Bu tarihten yedi ay sonra her iki tarafın hakemleri bir araya gelerek, uzun görüşmelerden sonra karara varmışlar ve yine Muaviye'nin Hakemi Amr b. el-Âs'ın hilesi ile Muaviye'yi Halife tayin etmişlerdi. Hz. Ali tarafında bulunan bir grup hakemlerin kararını ve Hz.Ali'nin hakem tayini işine rıza göstermesini kabul etmediler. "Hariciler" olarak adlandırılan bu gruptan fanatik bir Harici olan Abdurrahman b. Mülcem Hicri 40ncı yılda Ramazan ayında Kufe'de caminin kapısında,Hz. Ali'ye saldırarak yaraladı.
Bu suikast sırasında kafasından aldığı ölümcül yara nedeniyle dördüncü ve son Raşid Halife Hz. Ali, 60 yaşının biraz üstünde iken, vefat ederek şehit oldu. Hz. Ali, Kufe'nin batısında bugünün Necef şehrinin bulunduğu yerde defnedildi. Necef demişken bugünkü gazetelerde Irak’ın Necef İli Emniyet Müdürlüğü'nün, Irak’ı devlet ve halk olarak hedef alan terörü destekleyen devletler arasında gördüğü Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar ürünlerinin Necef iline girişini, piyasada satılmasını yada tüccarların bu ürünlerle alışverişini yasaklağı haberlerinin yer aldığını da hatırlatalım.
![]() |
Hz. Ali el Murteza (Hat: İsmail Zühdi *) |
Böylece Peygamber Efendimizin bir mucizesi de gerçekleşmiş oldu.
“Benden sonra hilafet -veya nübüvvet hilafeti- otuz yıldır.”(Ebu Davud, Sünnet, 8; Tirmizî, Fiten, 48; Ahmed b. Hanbel, 4/272; 5/220, 221)Raşid dört Halife ve Hz. Hasan'ın altı aylık süresi ile birlikte toplam otuz yıl etmektedir.
Diğer bir hadis de ise bu süreden sonrasının ısırıcı bir saltanat olduğu bildirilmiştir.
“Nübüvvet içinizde Allah’ın dilediği kadar devam eder; sonra dilediği zaman onu ortadan kaldırır. Sonra, nübüvvet sisteminde bir hilafet olacaktır. Bu da Allah’ın dilediği kadar devam eder; ardından Allah onu da –dilediği zaman- ortadan kaldırır. Sonra ısırıcı bir saltanat olur. O da Allah’ın dilediği kadar devam eder; sonra Allah dilediğinde onu ortadan kaldırır. Daha sonra ceberut bir saltanat olur; o da Allah’ın dilediği kadar devam eder, ardından Allah dilediği zaman onu ortadan kaldırır. Sonra, nübüvvet sisteminde bir hilafet olur.”(Ahmed b. Hanbel, 4/273).Hz. Ali'nin yaralandıktan sonra Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'e şunları vasiyet etmiştir:
"İkinize de Allâh'tan çekinmeyi, dünya sizi arasa, istese bile onu aramamayı, istememeyi vasiyet ederim. Ona ait birşeyi elde edemediğiniz, elinizden yitirdiğiniz için de hayıflanmayın. Gerçeği söyleyin; ahiret ecri için iş görün; zalime düşman olun, mazluma yardımcı kesilin.
İkinize, bütün evladıma, ehlibeytime ve bu yazım kime ulaşırsa ulaşssın ona, Allâh'tan çekinmeyi, işlerinizi düzene koymayı, aranızı uzlaştırmayı vasiyet ederim. Allâh'ın salatı O'na ve soyuna olsun. Ceddinizden duydum, derdi ki: iki kişinin arasını bulmak, bütün (nafile) namazlardan, oruçlardan üstündür.
