Peygamberimizden sonra kimin Halife olacağı ve İslam davasını yürüteceği meselesi, bütün ağırlığı ile ortaya çıkmıştır.
En başta Haşimiler, bu işi benimsemekte idiler.
Daha öncede belirtildiği üzere Hz. Abbas, Hz. Ali'den bu işi Peygamberimizden sorup öğrenmesini istemiş, ancak Hz. Ali buna yanaşmamıştır. Kaynaklar Hz. Ali'nin menfi bir cevap alırsa bu kapının kendilerine temelli kapatılmasına sebebiyet vereceğini ileri sürerek buna yanaşmadığını belirtmektedir.
Peygamberimizin Hz. Ebubekir'i insanlara namaz kıldırmak için mihraba geçirmesi konusundaki ısrarı, Mescidde bulunan bütün kapıları kapattırıp ancak, Hz. Ebubekir'in kapısını açık bıraktırması, Hz. Ebubekir için bir yazı yazdırmak istemesi, Peygamberimizin bu husustaki temayülünü göstermektedir.
27 Temmuz 2014 Pazar
21 Temmuz 2014 Pazartesi
Bir Ramazan Ayında İlmin Kapısını Yıktılar
Halife Hz. Ali ile Halifeye isyan etmiş olan Şam Valisi Muaviye arasındaki Sıffin Savaşı Hz. Ali’nin ordusu Muaviye'nin ordusunu dağılması noktasına getirdiği bir sırada Amr b. el-Âs'ın hilesi sonucu (Kur'an-ı Kerim sahifelerini askerlerin mızrakları ucuna takarak), yenen ve yenilen belli olmayan bir şekilde sona ermiş, ihtilafın, her iki tarafının hakemlerince çözüme kavuşturulmasına karar verilmiş, Muaviye'nin ordusu Dımeşk'e (Şam), Halife Hz.Ali'nin ordusu Kufe'ye çekilmişti.
Bu tarihten yedi ay sonra her iki tarafın hakemleri bir araya gelerek, uzun görüşmelerden sonra karara varmışlar ve yine Muaviye'nin Hakemi Amr b. el-Âs'ın hilesi ile Muaviye'yi Halife tayin etmişlerdi. Hz. Ali tarafında bulunan bir grup hakemlerin kararını ve Hz.Ali'nin hakem tayini işine rıza göstermesini kabul etmediler. "Hariciler" olarak adlandırılan bu gruptan fanatik bir Harici olan Abdurrahman b. Mülcem Hicri 40ncı yılda Ramazan ayında Kufe'de caminin kapısında,Hz. Ali'ye saldırarak yaraladı.
Bu tarihten yedi ay sonra her iki tarafın hakemleri bir araya gelerek, uzun görüşmelerden sonra karara varmışlar ve yine Muaviye'nin Hakemi Amr b. el-Âs'ın hilesi ile Muaviye'yi Halife tayin etmişlerdi. Hz. Ali tarafında bulunan bir grup hakemlerin kararını ve Hz.Ali'nin hakem tayini işine rıza göstermesini kabul etmediler. "Hariciler" olarak adlandırılan bu gruptan fanatik bir Harici olan Abdurrahman b. Mülcem Hicri 40ncı yılda Ramazan ayında Kufe'de caminin kapısında,Hz. Ali'ye saldırarak yaraladı.
20 Temmuz 2014 Pazar
Okunur Dillerde Kıbrıs Destanı
20 Temmuz 1974 tarihinde Türk askeri Kıbrıs'lı Türklerin yardımına koştu. Bugün Türk Silahlı Kuvveteri'nin gerçekleştirdiği Kıbrıs Barış Harekatının 40. yıldönümü. Kıbrıs Barış Harekatı günlerini benim yaşımda olanlar çok iyi hatırlayacaktır. Ancak ben sizi daha eskilere götürmek istiyorum.
1960 yılının 15 Ağustos'unu 16 Ağustos'a bağlayan gece bir devlet doğdu Kıbrıs'ta. Bu yeni devletin adı "Kıbrıs Cumhuriyeti" idi. Yunan kuvvetleriyle beraber bu devletin güvenliğini sağlamak için 650 kişilik bir Türk Birliği Kıbrıs'a ayak bastı. Kıbrıs Türkü'nün hasret, minnet ve güven hislerine tercüman olan sayısız çiçek demetleri ve kurbanlarla karşılandı bu birlik Magosa Limanında. Türk Birliğini getiren Ege vapurunun Magosa'ya varmasına saatler kala binlerce Kıbrıs Türkü Magosa Limanı'nı tıklım tıklım doldurmuştu. Kolay değildi elbet. Bu 82 yıllık bir hasretti.
Bu yıldönümünde Kıbrıs'ta hunharca katledilen Türkleri, Kıbrıs için canını veren Türk Mukavemet Teşkilatının mensubu mücahidleri, Kıbrıs Barış Harekatında şehit olan askerlerimizi, Dr. Fazıl Küçük'ü ve Kıbrıs deyince ilk akla gelen büyük dava adamı Rauf Denktaş'ı sayğı ve rahmetle anıyorum. Allah'ın (cc) rahmeti üzerlerine olsun. Son sözü dedesi Hacı Mustafa Efendi'nin anlattıklarıyla tanıyan Kıbrıs'ı hiç görmemiş Afyonkarahisarlı Âşık Yoksul Derviş'e bırakalım.
1960 yılının 15 Ağustos'unu 16 Ağustos'a bağlayan gece bir devlet doğdu Kıbrıs'ta. Bu yeni devletin adı "Kıbrıs Cumhuriyeti" idi. Yunan kuvvetleriyle beraber bu devletin güvenliğini sağlamak için 650 kişilik bir Türk Birliği Kıbrıs'a ayak bastı. Kıbrıs Türkü'nün hasret, minnet ve güven hislerine tercüman olan sayısız çiçek demetleri ve kurbanlarla karşılandı bu birlik Magosa Limanında. Türk Birliğini getiren Ege vapurunun Magosa'ya varmasına saatler kala binlerce Kıbrıs Türkü Magosa Limanı'nı tıklım tıklım doldurmuştu. Kolay değildi elbet. Bu 82 yıllık bir hasretti.
![]() |
Magosa Limanında Türk Birliğini bekleyen Türkler |
Bu yıldönümünde Kıbrıs'ta hunharca katledilen Türkleri, Kıbrıs için canını veren Türk Mukavemet Teşkilatının mensubu mücahidleri, Kıbrıs Barış Harekatında şehit olan askerlerimizi, Dr. Fazıl Küçük'ü ve Kıbrıs deyince ilk akla gelen büyük dava adamı Rauf Denktaş'ı sayğı ve rahmetle anıyorum. Allah'ın (cc) rahmeti üzerlerine olsun. Son sözü dedesi Hacı Mustafa Efendi'nin anlattıklarıyla tanıyan Kıbrıs'ı hiç görmemiş Afyonkarahisarlı Âşık Yoksul Derviş'e bırakalım.
"Dedem anlatırdı güzelliğini,
Yazıldı dilime Kıbrıs Destanı.
Tarihlerde olan özelliğini,
Okunur dillerde Kıbrıs destanı"
![]() |
Türk Mukavemet Teşkilatı Arması |
19 Temmuz 2014 Cumartesi
Halife Seçimi -3
Peygamberimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) evinde en son akşam namazı kıldırmış, bundan sonra Ahiret alemine alınıncaya kadar bir daha namaz kıldırmamıştır.
Hz. Aişe'nin bildirdiğine göre: Peygamberimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem), hastalığı sırasında “Bana, Ali'yi çağırınız!” buyurmuştur.
Hz. Aişe “Sana, Ebubekir'i de çağıralım mı?” diye sormuş, Peygamberimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) “O'nu da çağırınız!” diye buyurmuştur.
Hz. Hafsa “Ya Resullullah! Sana Ömer'i de çağıralım mı?” diye sormuş, Peygamberimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) “O'nu da çağırınız!” diye buyurmuştur.
Ümmüldal “Ya Resullullah! Sana Abbas'ı da çağıralım mı?” diye sormuş, Peygamberimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) “O'nu da çağırınız!” diye buyurmuştur.
***
Hz. Aişe'nin bildirdiğine göre: Peygamberimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem), hastalığı sırasında “Bana, Ali'yi çağırınız!” buyurmuştur.
Hz. Aişe “Sana, Ebubekir'i de çağıralım mı?” diye sormuş, Peygamberimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) “O'nu da çağırınız!” diye buyurmuştur.
Hz. Hafsa “Ya Resullullah! Sana Ömer'i de çağıralım mı?” diye sormuş, Peygamberimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) “O'nu da çağırınız!” diye buyurmuştur.
Ümmüldal “Ya Resullullah! Sana Abbas'ı da çağıralım mı?” diye sormuş, Peygamberimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) “O'nu da çağırınız!” diye buyurmuştur.
