniz için bu nedenlerden en önemli gördüklerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.  Ancak bu konuya girmeden önceki makalemde yazmayı unuttuğum bir konuya değinmek istiyorum. Linux “Linuks” olarak okunuyor. Ben bu kelimeyi makalelerimde olduğu gibi yani “Linux” şeklinde kullanmaya devam edeceğim. Windows’u olduğu gibi kullandığımız şekilde. Bu açıklamadan sonra bu makalede geçen daha sonraki makalelerde daha fazla üzerinde duracağımız bazı tanımlara bakalım.

Linux dağıtımı (Linux distro veya distribution): GNU yazılımlarını ve diğer özgür yazılımları bir araya getiren ve tüm bunları bir Linux çekirdeği (Linux Kernel) ile beraber toplu, derlenmiş ve kurulumu kolay bir işletim sistemi olarak kullanıcılara sunmayı amaçlamış olan yazılım birlikteliklerine Linux dağıtımı denir. Bazıları Fedora, Ubuntu, openSuSe, Debian gibi.

GNU: GNU “GNU’s Not UNIX” yani “GNU Unix değildir”in kısaltmasıdır. GNU, UNIX benzeri (UNIX-like operating system) bir işletim sistemi geliştirme amacıyla 1984 yılında Richard Stallman tarafından başlatılmış bir pojedir. GNU Projesi işletim sistemi kernel hariç bir işletim sistemi için gerekli olan neredeyse herşeyi geliştirmiştir. Bütün GNU yazılımları “GNU General Public License (GPL)” lisansı altında dağıtılır.  GPL temel olarak, yazılımın kaynak kod formunda dağıtılmasını, herhangi bir kullanıcının kaynak kodu kopyalama, değiştirme ve herhangi birisine dağıtmasını yine kaynak kod olarak yapmasını şart koşar. Şimdilik bu kadarla yetinelim.

Kaynak kod (source code): Bir programın, herhangi bir programlama dili ile yazılmış orjinal formu. Kaynak kod insanın anlayabileceği dile yakındır.  Programlar, kaynak kodların çeşitli derleyicilerden (compiler)  geçirilerek bilgisayarın anlayabileceği bir forma dönüştürülmüş halleridir.

Masaüstü (Desktop): İlerde bu konuyu daha fazla inceleyeceğiz. Kısaca GNU/ Linux işletim sistemi  Linux çekirdeği (Linux Kernel), X pencere sistemi (X Window system) ve masaüstü (desktop) olarak adlandırılan katmanlardan oluşur. Masaüstü Linux işletim sisteminin grafik arayüzüdür.

Hack: Bir şekilde kişisel bilgisayarlara, kurum ve kuruluşların sistemlerine izinsiz olarak saldırmak ve o sistemlerideki bilgileri ele geçrimek, bozmak ve o sistemlere zarar vermek.

Shell: Bu kelimenin Türkçe karşılığı “kabuk” ama ben “shell” kelimesini kullanmaya devam edeceğim. GNU/ Linux işletim sistemlerinde yazdığımız komutları yorumlamak ve yönetmek için kullanılan programa shell denir. Bir başka değişle bilgisayar ekranımızın yönetimini pencereler ve simgeler ele geçirmeden önce bilgisayarlarımızı çalıştırmak için kullandığımız komutları yazdığımız bir tür paneldir. Bütün Linux dağıtımlarında bir shell programı bulunur. Shell bir GNU/ Linux işletim sisteminin olmazsa olmazıdır. Shell ile programları çalıştırabilir, bilgisayar kodlarını derleyebilir, bir sistemi işletebilirsiniz. Kısacası bilgisayarımızı en etkili şekilde yönetebiliriz. Ama biraz tecrübe gerekir.

GNOME: Linux’ta popüler bir masaüstüdür.

KDE: Linux’ta diğer bir popüler masaüstüdür. Ben GNOME masaüstünü daha çok sevdiğim için önce onu yazdım.

Şimdilik bu kadar tanım yeter. İlerde bu konulara daha fazla bakacağız. Haydi şimdi Linux  işletim sistemini seçmemiz için nedenlere bakalım.

1. Linux bedavadır
İster bir bilgisayara, ister yüz bilgisayara yükleyin fark etmez Linux ücretsizdir. Bugün artık evlerde bile birden çok bilgisayar olduğu düşünülürse lisanslı olarak alınacak ücretli işletim sistemlerinin ne kadar çok maliyeti olacağı görülecektir. Aldığınız her yeni Windows işletim sistemli bilgisayarda yaklaşık 100- 150 ABD Doları civarında bir tutarı bilgisayarınız ile yüklü olarak gelen Windows için Microsoft’a ödüyorsunuz. Aynı işi görebilecek ücretsiz bir alternatif varken hala Bill Gates’e bu ödemeyi yapmaya devam etmeye, zenginliğine zenginlik katmaya gerek varmı? İşletmelerdeki bilgisayarların sayısı düşünüldüğünde Windows işletim sistemine ödenen paranın miktarını siz tahmin edin.

2. İhtiyacınız olan programlar bir pakette
Linux dağıtımları ile birlikte sadece işletim sistemi değil bununla birlikte günlük işlerinizde ihtiyaç duyacağınız birçok program da ücretsiz olarak gelir.  Ayrıca bütün bu programlar bağımsız olarak test edildikten sonra size ulaşır. Yapılacak güncellemelerde sizlere ulaştırılır. Bunlar için ayrıca sizin birşey yapmanıza gerek yoktur.

3. Canlı CD (Live CD)
Canlı CD’ler Linux dünyasında ki belli başlı en önemli yeniliklerden birisidir. Herhangi bir bilgisayarda CD, DVD veya USB bellekten tam bir GNU/ Linux işletim sistemini yükleyip Linux işletim sistemi hakkında fikir edinebilirsiniz. Bunun yanında bilgisayarınızda yüklü Windows işletim sistemindeki problemleri giderebilirsiniz, donanım problemlerini çözebilirsiniz. Bütün bunları da bilgisayarınızda hiçbir değişiklik yapmadan yapabilirsiniz. Bu işlemlerden sonra bilgisayarınızı kapatıp hard diskinizden  açtığınızda normalde bilgisayarınızda yüklü olan işletim sisteminize bıraktığınız şekilde dönmüş olursunuz.

3. Hızlı gelişim
Windows işletim sistemlerinin yaklaşık 3- 5 yıl arasında bir süre de yeni sürümleri geliştirilmektedir. Linux dağıtımlarında bu süre 6-9 ay arasındadır.

4. Linux özgürdür
İlk maddede Linux bedavadır demiştim.  Linux sadece bedava değil aynı zamanda özgür bir işletim sistemidir. Linux yazılım kodları açıktır. O nedenle Linux’u “hack” etmeye gerek yoktur. İsteyen bu kaynak kodlar üzerinde değişiklik yapıp kendi Linux dağıtımını bile yapabilir.

5. Komut programı (Shell) kullanımı
Linux ile ilgili en büyük eleştiri “shell” diye isimlendirilen elle komut yazmaya yarayan bilenler için DOS ve Windows’taki komut satırına benzeyen programın kullanılmasıdır. Kolay bir grafik arayüzü elbette iyidir. Ancak bazen komut kullanımı işlerinizi çok daha hızlı yapmanıza imkan sağlar. İlerdeki makalelerim de bununla ilgili örnekler vereceğim.

6. Birçok masaüstü
Windows’ta genellikle bir masaüstü vardır. Buradaki pencerelerde programlar açıktır. Bu pencereleri açıp kapayarak kullandığımız programa ulaşırız. Linux’te istediğiniz kadar masaüstü oluşturabilirsiniz. Örneğin bir masaüstünü email ve Internet için, diğer bir masaüstünü ofis programlarınız için, diğer bir masaüstünü oyunlar için ayırabilirsiniz. Fare (mouse) ‘nin bir hareketi ile bu masaüstleri arasında hızlı geçiş yapabilirsiniz.

7. Linux dağıtımları bağımsızdır
GNU/ Linux işletim sistemi yanında ihtiyacınız olan birçok yazılım ile gelir. Linux dağıtımcıları program paketlerinin seçiminden sorumludur. Linux dağıtımlarına ilave edilen programlar için bir zorunluluk yoktur. Dağıtımcılar sadece daha iyi olduğunu düşündükleri için proğramları Linux dağıtımlarına ilave ederler.

8. Donanım sürücüleri (driver)
Windows’un daha çok donanımı desteklediği, bunun için daha çok sürücü (driver) bulunduğu söylenir. Bu genelde doğru olsa da siz bu donanımlar için sürücüleri Internetten bulup, indirip yüklemeniz gerekir. Linux birçok donanımı direkt olarak destekler. Ayrıca Internet’ten bulup indirmenize gerek yoktur.

9. Linux her donanım ile çalışır
Linux süper bilgisayarlardan cep telefonlarına her donanım üzerinde çalışır. Açık kaynak kodlu olmanın avantajı ile farklı yapıdaki donanımlara aktarılabilir. Son kullanıcıların donanım hakkında endişelenmesine gerek yoktur. Bu arada tablet ve cep telefonlarının popüler işletim sistemi Android’in  Linux’tan geliştirildiğini belirtelim.

