Geçenlerde Habertürk televizyonunda Tarihin Arka Odası programında Kırım Milli Meclis Başkanı Mustafa Cemiloğlu konuk olarak yeralmıştı. Söz dönüp dolaşıp Cemiloğlu'nun Sovyetler Birliği'nde 1976 yılında yaptığı açlık grevine geldi. Cemiloğlu o yıllarda kendilerine sadece Türkiye'nin destek olduğunu belirtti. Türkiye'de de milliyetçilerin ve Alparslan Türkeş'in kendilerine destek olduğunu söyledi. Türkeş'i rahmetle andıktan sonra “o zaman sizin solcular dış Türklerle ilgilenenlere faşist diyorlardı” dedi. Programdakilerin hiçbiri bir şey söyleyemedi. Programı izlerken üniversite yıllarıma gittim. Bizde Mustafa Cemiloğlu'na destek olmak ve O'nun mücadelesini ülkemiz kamuoyuna duyurmak için mitingler yapmıştık. Ama asıl söylemek istediğim ülkemizdeki “kavram kargaşasının” Cemiloğlu tarafından yüzümüze vurulması. Ülkemiz dışındaki soydaşlarımızla ilgilenmek “faşist” olarak nitelenmeye neden oluyordu.
![]() |
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu |
![]() |
Kahramanlar Meydanını (Hősök tere), Budapeşte |
Budapeşte'yi gezintimiz sırasında Macaristan Milli Müzesini (Magyar Nemzeti Múzeum) de ziyaret ettik. Müzede girdiğimiz bir odada orta kısımda etrafı ziyaretçilerin yaklaşmasını engellemek için konulmuş bariyerle çevrilmiş üzeri çuha kaplı bir masa üzerinde bir taç ve bir asa vardı. Ortam loş ışıklandırıldığı için ilk anda sadece masa üzerindeki tac ve asa gözüküyordu. Ortama gözümüz alışınca bariyerin etrafının da bir metre aralıklarla sıralanmış muhafızlar tarafından çevrilmiş olduğunu gördüm. Bu sergilenen tac ve asa Macaristan'ın ilk Kralı St. Stephen'in tacı* ve hükümdarlık asası idi.
Bunları görünce bu ne perhiz bu ne lahana turşusu diye içimden geçirdim ve Müze ziyaretimizden sonra arkadaşıma sormadan edemedim. Dedimki biz Türkiye'de Türk tarihinden, tarihimizdeki önemli şahsiyetlerden, önemli sembollerden, destanlardan bahsedersek bizi faşist olarak nitlendiriyorlar. Siz hem komünistsiniz hemde Macar tarihindeki önemli şahsiyetleri ve sembollerini bugün hala en iyi şekilde yaşatıyor ve koruyorsunuz. Bu bana bir çelişki olarak gözüküyor. Ayrıca bizde Topkapı Müzesinde bunlardan çok daha değerli eserler var ama biz böyle korumuyoruz dedim. Soruma şaşıran arkadaşım bana bu tac ve asanın Macar milletinin birliğini temsil ettiğini o nedenle çok önemli olduğunu anlattı. 2. Dünya Savaşında Macaristan dışına kaçırıldığını, Amerikaya kadar gittiğini ve 1978 yılında Amerikalılar tarafından tekrar Macaristan'a iade edildiğini ilave etti. Arkadaşım elbette haklıydı. Yanlış olan bizdekiydi. Bir insan mensubu olduğu bir milletinin tarihi, tarihi şahsiyetleri, tarihi sembolleri ile ilgileniyorsa, onları seviyorsa faşist olmazdı.
Dün böyleydi bugün farklı mı? Bence değil. Bugünde içinde yaşadığımız ortam tam bir “kavram kargaşası” ortamı! Her şey birbirine karışmış ya da karıştırılmış durumda! Çok da değişen birşey yok.
Herneyse bugün haberlerde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, Kırım Türkleri’nin milli kahramanı bizim Mustafa Cemiloğlu dediğimiz Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’na Çankaya Köşkü’nde düzenlenen törenle Cumhuriyet Nişanı verdiğini okudum. Memnun oldum. Umarım bu nişanın Rusya'nın bu aleni işgaline karşı her zaman samimiyetlerinden şüphe ettiğim Amerika ve batı ülkeleri safında yer aldığımızı göstermekten daha fazla anlamı vardır ve Türkiye Kırım'da yıllardır zulüm gören Tatar Türkü kardeşlerimizin yanında olur.
* Macaristan'ın ilk Kralı St. Stephen'in tacı “Macaristan'ın Kutsal Tacı” (Magyar Szent Korona) olarak adlandırılır ve 2000 yılından beri Macaristan Parlemento binasında sergilenmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder