28 Nisan 2014 Pazartesi

Ay'daki Atalara Mektup

Kızılderililer atalarının Ay'da yaşadığına inanır. Amerikalıların uzay çalışmaları kapsamında Ay'a insan gönderme hazırlıklarının yapıldığı 60'lı yılların sonlarıdır. Bir Kızılderili grubu NASA'nın kapısına gelir.


Ay'daki atalarına bir mektup göndermek istediklerini söyler. NASA'daki görevliler kabul etmezler. 'Ayda kimse yok, bu mektubu kabul edemeyiz” derler. Kızılderililer geri döner. Ertesi gün yine gelirler. Aynı şeyleri söylerler ve mektubu vermek isterler. Görevliler yine aynı şekilde “Ayda kimse yok, bu mektubu alamayız” derler. Kızılderililer geri döner. Ancak ertesi gün yine gelirler. Aynı şekilde mektubu vermek isterler. Görevliler kabul etmezler. Bu durum bu şekilde bir hafta sürer. Sonunda görevliler her ne kadar mektubu Ay'a götürmek niyetleri olmasa da mektubu alalım, bunlardan kurtulalım derler ve mektubu alırlar. Kızılderililer gider.

Görevliler Kızılderililer gidince mektubu açar ve ne yazdığına bakarlar. Mektupta şunlar yazılıdır.

“Ne yaparsanız yapın, ancak sakın Amerikalılarla hiç bir şey imzalamayın.”

Amerikalılar bugüne kadar Kızılderililere verdikleri hiçbir sözü tutmamışdır.

Bir Beyaz Adam Gibi Yaşamaktansa Bir Kızılderi Gibi Ölmeyi Tercih Ederim

Önceki "Amerika hırsızların evi, kölelerin toprağıdır" başlıklı makalemde Oturan Boğa'nın ayrı bir makale konusu olmayı hak eden bir Kızılderili Şefi olduğunu belirtmiştim. Bu makalem de size Oturan Boğa'yı anlatmak istiyorum

Oturan Boğa
Amerikan yerlilerinin en meşhur ve güçlü Şefi Oturan Boğa (Sitting Bull) 1831 yılında, şu anda Güney Dokata olarak adlandırılan yerde doğdu. Babası bir Siu savaşçısıdır. (Siu kelimesi, Fransızca "Sioux" kelimesinden Türkçe'ye geçmiştir.  Siular günümüzde bu kelimeyi benimsemez, kendilerine "Dakota", "Lakota" veya "Nakota" derler.)

10 yaşında ilk buffalosunu öldürdü. 4 yıl sonra rakip bir kızılderili kabilesi ile olan bir çatışmada üstün başarı gösterdi. Kendisine Lakota dilinde “Oturan Buffalo” anlamına gelen “Tatanka-Iyotanka” adı verildi.

Oturan Boğa'nın hayatının büyük kısmı topraklarını işgal eden beyazlar ile  mücadele ile geçti. Genç yaşta  “Strong Heart Society” lideri seçildi. İlk defa Haziran 1863'de Birleşik Devletler'e karşı silahlı mücadeleye başladı. Ertesi yıl  “Killdeer Dağında”  Amerikan askerleriyle çatıştı (Battle of Killdeer Mountain).
1865'de şimdi Kuzey Dakota denen yerde inşa edilen Fort Rice'a yapılan saldırıya liderlik etti. Beyazlarla olan bu savaşlarda gösterdiği başarı ve liderlik O'nu 1868 yılında Lakota halklarının lideri yaptı.


26 Nisan 2014 Cumartesi

Ele Verir Talkını Kendi Yutar Salkımı


Bugünkü gazetelerde Türkiye Başbakanı'nın 1. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı topraklarında meydana gelen Ermeni tehcir olayları hakkındaki açıklamasıyla ilgili olarak Fransa Başkanı Francois Holanda'ın “Taziye gerekiyordu ama yeterli değil. Ermeni soykırımı tanınmalı” şeklindeki demeci yer alıyor.

Soykırımın nasıl yapıldığını çok iyi bilen Fransa, Cezayir'de 1945-1962 yılları arasında yaptığı soykırımı unutmuş gözüküyor. Cezayir'i işgal ettikleri sömürge döneminde ülke nüfusunun üçte biri yaklaşık 1,5 milyon müslüman Arab Fransız askerler tarafından öldürülmüştür. Yıllardır Cezayir'lilerin bu soykırımın tanınması ve Fransa'nın Cezayir'den özür dilemesi yönündeki çağrılarına kulak tıkayan Fransa Türkiye'ye akıl veriyor. Fransa “bu olaylar geçmişte kalmıştır tarihçilere bırakılmalı” diyor. Türkiye ne diyor sözde Ermeni soykırmı hakkında. Bu konu tarihçilere bırakılmalıdır. Fransa söz konusu olunca tarihçilere bırakılacak, Türkler sözkonusu olunca siyasilere. Batılıların her zaman uyguladığı çifte standard. Tam “ele verir talkını kendi yutar salkımı” durumu.

23 Nisan 2014 Çarşamba

Özgürlük Savaşçısıdır Yalnız Kurttur Her Çeçen

Halkının özgür olması için, şan, şöhret, para gibi bütün dünyevi şeylerden vazgeçen bir yiğit bundan 18 yıl önce 21 Nisan günü Ruslar tarafından düzenlenen bir suikast ile Çeçenistan'da küçük bir yerleşim yerinde şehit edildi. Bu yiğit Çeçenistan Cumhurbaşkanı Cahar Dudayev idi.

Dudayev Çeçenistan'da doğdu. Daha 15 günlük bebek iken ailesiyle Sibirya'ya sürüldü. Çocukluğu Sibirya bozkırlarında geçti. Son olarak 1974 yılında Gagarin Hava Harp Akademisi'ni bitirip 1nci Sınıf Pilot ve Mühendis ünvanını kazanarak eğitim ve öğretim hayatını tamamladı. Sovyet ordusunda Tümgeneralliğe kadar yükseldi. SSCB  tarafından kendisine birçok madalya verildi.

19 Nisan 2014 Cumartesi

Küçük Büyük Hepsini Öldürün ve Kafa Derilerini Yüzün

Daha önce Amerikalıların Kızılderililere yaptığı yüzlerce katliamdan sadece biri olan Yaralı Diz Katliamını (Wounded Knee Massacre) yazmıştım. Bu makalede Amerikalıların Kızılderililere yaptığı başka bir katliamı sizlerle paylaşmak istiyorum.

Tarih 29 Kasım 1864

Yer Colorado Eyaleti'nin güney-doğusunda bulunan Sand Creek rezervasyon bölgesi.

Rezervasyon bölgesindeki Cheyenne ve Arapaho Kızılderilileri uykuda. Albay John Chivington komutasındaki Amerikan Ordusu Colorado 1nci ve 3ncü Süvari Birliğine bağlı 700 asker, içerisinde kadın ve çocuklarında bulunduğu silahsız 400'den fazla  Cheyenne ve Arapaho Kızılderilisini  uykuda iken öldürür.


16 Nisan 2014 Çarşamba

Sizin Solcular Dış Türklerle İlgilenenlere Faşist Diyorlardı


Geçenlerde Habertürk televizyonunda Tarihin Arka Odası programında Kırım Milli Meclis Başkanı Mustafa Cemiloğlu konuk olarak yeralmıştı. Söz dönüp dolaşıp Cemiloğlu'nun Sovyetler Birliği'nde 1976 yılında yaptığı açlık grevine geldi. Cemiloğlu o yıllarda kendilerine sadece Türkiye'nin destek olduğunu belirtti. Türkiye'de de milliyetçilerin ve Alparslan Türkeş'in kendilerine destek olduğunu söyledi. Türkeş'i rahmetle andıktan sonra “o zaman sizin solcular dış Türklerle ilgilenenlere faşist diyorlardı” dedi. Programdakilerin hiçbiri bir şey söyleyemedi. Programı izlerken üniversite yıllarıma gittim. Bizde Mustafa Cemiloğlu'na destek olmak ve O'nun mücadelesini ülkemiz kamuoyuna duyurmak için mitingler yapmıştık. Ama asıl söylemek istediğim ülkemizdeki “kavram kargaşasının” Cemiloğlu tarafından yüzümüze vurulması. Ülkemiz dışındaki soydaşlarımızla ilgilenmek “faşist” olarak nitelenmeye neden oluyordu.

Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu

13 Nisan 2014 Pazar

Gesi Bağları'nda Dolanıyorum

Geçtiğimiz günlerde vefatının yıldönümü nedeniyle yapılan bazı haberlerde ülkemizin başarılı iş adamlarından ve aynı zamanda renkli kişiliği ile hatıralarımızda yer eden merhum Sakıp Sabancı'nın memleketi olan Kayseri yöresinin “Gesi bağları” türküsünü, engelliler konusunda farkındalık yaratmayı amaçlayan bir kamu spotunda seslendirdiği ve ekranlarda yayınlanacağı yer aldı. Artık gençlerimiz türkü dinlemese de benim yaşıtlarım ve bizden öncekiler türkü ile büyüdü, türkü ile hüzünlendi ve türkü ile sevindi. Bazı arkadaşlarımın türkü deyince gözlerinin içi güler. Bu haberi görünce Gesi bağları, Allı durnam, Bülbül havalanmış, Arpa ektim, İzmir'in kavakları, Taşa verdim yanımı ve daha birçok türkümüzü bizlere kazandıran Muzaffer Sarısözen'i ne kadarımız biliyor diye düşündüm.

12 Nisan 2014 Cumartesi

Hepimiz Kimiz Demiştiniz?


1912 Aralık ayının ilk günleri. Yer sonradan Pakistan adını alacak olan o zamanki Hindistan'ın kuzey-batı bölgesi. Abdurrahman küçüklükten beri hayran olduğu Türkiye'ye gitmek istiyor ama parası yok. Babasından istemiş ancak babası oğlunun eğitimini yarıda bırakıp bu şekilde ülkeyi terk etmesini istemediği için vermemişti. Bunun üzerine ceketini satmış, arkadaşları da birkaç defa Abdurrahman'ın ceketini satın almış hem parayı ve hemde ceketini ona vermişlerdi. Abdurrahman'ın artık Türkiye'ye gidecek parası vardı.

Bu sırada Hindistan Müslümanları Dr. Muhtar Ahmet Ensari'nin başkanlığında Balkan Harbi içinde bulunan Türkiye'ye bir Kızılay heyeti gönderiyorlardı. Abdurrahman için mükemmel bir fırsat çıkmıştı.


11 Nisan 2014 Cuma

Kızıl Bir Kurşun Aldım, Yaralıyam A Dostlar

Şamil Kafkas dağlarının hürriyet güneşidir.
Şamil atalarımın öz be öz gardaşıdır.
Şamili bilmeyenler Ata’sını ne bilir.
Şair diyor ki;
“Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır,
Toprak! Eğer uğrunda ölen varsa vatandır.”

İmam Şamil


İmam Şamil, Kafkas Kartalı.

Rus İmparatorluğu'na karşı Kafkasların güçlü direniş sembolü.

Nakşibendi şeyhlerinden Seyyid Cemaleddin Kumuki'nin halifelerinden.

İmam Şamil, 1797'de Dağıstan'ın Gimri köyünde dünyaya geldi. Babası Muhammed, ona Ali ismini verdi. Küçük yaşta ağır bir hastalığa yakalanan Ali'ye, âdetlerine uyarak, Şâmil ismini de verdiler ve o isimle çağırmaya başladılar.


5 Nisan 2014 Cumartesi

Amerika hırsızların evi, kölelerin toprağıdır

Amerika kıtasının keşfinden sonra burada yaşayan ve "Kızılderili" adı verilen toplulukların kökenleri ile ilgili olarak çok sayıda tez ileri sürülmüştür. Kızılderililerin kökenleriyle ilgili olarak ortaya atılan tezlerden birisi de, bu toplulukların köken olarak Türk olduklarıdır. Prof. Dr. Orhan Türkdoğan "Etnik Sosyoloji" isimli kitabında Atabaskan (Nadane) dil grubuna bağlı olan Kızılderililerin Türk olduğunu yazar. Sadece Türkdoğan değil, Fransız dil bilimcisi Dumuzi de Keçove de dillerinin Türk dillerine benzediğini söyler. Ancak Kızılderililerin Türk olmadığını ama Asyalı olabiliceğini söyleyenlerde var.

Herneyse konumuz Kızılderilerin kökenleri değil. Her yıl Nisan ayı geldiğinde sözde Ermeni soykırımı iddaaları ABD'de gündeme gelir. Yerel seçimler ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile çok meşgul olduğumuzdan bizim medyada henüz pek gündeme gelmedi. Bugün Milli Gazete'de küçük bir haber vardı. Ama ilerleyen günlerde daha çok yer bulacaktır. Bugün sizlere Birleşik Devletlerin 1500 'lü yılların başından 1800'lü yılların ortalarına kadar, yeni kıtanın yerli halkı Kızılderililere yaptığı sayısız katliamlardan, Kızılderili soykırımından bir tanesini anlatmak istiyorum.


4 Nisan 2014 Cuma

Yandı Yürekler Yandı, Yağan Kar İle Sönmez



İnsanlar onun adını ilk defa 27 Mayıs 1960 sabahı duydu. Güneşin ilk ışıklarının loş sokakları aydınlatmaya çalıştığı günün sabahında lambalı radyolardan  Ankara Radyosunda'ki gür ses:
“Aziz Vatandaşlar;
Bugün demokrasimizin içine düştüğü buhran ve son müessif hadiseler dolayısıyla ve kardeş kavgasına meydan vermemek maksadıyla Türk Silâhlı Kuvvetleri memleketin idaresini ele almıştır.”
diyordu. Bu ses  ihtilâlin “Kudretli Albayı” Alparslan Türkeş'e aitti.


Sancak 15...Kumanda Bende! İskele Alabanda... Allah!

ABD'de inşa edildi. 23 Nisan 1944'de “Blower” adı verilerek denize indirildi. İlk görevinde kaza geçirdi. 1950'de Marshall yardımı kapsamında Türk Deniz Kuvvetlerine verildi ve adı “Dumlupınar” oldu. 16 Kasım 1950'da Türk Deniz Kuvvetlerine teslim edildi. Çanakkale Boğazında 4 Nisan 1953'de meydana gelen kazada 78  mürettebatına mezar oldu.



NATO'nun “Mavi Deniz” (Blue Sea) tatbikatı 3 Nisan 1953 günü sona erer. Dumlupınar denizaltısı diğer donanma gemileriyle Gölcük'e dönmek üzere Çanakkale Boğazına girer.

2 Nisan 2014 Çarşamba

Doğu İle Batı Arasındaki Yol Ne Kadardır

Türk Dil Kurumu'nun Büyük Türkçe Sözlüğü'nde ;
saat, -ti  Ar. s¥¤at

a. 1. Bir günlük sürenin yirmi dörtte birine eşit, altmış dakikalık zaman dilimi, zaman parçası: Beş altı mil ötedeki karşı kıyıya bir saatte varabilirdik ancak.” -A. Erhat. 2. Vakit, zaman: “Oyuncular meyus olmayarak gene saati geldiği vakit perdelerini açtılar.” -M. Ş. Esendal. 3. Bir işin yapıldığı belli bir zaman: Yemek saati. Kahvaltı saati. Uyku saati. Çalışma saati. 4. Günün hangi anı olduğunu gösteren alet: “Kolundaki krom saate göz attı.” -R. H. Karay. 5. Sayaç: Elektrik saati. Su saati.

olarak açıklanmış. Görüldüğü gibi saat hem fiziksel bir aygıt olarak, hem de zaman belirten soyut bir kavram olarak tanımlanıyor. Bugün biz “Günün hangi anı olduğunu gösteren alet” olan saatten bahsedeceğiz.