17 Temmuz 2014 Perşembe
Halife Seçimi -2
Peygamberimizin (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) hastalığı ağırlaştığı zaman halk “O'ndan sonra, bu işi kim yönetecek?” diye konuşmaya başladı. Ensarın kadınları, erkekleri mescidde ağlıyorlardı. Bu durum Peygamberimize (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) söylendi.
Peygamberimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) “Onlar niçin ağlıyorlar?” diye sordu. “Sen, öleceksin diye korkuyorlar!” dediler.
O sırada Fadl b. Abbas , Peygamberimizin (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) yanına girdi. Peygamberimiz “Ey Fadl! Şu sarığı başıma sar!” buyurdu. Fadl b. Abbas sarığı sarınca “Tut elimden!” buyurdu. Oda Peygamberimizin (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) elinden tuttu. Peygamberimiz büyük bir ridaya bürünmüş ve başına da boz bir sarık ile bağlamış olduğu halde Minber'e oturdu ki bu Peygamberimizin (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) Minber'e son oturuşu idi. Peygamberimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)bu günden sonra bir daha Minber'e çıkmadı. “Halk'a seslen!” buyurdu.
Fadl b. Abbas, seslenince, Müslümanlar mescidde toplandılar. Mescid Müslümanlarla doldu.
Peygamberimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) “Onlar niçin ağlıyorlar?” diye sordu. “Sen, öleceksin diye korkuyorlar!” dediler.
O sırada Fadl b. Abbas , Peygamberimizin (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) yanına girdi. Peygamberimiz “Ey Fadl! Şu sarığı başıma sar!” buyurdu. Fadl b. Abbas sarığı sarınca “Tut elimden!” buyurdu. Oda Peygamberimizin (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) elinden tuttu. Peygamberimiz büyük bir ridaya bürünmüş ve başına da boz bir sarık ile bağlamış olduğu halde Minber'e oturdu ki bu Peygamberimizin (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) Minber'e son oturuşu idi. Peygamberimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)bu günden sonra bir daha Minber'e çıkmadı. “Halk'a seslen!” buyurdu.
14 Temmuz 2014 Pazartesi
Halife Seçimi -1
Kısa sürede Irak'ın üçte birini ele geçiren ve gözünü Mekke'ye kadar diken IŞİD -medyada adlarını değiştirdikleri yazılıp çiziliyor ama biz IŞİD demeye devam edelim- sonunda liderini halife ilan etti.
İslam aleminde halife seçimi her zaman önemli olmuştur. Bazı halife seçimleri yıllar boyu kapanmayacak yaralara neden olmuştur. Bu ve sonraki bir dizi makalede İlk Halife Hz. Ebubekir'den başlayarak halifeler nasıl seçilmiş bakalım. Ancak ilk halife Hz. Ebubekir'in seçimine geçmeden önce Peygamberimizin (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) son günlerinde meydana gelen bazı olaylara bakmak halife seçiminde meydana gelen gelişmeleri daha iyi anlamaya yardımcı olması bakımından önemli. Sahih İslam kaynaklarının bildirdiğine göre Peygamberimizin (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) vefatına yakın günlerde meydana gelen bazı olaylar şöyle gelişmiştir.
İslam aleminde halife seçimi her zaman önemli olmuştur. Bazı halife seçimleri yıllar boyu kapanmayacak yaralara neden olmuştur. Bu ve sonraki bir dizi makalede İlk Halife Hz. Ebubekir'den başlayarak halifeler nasıl seçilmiş bakalım. Ancak ilk halife Hz. Ebubekir'in seçimine geçmeden önce Peygamberimizin (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) son günlerinde meydana gelen bazı olaylara bakmak halife seçiminde meydana gelen gelişmeleri daha iyi anlamaya yardımcı olması bakımından önemli. Sahih İslam kaynaklarının bildirdiğine göre Peygamberimizin (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) vefatına yakın günlerde meydana gelen bazı olaylar şöyle gelişmiştir.
12 Temmuz 2014 Cumartesi
Ne Yaparsanız Yapın, Ama Soykırımı Unutmayın. Çünkü; Unutulan Soykırım Tekrarlanır!
Tarih 11 Temmuz 1995
Yer Srebrenitsa
Yugoslavya iç savaşının sürdüğü yıllardır.
Srebrenitsa Birleşmiş Milletler tarafından güvenli bölge ilan edilmiştir.
Srebrenitsa'nın güvenliği Thom Karremans komutasındaki 400 kişilik Hollanda birliğine bırakılmıştır.
Güvenli bölğe ilan edildiği için 24,000 civarında olan Srebrenitsa'nın nüfusu Yugoslavya'nın diğer bölgelerinden gelenlerle birlikte 60,000 civarına çıkmıştır.
Müslümanların silahları Hollanda'lı Birleşmiş Milletler askerleri tarafından toplanır.
Yer Srebrenitsa
Yugoslavya iç savaşının sürdüğü yıllardır.
Srebrenitsa Birleşmiş Milletler tarafından güvenli bölge ilan edilmiştir.
Srebrenitsa'nın güvenliği Thom Karremans komutasındaki 400 kişilik Hollanda birliğine bırakılmıştır.
Güvenli bölğe ilan edildiği için 24,000 civarında olan Srebrenitsa'nın nüfusu Yugoslavya'nın diğer bölgelerinden gelenlerle birlikte 60,000 civarına çıkmıştır.
Müslümanların silahları Hollanda'lı Birleşmiş Milletler askerleri tarafından toplanır.
10 Temmuz 2014 Perşembe
800 Kg Ağırlığında Mushaf-ı Şerif
Rusya'nın özerk Tataristan bölgesinde başkent Kazan şehrinin Kremlin'inde (1) bulunan Kul Şerif Camii İstanbul'daki camileri hariç tutarsak Rusya ve Avrupa'daki en büyük camidir. Kul Şerif, Kazan Tatar Hanlığı'nın Hanı'dır. 1552 yılında Ruslar'ın İlk Çarı Korkunç İvan'ın orduları (İvan Vasiliyeviç) Kazan'ı işgal edince öldürülür.
Bu cami şu anda Dünya'nın en büyük Mushaf'ına ev sahipliği yapıyor.
Bu cami şu anda Dünya'nın en büyük Mushaf'ına ev sahipliği yapıyor.
5 Temmuz 2014 Cumartesi
Irak Türk'ü Türkmanığ, Dünya'da herkes bili (bilir)
IŞİD birkaç gün içerisinde Irak'ın yaklaşık üçte birini eline geçirdi. Bu yerlerin arasında Türkmen yurdu Musul'da var. Fırsattan istifade yada ortaya çıkarılan fırsatı bahane ederek Kürtlerde diğer önemli bir Türkmen yurdu Kerkük'ü işgal etti. Türk Hükümetinden hiçbir tepki ve Irak Türkleri için bir girişim yok. Bu anlaşılabilir bir şey. Mustafa Kemal Atatürk'ten beri Türk Hükümetleri Irak Türklerine karşı hep bir duyarsızlık içerisinde olmuştur. Ayrıca şimdi Irak Türkleriyle ilgilenmenin zamanı mı? Bizim seçmemiz gereken bir Cumhurbaşkanı var! Ancak milletimizin duyarsızlığına ne demeli. Yahudilerin Filistinlilere yaptığı zulümlere karşı gerek cuma namazları sonrası ve gerekse diğer zaman ve mekanlarda gösteriler yapanlar, söz konusu Türkler olunca hiç sesleri çıkmıyor. Oysa ki Irak Türklerinin gözü her zaman Türkiye'den bir “ağabey” eli, kulağı her zaman Türkiye'den bir “ağabey” sesi beklemiştir. Onlar her zaman Türkiye'nin dertlerini dert edinmiş, Türkiye'nin üzüntülerini kalplerinde hissetmiştir. Bunu “hoyrat”larına bile yansıtmışlardır.
Dumlupınar gemisi boğazlarda battığında tüm Türkiye gibi onlarda üzülmüşlerdir.
Dumlupınar gemisi boğazlarda battığında tüm Türkiye gibi onlarda üzülmüşlerdir.
“Dumlupınar batıptı
Acep kaptan yatıptı
Bütün Türk yüreğine
Sanki tiken batıptı
1 Temmuz 2014 Salı
Kabe'yi Yıkmak
Müslümanların kıblesi Kabe'ye saldırının ilk defa olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Hayır Peygamber Efendimizin İslam'ı tebliğe başlamadan önce Yemen Kralı Ebrehe el Eşrem el Habeşi'nin ordularının fillerle Kabe'yi yıkmak için Mekke'ye doğru yola çıkmaları ve Kur'an-ı Kerim'de Fil Suresinde anlatılan olayı kastetmiyorum.
Şam'da İslam'ın Halifelik makamında Muaviye'nin kendisinden sonra halifeliği bıraktığı oğlu Yezit bulunuyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)