10. Linux diğer işletim sistemleri ile uyumlu olarak çalışır
Linux diğer işletim sistemleri ile birlikte çalışır. Windows ve hatta Mac OSX işletim sistemlerinde bulunan paylaşılmış yerleri tanır ve onlarla birlikte aynı bilgisayar üzerine kurulabilir. Bilgisayarınızı istediğiniz işletim sisteminden açabilirsiniz. Dosya paylaşımları yapabilirsiniz. Bunun dışında sanal makina (virtual machine) olarak adlandırılan yazılımlar ile mevcut işletim sisteminiz içerisinde başka bir işletim sistemini kurup çalıştırabilirsiniz. Benim de niyetim sizlerin öncelikle mevcut Windows işletim sistemini değiştirmeden Linux Canlı CD ile veya Windows içerisinde sanal makina kurarak burada Linux işletim sistemini denemenizi tavsiye etmek. Bu konuya sonraki makalelerde geleceğiz.

11. Topluluk Desteği
Linux için destek veren, sorularınıza cevap bulabileceğiniz Internette birçok forum vardır. Bu forumlarda birçok Linux kullanıcısı sizlerin sorularınıza cevap vermek için gönüllüdür. Burada en önemli problem bu forumların çoğunluğunu İngilizce olmasıdır.  Ama Türkçe forumlarda vardır.

12. Seç ve karıştır
Linux’ta belli ürün veya protokolleri kullanmayı zorlayan ticari şirketler yoktur. O nedenle istediğiniz masaüstü (GNOME veya KDE gibi) ve programları seçebilirsiniz.

13. Güvenlik
Linux işletim sistemi Windows’tan çok daha güvenlidir. Güvenlik Linux işletim sisteminin ana özellliğidir. Sistemin özünde yeralan güvenlik duvarı (firewall) ile istenmeyen zararlı programların çalışan programlar içine gizlenmesi mümkün değildir. Linux, bilgisayarın bütün kaynaklarını (mikroişlemci, bellek vb.) sizin çalışan programlarınıza ayırır. Güvenlik programlarının (anti-virus programları gibi) sürekli olarak çalışmasına ve bilgisayar kaynaklarını kullanmasına gerek yoktur.

14. Zararlı programlar (Malware)
Teorik olarak Linux’ta zararlı programlar yoktur. Bunun en başlıca nedeni Linux açık kaynak kodlu bir işletim sistemidir. Yukarıda da belirttiğim gibi bir Linux sistemini “hack” etmeye gerek yoktur. Ayrıca kullanıcı sayısı bakımından Windows daha büyük bir grup olduğundan bu tür zararlı programları yazanlar daha büyük bir grup olan Windows kullanıcılarını hedefe alırlar.

15. Linux dağıtımlarında binlerce program vardır
Linux sadece bir işletim sistemi değildir. Linux binlerce program ile birlikte gelir. Tabii ki bu programların bedava olduğunu söylememe gerek yok. Ofis programları, Internet programları( email, browser vb.) , grafik programları ve daha niceleri. Tekrar edelim hepsi de bedava.

16. Linux’u yeniden kurmaya gerek yoktur
Bir problem olduğunda veya güncelleme gerektiğinde Linux’u yeniden kurmanıza gerek yoktur. Linux’u yeniden kurmadan problemi çözebilir veya Linux dağıtımının son sürümüne güncelleme yapabilirsiniz. Yıllarca Windows işletim sistemi kullandım. Windows işletim sistemleri ile gelen sistem kurtarma uygulamalarının hiç bir işe yaramadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Windows bilgisayarınız çökerse yapabileceğiniz bir Linux Canlı CD ile bilgisayarınızı açıp, dosyalarınızı bir harici diske kopya edip, Windows’u yeniden kurmaktır. İş bu kadarla da kalmıyor tabi ki. Kullandığınız programları tekrar kurmanız gerekir. Bugüne kadar belki yüzlerce defa bu işi yapmış bir kişi olarak bunu söylüyorum.

17. Beğemezseniz değiştirin
Bilgisayarınıza kurduğunuz Linux dağıtımını beğenmezseniz başka bir Linux dağıtımını seçebilirsiniz. Linux kullanıcı verilerini ayrı hard disk bölümlerinde tutar. O nedenle farklı bir Linux dağıtımını kurduğunuz zaman sizin verilerinize bir zarar gelmeyecektir.

18. İstediğinizi seçin
Linux’te masaüstünden paket yöneticisine ve hatta dosya sistemine kadar bütün uygulamaların alternatifi vardır. İstediğinizi seçebilirsiniz. hani kebapcılar bazen dediğimiz gibi “ortaya bir karışık” mümkün.