Allâh için, Allâh için yetimleri koruyun, bazı kerre aç, bazı kerre tok bırakmayın onları; size tapşırılan haklarını yitirmeyin onların. Allah için komşularınızı görün, gözetin bu, Peygamberimizin vasiyetidir; komşular hakkında öylesine tavsiyede bulundu ki onlarda mirasa girecekler sandık. allah için, Allâh için Kur'an'a riayet edin, onunla amel etmekte başkaları sizi geçmesin. allah için, Allah için namazı bırakmayın; çünkü o, dininizin direğidir. Allâh için, Allâh için Rabbinizin evini ziyartei, haccetmeti bırakmayın; siz hayatta bulundukça boşlamayın o evi; çünkü o ev, terkedilirse mühlet bile verilmez sizlere; azap gelir çatar. Allâh için, Allâh için mallarınızla, canlarınızla, dillerinizle Allâh yolunda savaşın; birbiriniz dolaşmanızı, görüp gözetmenizi, birbirinizin ihtiyacını gidermenizi, birbirinizden yüz çevirmemenizi, birbirinizden ayrılmamanızı vasiyet ediyorum.iyiliği buyurmayı, kötülükten nehyetmeyi bırakmayın; sonra kötüleriniz başınıza geçer; sonra da dua edersiniz, icabet edilmez size.
Ey Abdülmuttalib oğulları, Emir'ül-Müminin katledildi deyip Müslümanların kanlarına girmenizi, öcalmaya kalkmanızı isteme, sakının bundan. Benim için yalnız beni öldüreni öldürün. Bekleyin hele, onun şu vuruşundan ölürsem, onun bana tek bir vuruşuna karşı sizde ona bir kere vurun, şurasını, burasını keserek eziyete kalkışmayın, çünkü ben, Allâh'ın salatı O'na ve soyuna olsun, Rasulullah'tan duydum, derdi ki:
Sakının eziyetten, işkenceden, öldüreceğiniz kuduz köpek bile olsa."
***
Hz. Ali'den Hikmetli Sözler
"Allâh'ın bir meleği vardır, hergün bağırır; Doğun ölüm için, Toplayın yok olmak için, yapın yıkılmak için."
"Geceyle gündüz yaşayanların eserlerini gidermek, geçmişlerin izlerini yoketmek için çalışıp duran iki emekçidir."
"Akıldan daha faydalı mal, kendini beğenmekten daha korkunç yalnızlık, tedbir gib akıl, takva gibi kerem, güzel huy gibi eş dost, edep gibi miras, başarı gibi klavuz, iyi işlerde bulunmak gibi alış-veriş, sevap gibi kar, şüpheli şeylerde durup çekinmek gibi sakınmak, haramdan kaçınmak gibi zahitlik, düşünmek gibi bilgi, fazrları yerine getirmek gibi ibadet, utanmak ve sabretmek gibi iman, gönül alçaklığı gibi soy sop, bilgi gibi yücelik, hilim gibi üsütnlük, danışmak gibi arka yoktur."
"Can gözü kör olunca gözle görüşün faydası yoktur."
"Rabbin rızasını kazanmak isteyen, zulmeden buyruk sahibine karşı adalet sözünü söylemelidir."
(Gurer'ül-Hikem'den)
"Alim ölü olsa bile diridir, cahil diri olsa bile ölü."
"Cahiller çoğalınca bilginler garip olurlar."
"Cahil dostundan ziyade akıllı düşmanına güven."
"Ya söyleyeni irşad eden bilgin ol, ya dinleyen, belleyen kesil; üçüncüsü olamktan sakın."
"Bilgiyle dirilen ölmez".
"İki haris vardır ki doymaz da doymaz: Bilgi isteyen, dünya dileyen."
***
Hz. Ali, kendisi hakkında sorulduğunda buyurmuştur ki:
"Benim yüzümden iki kişi helak olmuştur: Sevip hakkımda ileri giden, sevmeyip aleyhimde bulunan."
***
Peygamberimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) buyurdular ki:
"Ben ilmin şehriyim, Ali kapısıdır; ilmi isteyen kapıya gelsin."
(*) Hattat İsmail Zühdi, Karadeniz'in Ünye kasabasında doğmuş, babası ile İstanbul'a gelmiş ve Ahmed Hıfzı Efendi'den aklâm-ı sitte öğrenmiştir. 1766'da icazetle beraber Zühdi mahlasını alan İsmail Zühdi, Sultan III. Mustafa devrinde Enderûn-ı Hümayun'un hat hocalığına getirilmiş ve ölümüne kadar bu görevde kalmıştır. Saray-ı hümayun hattatı olmuş, 40 Mushaf, sayısız kıt'a, murakka ve hilye yazmıştır. Yetiştirdiği hattatlar arasında kardeşi Mustafa Rakım da yer almaktadır. 1806'da vefat emiştir. Allah'ın (cc) rahmeti üzerine olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder