14 Temmuz 2014 Pazartesi

Halife Seçimi -1

Kısa sürede Irak'ın üçte birini ele geçiren ve gözünü Mekke'ye kadar diken IŞİD -medyada adlarını değiştirdikleri yazılıp çiziliyor ama biz IŞİD demeye devam edelim- sonunda liderini halife ilan etti.

İslam aleminde halife seçimi her zaman önemli olmuştur. Bazı halife seçimleri yıllar boyu kapanmayacak yaralara neden olmuştur. Bu ve sonraki bir dizi makalede İlk Halife Hz. Ebubekir'den başlayarak  halifeler nasıl seçilmiş bakalım. Ancak ilk halife Hz. Ebubekir'in seçimine geçmeden önce Peygamberimizin (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) son günlerinde meydana gelen bazı olaylara  bakmak halife seçiminde meydana gelen gelişmeleri daha iyi anlamaya yardımcı olması bakımından önemli. Sahih İslam kaynaklarının bildirdiğine göre Peygamberimizin (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) vefatına yakın günlerde meydana gelen bazı olaylar şöyle gelişmiştir.



Nasr Suresinin inişiyle Peygamberimize (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) vefat edeceği bildirilmişti.
"Ey Muhammed! Allah'ın yardımı ve zafer günü gelip, insanların Allah'ın dinine akın akın girdiklerini görünce, Rabbini överek tesbih et; O'ndan bağışlanma dile, çünkü O, tevbeleri daima kabul edendir." (Nasr Suresi 1-3)

***

Peygamberimiz bir gün Hz. Fatıma'ya gizlice “Cebrail, her yıl Kuran'ı benimle bir kere mukabele ederdi, bu yıl ise iki kere mukabele etti. Öyle sanıyorum ki ecelim yaklaşmıştır.” buyurdu.


***

Peygamberimiz her yıl Ramazan ayında on gün İ'tikâfa girerdi. Son Ramazan'da ise yirmi gün İ'tikâfa girmişti.


***

Peygamberimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) Veda Haccında Müslümanlarla vedalaşmış, Veda Haccından dönerken Gadir-i Humm'daki hutbesinde “Ey İnsanlar! Haberiniz olsun ki Ben de, ancak bir insanım. Çok uzun sürmez, Yüce Rabbimin Elçisi bana gelecek, ben de O'nun davetine icabet edeceğim” buyurmuştu.
***

Peygamberimizin (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) hastalığı ağırlaşınca hanımlarını yanına çağırıp, hastalığını Hz. Aişe'nin evinde geçirmek için izin istedi ve onlardan helallik aldı.

Peygamberimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) Hz. Aişe'nin evinde hastalığı şiddetlenince “Muhtelif yedi kuyu suyundan üzerime ağız bağları çözülmedik yedi kırba su dökünüz. Böylelikle, vücudumda biraz hafiflik bulup belki, halka vasiyette bulunabilirim” buyurdu.


***

Peygamberimizin (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) hastalığı Safer ayının son gecesi başlamış ve onüç gün sürmüştür.

***

Peygamberimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) hastalandığı ve evinde de Ömer b. Hattab gibi bazı zatlar bulunduğu sırada “ Bana kalem kağıt getiriniz de size bir yazı yazayım ki, bundan sonra hiçbir zaman yolunuzu şaşırmayınız!” buyurmuştur.

Ömer b. Hattab “Resûlullâh Aleyhisselâm'a, hastalığı baskın gelmiştir. Yanınızda Kur'an var. Allah'ın kitabı bize yeter!”  demiştir.

Bunun üzerine ev halkı anlaşmazlığa düşmüş ve tartışmaya başlamışlardır.  Kimisi Resûlullâh Aleyhisselâm, sizin için yazacağın yazsın derken kimisi de Ömer'in dediği yerindedir demiştir.  Resûlullâh Aleyhisselâm'ın yanında anlaşmazlığı çoğaltıp sözleri birbirine karıştırdıkları ve  Resûlullâh Aleyhisselâm'a baygınlık getirdikleri zaman  Resûlullâh: “Yanımdan kalkınız. Benim yanımda niza (çekişme) olmaz! Beni kendi halime bırakınız! Benim şu içinde bulunduğum hal, sizin beni davet ve meşgul ettiğiniz şeylerden hayırlıdır” buyurmuştur.

***

Hz. Ali der ki “  Resûlullâh Aleyhisselâm, ağırlaştığı zaman “Ey Ali! Bana bir kürek kemiği getir de, benden sonra, ümmetimi doğru yoldan şaşırtmayacak şeyi onun içine yazdırayım” buyurdu.  Resûlullâh Aleyhisselâm'ın başı kollarımın arasında bulunuyordu. Gidip gelinceye kadar O'nu kaybetmekten korktuğum için Ben buyuracaklarını ezberimde tutarım dedim.

“Namaz kılmağa, zekat vermeye devam etmenizi, ellerinizdeki kölelerin haklarını gözetmenizi tavsiye ederim!”  buyurdu.

“Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve Resulüh” diyerek şahadette bulunmayı da emr etti.

“Bu iki gerçeğe şahadette bulunana cehennem ateşi haram olur” buyurdu.

***

Peygamberimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)  kendisini ziyarete gelen Hz. Osman'ı görünce onu yakınına çağırmış, O'na gizlice birşeyler söylemiş, “Sana söylediğim şeyi anladın mı?” diye sormuş, Hz. Osman “Evet” diye cevap vermiş, bunu  iki defa tekrarlamış Hz. Osman “Evet! Onu kulağım işitti, kalbimde ezberledi" demiş, bunun üzerine, Peygamberimiz Hz. Osman'a “Haydi git” buyurmuştur.

***

Peygamberimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)  rahatsızlığı ağırlaştığı sırada , Abdurrahman b. Ebubekr'e “Bana, kalem kağıt getir de, Ebubekir için bir yazı yazayım ki, onun üzerinde anlaşmazlığa düşülmesin!” buyurdu.

Abdurrahman kağıt kalem getirmeğe gitmek için kalkınca, “Otur! Ebubekir üzerinde anlaşmazlığa düşülmesine, Allah'da, Müminler de razı olmaz!” buyurdu.

***

Sonra Hz. Aişe'ye “Bana, baban Ebubekir'i ve senin kardeşini çağır, bir yazı yazayım. Çünkü ben, bir hevelisinin, heveslenip (Ben bu işe, herkesten önce gelirim!) demesinden korkuyorum. Oysaki Allah da Müminler de Ebubekir'den başkasına razı olmaz!” buyurdu.

Peygamberimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)  “Bana, Ebubekir'i çağırınız!” buyurduğu zaman, Hz. Ömer'i çağırdılar.

Peygamberimiz, ayılınca, tekrar “Bana, Ebubekir'i çağırınız!” buyurdu. Yine Hz. Ömer'i çağırdılar.

Bunun üzerine, Peygamberimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) “Herhalde, sizler de, Yusuf Aleyhisselam'ın Sahibeleri olan kadınlar takımındansınız!” buyurdu (Yusuf Aleyhisselam'ın Sahibeleri olan kadınlar Hz. Yusuf'u Mısır Azizi'nin hanımı Züleyha'ya boyun eğdirmek için kandırmaya çalışmışlardır.).

Devam edecek....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder